İyi bir sinema oyuncusudur, oldukça yakışıklıdır. Basına ve oyuncu arkadaşlarına saldırgan denebilecek eleştirilerde bulunur. Karşısında kim olursa olsun sözünü esigemez. Beş yıldır tanınmış terzi Canan Özbek ile nişanlıdır. Yeşilçam’ın en fazla kazanan oyuncusu olduğu söylenir. Çevresinde aydın bir sanatçı olarak bilinir. Gazetecilik yüksek okulunu bitirmiştir. Masabaşı gazeteciliğinden nefret eder, bir zamanlar bir magazin dergisine, “Ben kadınları döverim” sözü ile kadın hayranlarını kızdırdığı söyleniyor, vs., vs.

Sayın Kadir İnanır, gerçekten kadınları döver misiniz?
— Bir magazin dergisinde çıkan yazıda böyle yazılmış. Ama benim demek istediğim bu değildi. Ben “ahlâksızlık yapan, terbiyesizlik yapan kadını defalarca uyardıysam ve o hâlâ yapıyorsa işte o kadını döverim” dedim. Ama ne oldu? “Ben kadınları döverim” diye yazıldı, yanlış. Sonra şunu da söyleyeyim. Türkiye’de ilk kadın döven ben olmayacağıma göre bu fazla bir sorun değil sanırım. Dövme, bırak gitsin diyeceksiniz. Bırakıp gidersem daha bir ahlâksız olacak. Bunun için biraz kontrol etmek bence en güzeli.

Türkan Şoray, Kadir İnanır, Metin Serezli, Gülistan Güzey, Nubar Terziyan ve Aynur Aydan’ın başrollerini üstlendikleri “Unutulan Kadın” film afişi. (1971, Atıf Yılmaz Batıbeki)

Yaşamınızda böyle olaylar oldu mu?
— Kimin hayatında olmamıştır ki. Böyle bir olayın bütün erkeklerin başından geçebilir. Geçmedi veya geçmeyecek diyen yalan söyler. Kaldı ki, kadınlar erkek dövmüyorlar mı sanki! Karadenizli bir bayana sataşın da görün. Öyle bir dayak yersiniz ki feleğiniz şaşırır. Her gün gazetelerde okuyoruz. Kadın dövmekle kalmıyor, üstüne kesiyor, bir de tencereye koyup kaynatıyor. Aslında söylemek istediğim şu, kadın da erkeği döver, erkek de kadın. Kavgacı bir toplum olduğumuzdan ve değer yargılarımız kavgaya uygun olduğu için bu böyle sürüp gidecektir. Dövmek sadece yumruk atmak da değildir. Kadının eline vurursun, lâfla döversin ki en kötüsü de budur.

Kartal Tibet, Gülşen Bubikoğlu, Kadir İnanır, Mürüvvet Sim, Sami Hazinses ve Necdet Tosun’un başrolünü üstlendikleri “Bitirimler Sosyetede” film afişi. (1973, Zeki Ökten)

Her neyse bu konuyu kapatalım. Kadın sizce nedir, sosyal yaşamda yeri nasıl olmalıdır?
— Kadın, sosyal yaşamın direnç kaynağıdır. Belki de kendisidir. Kadınsız bir toplum olamaz. Kadın olmadan bir toplumun varlığı, yaşam tadı düşünülemez. Sosyal yaşamda ise kadın, henüz varlığını, büyüklüğünü kanıtlıyor. Feminist hareketler bunun örneği ve onları tüm yüreğimle destekliyorum.

Kadir İnanır için, 2000 yılında Derman Bey dizisinin çekimleri sırasında rol arkadaşı olan Buket Saygı’ya gönderdiği kısa mesajlar nedeniyle taciz suçlamasıyla dava açıldı. İnanır, kısa mesajları”motivasyon” amaçlı gönderdiğini belirtmesine karşın 2003 yılında sonuçlanan davada “sarkıntılık ve hakaret etmek” suçundan 6 ay hapis cezasına çarptırmış, iyi halden dolayı bu ceza 456 milyon 300 bin lira para cezasına çevrilip ertelenmiştir.

Kadir İnanır için bir feminist diyebilir miyiz?
— Elbette, aşırı bir feministim. Bu bir evrim olayıdır. İnsanlar giderek değişmek, doğruyu bulmak zorundadır. Bu olay son derece çağdaştır. Kadınların -şu aşamada tam değil- ama giderek kendi özgürlüklerini ellerine almalarını gerektiğine inanıyorum.

Filiz Akın, Kadir İnanır, Atıf Kaptan, Sami Hazinses ve Hulusi Kentmen’in başrolünü üstlendikleri “Almanyalı Yarim” film afişi. (1974, Orhan Aksoy)

Bu olay ülkemize nasıl yansıyor?
— 1930’lardan beri hızla ilerlemektedir. Bugün, kadın bakan olabildiğine göre yakında başbakan da olabilecektir. İdari kesimlerin pek çoğunda kadın yöneticiler var. Bu kadar kısa bir sürede buralara gelinmişse, daha ileride “feminizm” olayının tam anlamıyla yerine geleceğine inanıyorum.

Kadir İnanır, Perihan Savaş, Beyk İmamverdi, Eşref Kolçak ve Kadir Savun’un başrolünü üstlendikleri “Silah Arkadaşları” film afişi. (1978, Osman F. Seden)

Tüm erkek sanatçılarımıza sorduğumuz “homoseksüellik” konusunda neler düşünüyorsunuz?
— Bu beni hiç ilgilendirmeyen bir konu. Freud’dan ziyade Reich okuyorum. “Homoseksüellik bir hastalıktır. Ama bu hastalığı yadsıyamayız. Benim birçok homoseksüel arkadaşım var ama bir gün onlara bu konuda herhangi bir şey sormadım. Kişiyi ilgilendiren bir olaydır. Nasıl ki bir kişi kanser ise bu da böyle bir hastalıktır. Kimse durup dururken bu hastalığa tutulmaz. Mutlaka bir oluş nedeni vardır.

Türkan Şoray, Kadir İnanır, Nerinan Köksal, Süleyman Turan ve Erol Taş’ın başrolünü üstlendikleri “Cevriyem” film afişi. (1978, Memduh Ün)

+ Sizce yanlış bir şey mi?
— Bu olayın fazla üstüne gitmek istemiyorum. Çünkü kişinin kendi öz yapısı ile ilgili bir şey. Son yıllarda fazla gündeme geldiği de bir gerçek. Ama bu olay eskilerde de vardır. Toprak ağaları, şeyh ve padişahların erkek sevgilileri olduğu söylenir, bunu yadsıyamayız.  Homoseksüellerin önemli yerlere gelmeleri bazı toplumları rahatsız ediyor. Buna toplumların ortak bir kıskançlığı, kompleksi diyebiliriz.





Kaynak: 1984, Kadınca Dergisi