Bundan 15 yıl önce, henüz genç takımlar ligi kurulmadan Fenerbahçe’nin bütün rakiplerini silindir gibi ezen bir genç takımı vardı. Profesyonelliğin kabulü ile Anadolu’ya yayılan futbol sevgisinin adeta öncülüğünü bu takım yapıyor, davet edildiği her şekilde ortaya konan kupaları kazanıyordu. Bütün bir sezonu hiç yenilmeden kapayan bu başarılı takımın antrenörü, halen İngiltere’de bulunan Reşat Erte idi ve namağlup kadroda İsmail Kurt, Mustafa Yürür, Birol Pekel, Can Bartu, Aydın Yelken, Münacettin gibi sonradan Millî Takımın belkemiğini teşkil edecek ve büyük kulüplerin peşlerinden koşacağı pek çok futbolcu vardı.

Mustafa Yürür, yine o zamanlar forvetin her yerinde başarı ile oynayan genç bir futbolcuydu. Bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi, müdafaaya yardımı, iyi top taşıması ve kabiliyeti ile aklını birleştirerek oynaması, onun kısa zamanda sivrilmesine yol açtı.

ÖZELLİKLERİ
Mustafa Yürür, futbol için yaradılmış nadir kabiliyetlerden biridir. Kafa hakimiyeti yanında, iki ayakla top kontrolüne sahip olması ve bilhassa şuurlu oyun tarzı, arkadaşları arasında temayüz etmesine imkân vermiştir. Buna karşılık Mustafa’nın tek kusuru, ayağında fazla top tutmasıdır. Bu sebeple takımına daha fazla faydalı olamıyor. Uzun yıllar Galatasaray müdafaasını ayakta tutan, gedikleri kapayan ve adeta kalenin emniyet sübabı olan Mustafa, sezon başında bir malî anlaşmazlık yüzünden uzun müddet sahalardan uzak kaldı. 1938 yılında İstanbul’da doğan Mustafa, 1.74 boyunda ve 72 kilo ağırlığındadır. Evlidir ve bir çocuk babasıdır. Millî formayı 20 defa giymiştir.

Kaynak: 1968, Hayat Dergisi