İki yıldır yolunu gözlediğimiz ‘G.O.R.A’ Türkiye ve çeşitli Avrupa ülkelerinde 340 kopya ile gösterime giriyor. Cem Yılmaz hem uyanık tüccar Arif’i hem de uzaylı kötü komutan Logar’ı oynuyor. Ayrıca iki de yan rolde. Çekimler Antalya’nın cehennem sıcağında, gülme krizleri atlatıldıktan sonra on beş provayla gerçekleştirildi. Fragmanı izleyen sinemaseverlere göre, “Bu filmde sağlam güleceğiz”.
Sahnede, ekranda, beyazperdede göründüğü an herkesi kırıp geçiren Cem Yılmaz söz konusu olunca, hiçbir şey basit, sade ve sıradan olamıyor anlaşılan. İki yıldır Türk sinema izleyicisi olarak, çoluk çocuk kilitlendik merak içinde, Cem Yılmaz’ın hem senaryosunu yazdığı hem de iki baş iki yan rol üstlendiği ‘G.O.R.A’ filminin pişmiş tavuğunkini aratmayacak çilesinin sona ererek sinemalarımıza gelmesini bekliyoruz.
★
Bu hasret bir aksilik olmazsa, ‘G.O.R.A’nın 12 Kasım 2004 tarihinde Türkiye’de 410 sinema salonunda 215 kopyayla gösterime girmesiyle sona erecek gibi görünüyor. Film aynı tarihlerde Fransa, Belçika, Almanya, Hollanda, İsviçre, Avusturya, İngiltere, Danimarka ve İsveç’te peş peşe 125 kopyayla gösterime sokularak gurbetçilerimizi de fazla bekletmeyecek.
2 ve 3 boyutlu görsel efektleri, kostümleri, mekânları ve dekorlarıyla birçok ilki bünyesinde barındıran Türk uzay filmi olarak tarihe geçen ‘G.O.R.A’, filmi ısmarlayan Star Medya Grubu’na ihtiyati tedbir kararı uygulanmasıyla başlayan iki yıllık macerasıyla da, daha epey konuşulacak gibi görünüyor.
★
Reklam, video klip, drama ve belgesel film yönetmenliğinden sinema yönetmenliğine geçen Ömer Faruk Sorak’un imzasını taşıyan, Cem Yılmaz’ın dört karakteri canlandırdığı, Özge Özberk, Şafak Sezer, Ozan Güven, Özkan Uğur, Rasim Öztekin, Erdal Tosun, Cezmi Baskın ve İdil Fırat’ın oynadığı G.O.R.A., gelmiş geçmiş gişe rekorlarını kıracağı umulan, beklenen bir bilim-kurgu komedi. Beşiktaş Kültür Merkezi tarafından 2 milyon dolar artı KDV’ye satın alındı. Filmin müzikleri Ozan Çolakoğlu’na, kostümleri Canan Göknil’e, set tasarımı da Ertan Altınok’a ait.
EN KISA SAHNENİN ÇEKİMİ 17 SAAT
Yıldız Savaşları, Matrix ve Uzay Yolu gibi dizi ve filmlere göndermeler yapan uzay filmleri parodisi G.O.R.A’da Cem Yılmaz, hem iyi hem kötü adamı oynuyor. İyi olanı uyanık Türk tüccar Arif, kötü olanı da uzaylı komutan Logar. Anadolu’nun turistik kentlerinden birinde tüccarlık yapan Arif’in uzaylılar tarafından kaçırılıp onların dünyasına, yani G.O.R.A. gezegenine götürülmesiyle macera başlıyor. Uzaylıların elinden kaçıp dünyaya dönmeye çalışan kahramanımızın önündeki en büyük engel, dünyalılardan nefret eden ve G.O.R.A’nın yönetimini ele geçirmeye çalışan Komutan Logar. Böyle bir film, kötü adamsız ve nefretsiz olamayacağı gibi, aşksız ve prensessiz de olamayacağı için, hem Arif’in hem de Komutan Logar’ın gönlünü çalan uzaylı güzel prensesi, BKM’nin oyuncularından Özge Özberk oynuyor. Gününü fallar açarak, Türk filmi izleyerek geçiren güzel prensesin dert ortağı, uzay filmlerinin olmazsa olmazı, ‘216, Robot2’yi Ozan Güven canlandırıyor.
★
G.O.R.A. gezegeni Antalya’nın Çandır stüdyolarında inşa edildi. 24 farklı mekân yaratıldı, görkemli uzay dekorları hazırlandı. Yönetmen Ömer Faruk Sorak’ın geçen haftalarda yayımlanan bir röportajında, “Biz kendimizi tiye aldırmayacağız” dediği 2 ve 3 boyutlu görsel efektler, işin uzmanı yerli ve yabancı ekiplerin denetiminde Böcak Yapım tarafından gerçekleştirildi.
