Esenboğa, Esenboğa olalı bundan çok daha soğuk günler görmüştü, ama böylesine ezik, üzücü, kasvetli bir uğurlamaya şahit olmamıştı. Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, Cemal «Aga», doktorların gösterdiği lüzum üzerine hastalığını tedavi ettirmek için Amerika’ya gidiyordu. Senato ve Millet Meclisi Başkanları, Başbakan, hükümet üyeleri, kumandanlar, parti başkanları, eski silah arkadaşları. Ve nihayet hepsi oradaydılar. Başkanı Washington’a götürecek «Mavi Kuş» adlı uçak pistten havalandığı zaman, hepsinin yüreğinde izah edemedikleri bir burukluk vardı. «Aga»yı uçağa bile binerken görememenin, ona şöyle yakından bir «Güle güle git, sağlıcakla dön» diyememenin üzüntüsünü taşıyorlardı. Protokole dahil zevatın en başından sokaktaki adamın en hırpanisine kadar hepsi, Gürsel Paşa’ya içinden çıkmadığı otomobilinde güle güle demişler, bir kısmı da ancak otomobilin daracık penceresinden uzattığı elini sıkabilmişlerdi.

Gürsel Paşa da arabasında heyecanlı ve duyguluydu. Hatta gözlerinin nemli olduğu dikkati çekiyordu. Bu arada konuşmamayı tercih etmişti, ama bakışlarındaki ifade, o anda Esenboğa’da bulunanlar için çok şey ifade ediyordu.

cemal-gursel-kimdir-cemal-aga-1960-ihtilali-cemal-gursel-ne-zaman-oldu-hayat-dergisi-1966-arsivleri (10)
Şeref ve başarı dolu bir hayat hikâyesi

EMNİYET TEDBİRLERİ
Havaalanında çok sıkı emniyet tedbirleri alınmıştı. İlgililer Gürsel’in «Mavi Kuş»’a binerken resminin çekilmesini, hatta görülmesini bile münasip bulmadıkları için, alanda belirli bir hattan öteye kimsenin geçmesine müsaade edilmedi. Sadece yakınları uçağın yanına kadar giderek ona daha sıcak bir «Güle güle!» demek imkânını buldular. Diğerleri oldukları yerde kalıp, uçağa doğru ilerleyen otomobilleri, yürekleri sıkılarak seyrettiler.

Türk milleti, dördüncü Cumhurbaşkanını ölüm döşeğinde görmenin derin üzüntüsü içindedir. Onun ölümle günler süren mücadelesi bu derin üzüntüyü dayanılmaz bir acı haline getirmiştir.
Cemal Gürsel, 27 Mayıs İhtilali’nden sonra devletin başına geçmiş tecrübeli bir asker, hamiyetli bir vatansever; ihtilalden sonrasını, bugünün Türkiye Cumhuriyetini hazırlamış, devleti normal düzenine sokmakta en müessir rolü oynamış bir devlet adamı idi. Bilhassa demokrasiye bağlılığında en ufak bir sarsıntı geçirmemiş olduğunu Cumhuriyet tarihi ehemmiyetle kaydedecektir. İhtilalden sonra, Türk milletinin demokratik düzene bağlı kalmak azmini temsil eden ve o olduğu gibi, demokratik düzeni gölgeleyecek veya geciktirecek bütün tasavvurlara sarsılmaksızın karşı koyanların temsilcisi de o olmuştur. Bu uğurda sıhhatini kaybettiği, kendisini vakitsiz ölüme götüren hastalığın ilk yarasını bu mücadelesi sırasında aldığı bir hakikattir.

