Doğrusunu isterseniz Başbakan Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı adaylığını gönlünden geçirmediğini düşünmüyorum. Zira aday profilini çizerken liderlik vasfına vurgu yaparak en önemli ipucunu ağzından kaçırdı. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Hırvatistan-Makedonya seyahatine katılan gazetecilerin sorularını dönüş yolunda uçakta yanıtladı.
Kim, nerede, ne zaman Başbakan’a “Cumhurbaşkanı olacak mısınız?” ya da AK Partililere “Cumhurbaşkanı adayınız kim?” diye sorsa, sorunun muhatabının yüz ifadesinden aynı şey anlaşılıyor: “Cumhurbaşkanlığı hakkımız, söke söke alırız.” Hiç kimse henüz bu cümleyi sarf etmedi ama imalı bakışlar, anlamlı gülümsemeler, tek kaşı kaldırarak sarf edilen cümlelerden ben bunu anlıyorum. AK Partlililer ise bu meseleye kilitlenmiş görünüyor. Hiçbir alternatif yaklaşım kabul edilebilir cinsten değil, hiçbir çağrı yanıt verilebilir türden değil onlar için.
Her ne kadar “Gündemimizde bu konu yok, gündemi çarpıtmayın” deseler de, AK Parti için bu meclisin cumhurbaşkanını seçmesi gurur meselesi halini aldı. Üç günlük Hırvatistan-Makedonya seyahatinin son saatlerinde Türkiye’ye doğru yol alırken, ana uçağının orta bölümünde hazırlanan küçük toplantı odasında bir araya geldik Başbakan Erdoğan ile. Önce tansiyonu düşük birkaç soru soruldu, ardından da beklenenler.
Sizden bir işaret bekleniyor, nasıl bir cumhurbaşkanı profili verebilirsiniz?
Başbakan önce soruyu soran meslektaşım Gürkan Zengin’e şöyle bir gülümseyerek bakıyor. Küçücük sohbet odasında diz dize otururken Erdoğan’ın gülümsemesinden “Şimdi beklediğimiz yanıt geliyor” havasını almak zor değil. Önce klasik, duymaya alışık olduğumuz bir cümleyle başlıyor yanıtına Erdoğan.
— Ben baştan beri söylüyorum. Cumhurbaşkanının nasıl seçileceği, cumhurbaşkanında aranan özellikler, bunların hepsi Anayasa’da belli. Öyle mi? Mutabık mıyız?
Biz başımızı sallayıp Erdoğan’ın sözlerini onaylarken, içimizden de “Evet mutabıkız da, devamında ne gelecek” diyoruz.
— Cumhurbaşkanının Türkiye’mizi temsil edecek, ülkemizde barış, sevgi, birlik, beraberlik, dostluk zeminini hazırlayacak, bu zemini iyi koordine edecek biri olması. Tabii ki bir de lider özelliği olan bir insan olması lâzım. Bir her zaman bunu ararız.
İşte ilk ipuçları. Arkasından da devamı geliyor.
— Toplumsal gerilimlere asla fırsat vermeyecek, buna zemin hazırlamayacak, toplumun bütününü kucaklayacak, bu ülkede toplum katmanları arasında herhangi bir duygusallığa fırsat vermeyecek derecede onlara eşit mesafede olacak bir yapının sahibi olması lâzım.
Tarif güzel. Kimsenin de itiraz edeceğini sanmıyoruz. Yani şu an için en azından “cumhurbaşkanlığı tarifi” üzerinde bir uzlaşma sağlanmış gibi. Başbakandan tarifi aldık ama tam olarak ağzından baklayı çıkaramadık. Üstelik de uçak büyük bir hızla Ankara’ya doğru alçalmaya başlamışken. Yani fazla vaktimiz kalmadı soru sormak için, belki birkaç dakika daha. En iyisi doğrudan sormak. Hepimizin aklında aynı soru var. Erdoğan acaba kendisini mi tarif etti? Cumhurbaşkanlığı adaylığı için bir mesaj mı verdi?
— Ben öyle bir mesaj vermedim. Söylediğimiz vasıflarda herkes cumhurbaşkanı olabilir. Şu anda kimin olacağı veya kimlerin aday olacağı noktasında değilim. Daha çok erken, 11 ay var. Üstelik bu mevcut cumhurbaşkanımıza da saygısızlık olur. Günü geldiğinde AK Parti grubu olarak o ismin kim olacağına oturur, karar veririz. Meclis’teki demokratik haklarımızı da en ideal şekilde kullanırız.
Hiç sırası değil ama kaptan pilot iniş anonsunu yaptı. Sohbet mecburen sona erdi. Kafamızda yarım kalmış cevapların arkasına takılı soru işaretleri var. Derken aklıma birden 2000 yılı Nisan ayı geldi. Tıpkı bugünlerde olduğu gibi yine Başbakan’ın peşindeydik. Başbakan Ecevit’ten koalisyon ortaklarıyla birlikte cumhurbaşkanlığı için açıklayacağı adayın adını almaya çalışıyorduk. Günler, haftalar boyu tüm sorularımızı yanıtsız bırakan Başbakan Ecevit’e, “Bari kafanızdaki cumhurbaşkanı adayını tarif edin” demiştik. Tüm nezaketiyle bizi kırmamış ve “Meclis içinden bir sonuç alınamazsa meclis dışından, partisiz, fakat siyasal deneyimi ve dış ilişkiler alanında birikimi bulunan bir ortak aday üzerinde anlaşma olabilir” demişti. Sonra da ortaya tarifin bir kısmına uyan şimdiki Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer‘in ismi ortaya çıkmıştı.
★
Kısacası söylemek istediğim şu:
Yemek tarifleri bile her zaman bire bir sonuç vermez. O nedenle tarifler ancak iyi birer ipucu olabilir. Ama doğrusunu isterseniz ben Başbakan Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı adaylığını gönlünden geçirmediğini düşünmüyorum. Zira Başbakan da aday profilini çizerken liderlik vasfına vurgu yaparak en önemli ipucunu ağzından kaçırdı. AK Parti içinde Erdoğan’dan daha fazla liderlik özelliğine sahip kim olabilir ki! Başbakanın kurduğu bu cümlelerden sonra Erdoğan durup dururken parti içinden kim çıkıp da “Ben daha iyi liderim” diyebilir ki!
Kaynak: 2006, Aktüel Dergisi