ANTALYA’NIN KAVURUCU SICAĞINDA
24 Mayıs – 10 Ağustos 2003 tarihleri arasında Antalya’nın cehennem sıcağında, tamamen kapalı bir ortmada, ağır makyaj ve kostümlerin altında, paralarını kimi zaman geç, kimi zamansa hiç alamayarak çeşitli maddi manevi baskılar altında çalışan oyuncular ve film ekibi, yine de nedenini kolayca tahmin edebileceğiniz gibi çok keyifli bir çalışma yürütmüş. Cem Yılmaz yapacağı muzırlıkların hepsini yapmış. On, on beş tekrar ve provadan sonra gülme krizlerini atlatıp yönetmen motor deyince, tüm profesyonellikleriyle kameranın karşısına geçmişler. Bir buçuk yıldır da sabırla krizin atlatılıp, sorunların çözülüp filmin izleyiciyle buluşacağı günü bekliyorlar.
SET ÇALIŞANLARINDAN NOTLAR
• Sette iki kez yangın çıktı. Poliüretan tavan, spotların güçlü ışığının ısısıyla yandı.
• Sanatçıları en çok taytlar zorladı. Özellikle Şafak Sezer’in taytlarla çok sıkıntısı oldu. Hatta sanatçı, “Tayttan çok utandım” dedi.
• Uzaylıların yüzlerinin boyandığı madde çok zor çıkıyordu. Üstelik cildi yakıyordu.
• Sette yeni mekânlar hızla oluşturuluyordu. Boyanın çabuk kuruması için kullanılan tiner, Erdal Tosun ve Şafak Sezer’i çok rahatsız etti. Hatta Sezer tiner kokusu yüzünden baygınlık geçirdi.
• Erdal Tosun’u canavarımsız uzay yaratığına dönüştüren maske oldukça ağırdı.
• G.O.R.A’daki Sucuk Ormanı neredeyse tüm çalışanların kâbusu oldu. Çünkü sette oluşturulan ormanda, ağaçların dallarına tek tek sucuk asıldı. Ancak sıcak, tüm sucukların bozulmasına neden oldu. Öyle ki, insanlar kokudan ve mide bulantısından sete girmekte zorlanıyorlardı. Ancak filmdeki sahneye göre o sucukların pişirilip yenmesi gerekiyordu. Cem Yılmaz, Rasim Öztekin ve Özge Özberk kokmuş sucukları rol gereği pişirip yemek zorunda kaldılar.
INTERNETTE DOLAŞAN G.O.R.A GEYİKLERİ
– Apollo napıyorsunuz orada? Bu duman da ne?
— Mangal yakıyoruz güzel kardeşim. Hapla olmaz ki bu beslenme işi.
– Bilememişsiniz siz. Karbonmonoksitten zehirlenme ihtimaliniz var, derhal söndürün.
— Delikanlı adama bir şey olmaz.
★
– Houston bir problemimiz var.
— O zaman hep birlikte tekrar edelim.
— Eşşedüenna ilahe.
★
– Turkship motorları kapattınız. Bir sorun mu var?
— Yok be bostonciğim. Jüpiter çekiyor. Zaten boşa aldım, fazla yakmasın alet.
★
– Alo Houston benzin bitti. Napcam?
— Ne yaptın lan o kadar benzini, içtin mi?
– Yook bee. Yörüngeye inerken bir ufoyla yarıştım. Ama var ya sana ne diyim, ne hızdı bee.
— Demee.
★
– Houston. Mars’ta hayat yok abi. 9 dedin mi yatıyor herifler. Canımız sıkıldı dönüyoruz.
★
– Houston.
— Ne oldu Apollo? Apollo ne oldu?
– Aya inemiyoruz.
— Neden? Modül mü bozuldu?
– Yok. Kültür Bakanlığı sit alanı ilan etmiş, bilet almamız lâzımmış.
PRENSES CEKU İLE RÖPORTAJ
+ Filmde iki Cem Yılmaz da size aşık oluyormuş.
— Evet, kötü olan da iyi olan da.
+ Nasıl böyle bir rolda oynamak?
— Çok güzel, çok ilginç. Ben de çift kişiliğimi ve kime nasıl davranacağımı gördüm orada. Kötü Logar’a karşı gayet mesafeli, seviyeli. Sevmiyor zaten, ondan hoşlanmıyor. Arif dünyaya özgü özellikler taşıdığı için, kız da tamamen bir Türk hayranlığıyla dolandığı için, Arif’e daha yakın, daha sempatik, daha sevecen davranıyor.
– Cem Yılmaz ile oynamak nasıldır?
— Çok keyifli. Bir kere çok profesyonel. İşine çok bağlı ve çok disiplinli. Çalışırken sette çok eğlenceli bir ortam vardı. Çok eğlenildi ve çok iyi bir iş çıktı ortaya. Sonuçta bu meslek eğlenmeden yapılmaz. Cem bunu çok iyi başarıyor.
+ Ömer Faruk Sorak sizi nasıl yönlendirdi?
— Bize çok yardımcı oldu her konuda. Çok hâkimdi senaryoya da sete de. Çok iyi bir işbirliği kuruldu Cem Yılmaz, yönetmen ve oyuncular arasında. Çok iyi bir iletişim vardı demek daha doğru.