Cemal Gürsel, çok partili demokratik rejimin çeşitli dalgalanmaları ortasında devlet başkanı vazifesini görürken, damima bir muvazene unsuru olmayı bilmiştir. Memlekete lâzım olduğunu, samimi sohbetleri arasında kendisi de söylerdi. Bu sözün bir gerçek olduğu, onun milletçe düşündüğümüz şu günlerde daha iyi anlaşılıyor. Cemal Gürsel’in cumhuriyet tarihine mal olmuş şahsiyeti hiçbir zaman unutulmayacaktır. ŞEVKET RADO

cemal-gursel-kimdir-cemal-aga-1960-ihtilali-cemal-gursel-ne-zaman-oldu-hayat-dergisi-1966-arsivleri (6)
Cemal ve Melahat Gürsel

Yüzbaşı Cemal ve eşi Melahat Hanım, 38 yıllık evliliklerinin birinci yılında bu resmi çektirdikleri zaman, son derece mesuttular. Bu mutluluğun üzerine hiçbir gölge düşmedi. Cemal Gürsel, iyi bir cumhurbaşkanı olduğu kadar, iyi bir aile reisi olarak temayüz etmiştir.

Yüzbaşı Cemal o günlerde 32 yaşında idi. Filistin cephesinde tanıdığı yüzbaşı Nizamettin Bey’in kız kardeşi Melahat Hanım da henüz yirmi birinde. Babası Hamidiye zırhlısında çarkçıbaşısı idi. 1927 yılının yirmi yedinci günü evlendiler. Kasımpaşa, Yeniçeşme’de ahşap bir evde düğünleri yapıldı. Vakıa o zamanlar bir gün Çankaya Köşkü’nde oturacakları hayallerinden bile geçmiyordu ama, Yeniçeşme’deki tahta evde çok mesuttular. Üstteki fotoğraf işte o günlerde çekilmiştir.

Cemal Gürsel çetin mesleğine rağmen, evinde daima iyi bir koca, iyi bir baba olarak kalmıştır. Aile, onun en çok önem ve değer verdiği müesseselerden biriydi. Gençlik yıllarında, cephelerden cephelere koştuğu çağlardan tutun da, yüksek kumanda mevkilerine geçtiği, bir ihtilalin lideri olduğu, hatta Cumhurbaşkanlığı mevkiine oturduğu zaman bile, ailesi ile olan bağlarını asla gevşetmemiştir. Meslek hayatında arkadaşları arasında «Aga» diye daha gençliğinde, Erzincan’da ün salan Cemal Paşa, aile çevresinde de böyle sayılıp sevildi.

cemal-gursel-kimdir-cemal-aga-1960-ihtilali-cemal-gursel-ne-zaman-oldu-hayat-dergisi-1966-arsivleri (13)

Müziği seven, bahçe işleri ile uğraşmaktan büyük bir haz duyan Gürsel’in tek bir arzusu vardı: “Oğlu Özdemir’i evlendirmek. 1965’in son günlerinde bu arzusunu da gerçekleştirdi.” «O»ndaki aile ve çocuk sevgisi, müşfik ve sağlam karakterinin aslında en mükemmel örneğiydi. Çankaya Köşkü’nü de sıcak bir yuva haline getirmişti. Eşiyle evliliğinin ilk yıl dönümünde çektirdiği fotoğraftan 1965’in son günlerinde alınan resme kadar aradan geçen 37 yıl.

cemal-gursel-kimdir-cemal-aga-1960-ihtilali-cemal-gursel-ne-zaman-oldu-hayat-dergisi-1966-arsivleri (8)

Okulda arkadaşları tarafından daima «Aga» olarak anılan Cemal Gürsel, İstiklâl Savaşı’ndan sonra Harp Akademisi’ne girmişti. Cemal «Aga» 1927’de akademide öğrenciyken (okla gösterilen) yıllar sonra Türkiye’nin kaderinde hayatî bir rol oynayacağını aklına bile getirmiyordu.

İHTİLALİN YARATTIĞI ADAM
Onun sesini Türkiye radyolarında ilk defa 27 Mayıs 1960 günü, akşam saat beş sularında duyduk. Tok, mert, erkekçe:
— Vatandaşlarıma şunu ifade etmek isterim ki, asla bir diktatör olma hevesinde değilim.

