Hayata atılışı, hız çağında çok eski sayılabilir. Yedi yıl kadar parmak hesabıyla. Önce sülün gibi bir mankendi, sonra oyuncu ve ille de şarkıcı. Azimli, kararlı, ısrarlı, becerikli! Merdiven basamaklarının başından, neonların tepesine tırmanacak özellik ve güzellikte bir Gülben Ergen.

Alaturka bir yaz çiçeği
Kulakları çınlar mı bilmem ama, bir arkadaşım vardır, mutlaka anmalıyım. Kadınlar ve çevre üzerine öylesi saptamaları vardır ki, sosyologların kulaklarına takılası niteliktedir. “Eğer bir kadın gece sokağa çıkacaksa, kem nazarlara gelmemek, dedikodulan önlemek için, yanına bir fileye özenle sokulmuş tencere-tava alırsa a durumu kurtarır” derdi. Bir kamuflaj gerçeği de olabilir aynı zamanda.

gulben-ergen-mankenlik-yillari-1994-nokta-dergisi-roportaji (6)
Yaşı 22. İstanbullu. Eski manken, yeni şarkıcı. Gönlünde oyunculuk yatıyor. (1994, Nokta Dergisi)

Bahsimizin nedeni, şimdiki sanatçıların da bu benzeri keşiflerde olması. İlk başlatan Hülya Avşar, ardı çorap gibi söküldü gidiyor. Annelerini yanlarından ayırmıyorlar şimdiki genç genç kızlarımız. Her türlü işleriyle anneler meşguller. Eğer kafalarına meşhur olmayı taktılarsa, illa ki anneler ön planda olmalı. İşi, eşi, “maaşı” ayarlamaları gerekli. Gülben Ergen de akıllı kızlardan. Annesini yanından ayırmıyor. Ticari konulan ben hallederim. Manevî konular annemden sorulur. Dargın olduğum bir arkadaşımla bile hiç haberim yokken barışırım. Her zaman, unutkanlığımın toplayıcısıdır. Sivri dilimi törpüler, yumuşatır” diyor. Mutlaka çocukken de, “Sus kızım!”  diye masa altından cimciklemiştir Gülben Ergen’i. Hakkını yemeyelim, zarif, iyi niyetli bir “hami” yalnızca.

gulben-ergen-mankenlik-yillari-1994-nokta-dergisi-roportaji (3)
Halkın içinden gelmiş Gülben Ergen. Halk da onu beğeniyor. Türk erkeklerinin kadın tasvirinin tıpkısının aynısı.
(1994, Nokta Dergisi)

Gülben Ergen, gencecik bir kız. Hayata atılışı ise hız çağında çok eski sayılabilir. Yedi yıl kadar parmak hesabıyla. İlk kez sülün gibi bir manken podyumlarda. Hiç benimseyememiş oysa mankenliği. Daha açıkçası, mesleğim diye bakamamış. Gözü oyunculukta, gözü sahnelerde. Pasaportuna hiç “manken” yazdırmamış. Sorulduğunda, “oyuncu” deyip kesip atmış. Olmazsa olmaz hırs da, şaklayan bir kamçı içinde, öyleyse neden gazinoların yolcusu olmasın? Oluyor olmasına da, öncesi biraz tesadüfi, sonrası bilinçli. En yakın arkadaşı Seren Serengil sahnelerde boy göstermeye başlamış hanidir. Annesi de dizinin dibinde. İki yetenekli kız, iki de anne bir araya gelirse dağlar bile üfledin mi uçuverir. Öyle de oluyor. “Hadi şimdi sen söyle” diye itiveriyor Seren Serengil’in annesi bir gün sahneye Gülben Ergen’i. Başlayış o başlayış, sürdürüş de o gün bugündür. “Berbattı bana göre, dinleyenlere göre de fena değil” diyor Gülben Ergen. Yeter ki bir sahneye çıka gör, gerisini sen beceremezsen güne duruyor. Hemen ders almaya başlıyor Gülben Ergen. O ünlülerin ünlü hocası Erdem Siyavuşgil’le başlıyor müzik çalışmaları. “Her gün biraz daha iyi olduğumu biliyorum” diyor şimdi. Birkaç yıl sonra isminin neonların ayyukuna çıkacağından azmi gibi emin.

gulben-ergen-mankenlik-yillari-1994-nokta-dergisi-roportaji (5)
Arabesk ve pop karışıyor şarkılarına. Zamane isteklerine karşı durmuyor. “Parça” istekleri geri çevrilir mi hiç?
(1994, Nokta Dergisi)

Ekmek gibi nimet. Muazzez Abacı, İbrahim Tatlıses ve Emrah gibi kendi dallarında birer numaraların altında çalışmak ekmek gibi nimet. “Merdivenin alt basamağından, bile isteye başladım. Onlardan öğrendiklerimle tırmanacağım. Çünkü onlardan öğrenilecek o kadar çok şey var ki. Azimle de öğreniyorum” diyor ve hiç basamak kalmayana kadar çıkacağından da yine çok emin.

Fazla aldırdığı yok çevresine. Aklına estiği gibi davranıyor, kızıyor, bağırıyor. Kısaca “fevriyim” diyor. “Kendini beğeniyor musun, hangi makamları seviyorsun, neden hicaz?” gibi sorularla bilgi ve becerisini sınamaya kalkan bir muhabire gözlerini dikiyor ve anında “mat” ediyor kendi deyimiyle. Şimdi ne alakası var bu gibi soruların, sahneye çıkmışsa bir insan, sahneyi öğrenmiştir kısaca. Ötesini soruşturmak kimsenin üzerine vazife değil.

Hareketlerinde rahat, ne yapacağını biliyor. Fotoğraf çektirirken hiç sormadani biz de söylemeden elbisesinin düğmelerini açıor. Ama, neyin nereye kadar olması gerektiğinin çok farkında. Son zamanlarda yalnızca müzik diyerek, başka her şeyi aklından kovuyor. Cinsellik mi, erkek arkadaş mı? Bunlar şimdilik rafta. Her şey sanat için, başarı için. Hayatını uzunca bir süre bunlara endekslemiş.
— Birlikte olacağım erkek benden fazla para kazanmalı. Yoksa aramızda problem çıkar. Erkek her zaman kadının önünde olmalı. Güçlü, çekip çeviren. Sözünün eri, öyle böyle değişmeyen erkekleri severim.

gulben-ergen-mankenlik-yillari-1994-nokta-dergisi-roportaji (2)

Kaynak: 1994, Nokta Dergisi