Fransız VSD dergisi ona iki sayfasını ayırmıştı. missnetworld.tv yarışmasına Türkiye’den aday oldu. Ekim sonunda bitecek yarışmaya tüm dünyadan tıklanan güzeller katılıyordu ve Aysun’un şansı yüksekti. O zaman deliler gibi Aysun’u aradık fakat telefonundan hep şu mesaj geliyordu:
— Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor.
Önce kapris dedim, ama bir nöbet anında Başak Gürsoy’un ajansında telefona çıkan kişiye, “Bu kızın arkadaşı filan yok mu, onun numarasını verin de bir haber bırakayım” diye sesimi yükselttim. Cevap olarak: “Emre’den başka arkadaşı yok. Onun da numarasını size veremem.” Nasıl yani dedim. “Yok işte, en yakını o.”
Aysun’a ulaşamadık. Haberden bir süreliğine vazgeçtik. Ancak geçen hafta VSD dergisinin okurlarına hediye ettiği 2002 takviminin OCAK sayısını süslediğini görünce, Aysun Kayacı’nın peşine tekrar düştük. Yarışma 11 Eylül saldırısı nedeniyle ileri bir tarihe ertelenmişti ama o favoriydi. Yukarıdaki uzun hikâyeyi Galatasaraylı futbolcu Emre’nin Aysun’un hayatında ne kadar önemli olduğunu ifade edebilmek için anlattım. Denk gelmiş gibi geçenlerde bir arkadaşım ikisini Yeşilköy’de görmüş. “El eleydiler. Yürürken gözlerini birbirlerinden ayıramıyorlardı. Sanki daha o gün tanışıp aşık olmuş gibiydiler.” dedi. Gerçekten Aysun’un hayatının yarısı Emre mi? Her şey Emre’den sonra geliyor. Çünkü Aysun Kayacı büyük bir ihtimalle yarışmanın finaline gitmeyecek.
En verimli dönemim
Yurtdışında başarılı bir isim olmayı kim istemez ki? Daha önce böyle bir şansım vardı. Bir defile için Milano’ya gitmiştim. Çok ilgi gördüm orada. Türk kızı olmanın bazı avantajları var. İnsanları nasıl etkileyeceğini çok iyi biliyorsun. Doğu Bloku ülkelerinden birçok manken vardı. İlgi çekmek için adamların gözünün içine bakıyorlardı. Ama ben bu tarz şeylere öylesine tokum ki. Ben uzak kaldıkça daha çok ısrar ettiler, ne var bu kızda diye. Halbuki bu kızda bir şey yok. Sadece gönülsüz. Sizin alışkın olduğunuz tipte biri değil!
Aysun şu anda arzuladığı her şeyi yapabileceğinin farkında. Ama istediğini söylüyor. “Şu an fiziğim ve yüz hatlarım oturdu. İdeal manken vücudundayım. En verimli, en olgunlaşmış, en profesyonel halimdeyim. Bir doktorun en fazla ameliyat yaptığı ama masasında kimseyi öldürmediği dönem vardır ya, işte o dönemdeyim.”
Ne zaman ünlü oldu?
Podyumlara adım attığı 1996 yılında 17 yaşındaydı Aysun. Ertesi yıl Elite Model Look üçüncü güzeli seçildi. Aynı yıl, o dönem Fenerbahçe’den ayrılan Emre Aşık ile tanıştı. “Onunla tanıştığımda yeni bir ilişkiden çıkmıştım, mutsuzdum. Yarışmayı seyretmiş ve beni beğenmiş. Üçüncülüğün hakkım olmadığını düşünmüş.” Bir gün fuarda mankendim. Gazeteci gelip “Fenerbahçe’den ayrılan Emre ve Oğuz için ne düşünüyorsun?” diye sordu. Ben de bilmiyorum dedim. Ardından “Emre ile tanışmak ister misin?” ” dedi. Olmaz dedim ama bir şekilde tanıştık işte.
Kaynak: 2001, Aktüel Dergisi