+ Prenses Ceku nasıl biri?
— Günü en yakın arkadaşı 216, Robot 2 ile geçiren, Türk filmi izleyen, Türk geleneklerine çok meraklı, kahve falı bakan, baktıran, neşeli, şen şakrak bir genç kız. Ama yeri geldiğinde Komutan Logar’a ters yüzünü de gösteriyor. G.O.R.A. gezegeninin prensesi. Babası Amir Tocha’yı, Cezmi Baskın canlandırıyor. Annesi Mulu’yu İdil Fırat oynadı.
RENDROY İLE RÖPORTAJ
+ Biz uzaylıları yeşil adamlar diye bilirdik. Ama siz mavi bir adamı oynuyormuşsunuz G.O.R.A’da.
— Evet benimki mavi. Anarşalı benimki. Sizin bildiğiniz uzaylılar nedir onu bilmiyorum ama ben Anarşalıyım.
+ Nasıl oluyor Anarşalı bir uzaylı?
— Anarşalılar yalan söylemez, size o kadar söyleyeyim. Bu ipucu bu kadar.
+ Canlandırdığınzı Rendroy nasıl biri?
— G.O.R.A. gezegeninin yönetim kurulu üyesi. Yaratık ama zaten insanlar onu baştan anlıyorlar. İyi kalpli bir yaratık. Sanırım gezegendekilerin en iyisi.
+ Siz tek karakter mi canlandırıyorsunuz?
— Rendroy tek bir karakter ama siz de takdir edersiniz ki çok uzak bir karakter.
+ Peki Cem Yılmaz ile oynamak nasıl?
— Cem ile oynamak rahat, çünkü o her şeyi yapıyor zaten. Süper başarılı bir arkadaşımız. Ve bu film için öteki aktörlerin bütün hayatları boyunca sinemaya harcayacakları eforu harcadı. Gerçekten tebrik ediyorum.
+ O şartlardan biraz bahseder misiniz?
— Şöyle söyleyeyim, Türk sinemasında bugüne dek kullanılan en ileri teknikler kuıllanıldı.
+ Cem Yılmaz’ın karşısında nasıl koruyabildiniz ciddiyetinizi?
— Cem Yılmaz benim bütün sinema hayatım boyunca gördüğüm en disiplinli insanlardan biri. Provalarda güleceğimiz kadar gülüp, çekimlerde rahatlamış oluyorduk. Zaten provalarda yapmadığı hiçbir şeyi oynarken yapmıyor. O bakımdan çok disiplinli. Beraber oynarken pek zorlanmıyorsunuz da gerçek hayatta hakikaten insanı çok zorlıyor. Çünkü 24 saatlik bir performans onunki. Onunla 24 saat geçiren birinin üç dört hafta dinlenmesi lâzım. (Kahkahalar) Ama öyle yapacak bir şey yok.
İDİL FIRAT | KRALİÇE MUTLU
— Karakterin açılımını göreceğiniz kadar sahnem yok benim. Ama baktığınız zaman özünde iyi biri. Belki zamanında birtakım şeyleri dilediğinde yaşayamamış olmanın verdiği bastırılmış duyguları var. Sonuçta kaderine razı olmuş. Bizi en çok sıcaklar zorladı, fırında gibiydik. Kıyafetler de kalındı, gülünecek pek çok şeye gülemedik açıkçası.
ŞAFAK SEZER | KUNA
— Kuna, karaktersiz, şahsiyetsiz, i.ne biriydi. Ben ona “Uzay İ…si” diyorum. Şaka bir yana Kuna, komutan Logar’ın yaveri. Uzayın iki kötü adamından biri. Amaçları G.O.R.A. gezegenini ele geçirmek. Çekimlerde bizi en çok sıkıntıya sokan sıcaklardı. Çağrı’yı mı çekiyorduk, G.O.R.A.’yı mı belli değildi. Üstelik kıyafetlerimiz elyaftandı. Benim giysim dört yada dört buçuk kilo civarındaydı.
CEZMİ BASKIN | AMİR TOCHA
— Bunamış, yavaş yavaş iktidarını kaybeden bir tipi oynadım. Sette bizi en çok sıcaklar zorladı. Kostümler de kış kostümü olduğu için iyice bunaldık. Bu nedenle geceleri çalışıyorduk. Saat 24.00 itibarı ile çalışmaya başlayıp sabaha kadar devam ediyorduk. Bu da biraz dengemizi bozdu.
OZAN GÜVEN | 216, ROBOT2
— Biraz yumuşak eğilimlerde bir robotu oynadım. Açıkçası beni en çok sıcaklar zorladı ve uzun süren makyaj. Aslında derin anlatılacak bir durum da yok. Film çok zor şartlarda çekildi ama eğlenceliydi. Eşcinsel bir robotu canlandırmak çok eğlenceli oldu benim için. Bazı arkadaşlar tayttan dolayı sıkıntı çektiler ama ben modern danstan alışkın olduğum için sorun yaşamadım.
Kaynak: 2004, Tempo Dergisi