O günü yaşayanlar, o gün radyolarının başında olanlar, bu sesi ürpererek dinlediklerini, göğüslerinin heyecanla kabardığını hatırlayacaklardır. Cemal Gürsel’di konuşan! «Diktatör olma hevesinde değilim» diyordu. Olmadı da.

cemal-gursel-kimdir-cemal-aga-1960-ihtilali-cemal-gursel-ne-zaman-oldu-hayat-dergisi-1966-arsivleri (11)
Cemal Gürsel’in göremediği düğün

27 Mayıs’a kadar uzanan karanlık günlerde, kendisinin adını uzaktan uzağa işitmiştik. Herkes bir «Aga»’dan bahsediyordu. Ve «Aga»’yı ilk defa işte o gün, o saatte tanıdık. Babaca, sıcak, inandırıcı, mantık dolu bir sesle konuştu. Öyle alımlı, yukarıdan bakarak konuşan bir ses değildi. İhtilal aylarının ilk günlerinde hep onun sesiyle ümit bulduk. En zor zamanlarda gene onun sesi yüreklerimize su serpti. «Asla diktatör olmak hevesinde değilim»

Evet, Cemal Aga sözünde durdu, diktatör olmadı. Erkekçe tutumu, efendice davranışı ile gönüllerimizin diktatörü oldu. Bugünkü demokratik rejim yaratılmasına onun önayak olduğu ve yaşaması için üzerine titizlikle kanat gerdiği bir eserdir.

AGA MI GÜRSEL Mİ?
1895’te Erzurum’da dünyaya gelen Gürsel’in bütün ailesi Erzurumludur. Babası da subaydı. Ortaokulu Erzincan’da bitirdikten sonra İstanbul’a gelerek Kuleli Askerî Lisesi’ne girdi.
Soyadı kanunu çıktığı zaman, arkadaşlarının ısrarıyla «Aga» lakabını ad olarak alacaktı fakat Gürsel’i seçti. Akademiyi birincilikle bitirdi. Tabya dersi, en iyi dersiydi. Ordunun çeşitli birliklerinde çalışarak terfi etti, 1959’da Kara Kuvvetleri Komutanı oldu.

cemal-gursel-kimdir-cemal-aga-1960-ihtilali-cemal-gursel-ne-zaman-oldu-hayat-dergisi-1966-arsivleri (12)
Kuleli Askerî Lisesi’nde öğrencilere öğüt verirken

27 Mayıs 1960 günü neredeydi
İzmir’deki mütevazı evinden kalktı ve ihtilal lideri olarak uçakla Ankara’ya gitti. Cemal Aga artık Türkiye Devlet Başkanı, Başbakan ve Silahlı Kuvvetler Komutanıydı. O tarihten 26 Ekim 1961’e kadar görevde kaldı.

cemal-gursel-kimdir-cemal-aga-1960-ihtilali-cemal-gursel-ne-zaman-oldu-hayat-dergisi-1966-arsivleri (9)
İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth ile birlikte, Esenboğa havalimanında

Cemal Gürsel’in özellikleri
• Askerlik mesleğinde az ve öz konuşan bir insan olarak tanındı.
• Musikiyi çok severdi. Dost meclislerinde hüseynî makamında şarkılar okurdu.
• Tabiat aşığıydı. Bahçesindeki çiçekler ile uğraşmaya bayılırdı.
• Midesine düşkün değildi fakat etli bir yemek olmadan sofraya oturmazdı.
• İçkiyle başı hoş değildi. Sigarayı bırakmıştı.

cemal-gursel-kimdir-cemal-aga-1960-ihtilali-cemal-gursel-ne-zaman-oldu-hayat-dergisi-1966-arsivleri (2)

Kaynak: 1966, Hayat Dergisi