Dolu, dopdolu bir yaşam. 56 yıl süren bir yaşam. Her bir yılı sanki bin yıl gibi geçen bir yaşam. Her bir yılına sevgiyi sığdırdığı bir yaşam sürdü Kemal Sunal. 82 film sığdırdığı bu yaşamı, biz onu defalarca izleyerek binlerce yıl yaşadık sanki. Daha binlerce yıl onunla yaşayacağımız gibi. Ama o yeni bir 82 film daha sığdırmayı düşündüğü yaşamıyla bağını yine mesleği yolunda kopardı. Haksızlık etti kendine ve seyircisine. Bütün iyi oyuncular gibi, kötü bir şaka yaparak finale ulaştı. Hep bir şeyler yarım kalır ya, bu kez de öyle oldu. Senaryoları yarım kaldı. Projeleri yarım kaldı, heyecanı, sevgisi yarım kaldı. Oysa sıkı sıkı bağlıydı yaşama.

0384-kemal-sunal-olmeden-onceki-son-roportaj-2000-tempo-dergisi (2)
Salako’ydu, Davaro’ydu, Şaban’dı. Bizden biriydi. Sizden biriydi. Tiyatroya gönül vermişti. (2000, Tempo Dergisi)

Bu kez kendinden çok emindi. Böyle zamanlarda sesi de, oturuşu da, gülüşü de farklı olurdu. Kendinden emin olduğu zamanlarda konuşmaya “Biliyor musun?” diye başlardı. Çünkü o emindi ve bildiği bir şeyi konuşuyor demekti bu. Önünde birkaç proje vardı. Yeni bir film çekmek istiyordu. En yakınındakiler iyi bilir onu. Titizdi, araştırırdı. Yine öyle yaptı. Tek tek önündeki projeleri anlattı, kendine uygun olanı çekmek için çok çalıştı. Yönetmeniyle çalıştı, yazarıyla çalıştı, kadrosuyla çalıştı hep. “Balalayka” filmine de böyle karar verdi. Takvimini yaptı, hangi filmini hangi zamanda çekeceğini belirledi ve yola çıktı. Ve o, bu yolda en önemli filmini çekti: Şaban Cennette

0384-casio-pv-450-x-reklami-2000-yilinda-pda-reklamlari-windows-uyumlu-pda-cihazlar
2MB/4MB hafıza • takvim, iş bağlantıları • randevuları önceden hatırlatma • verileri şifre ile saklayabilme • döviz kuru çevrimi • Microsoft Outlook 97/98/2000 ile senkronize yazılım

VEFA SOKAKLARI
Bütün yaşıtları gibiydi. O dar sokaklarda büyüdü. Top oynadı. Uyduruk bir sepete basketler attı. Hiç kopmadı o sokaklardan. Hep gitti oralara. Maçlarına gitti Vefa’nın. Müjdat Gezen’le, Uğur Düdnar’la oralardaydı hep. Takımı tek tek sayar, taktik verirdi Vefa Stadyumu’ndaki balkondan. Çocukluk arkadaşı Uğur Dündar’ı dürterdi. Bak dediğim gibi oynadılar, gol abicim. Tiyatroya da o sokaklardan gitti geldi yıllarca. Aşık oldu o sahnenin tozuna. Yayan döndü kimi zaman, yüksünmedi. Tiyatro öyleydi o zaman, dar keyifle anlatırdı. Devekuşu Kabare’de o aşkla oynadı. Anlatırdı. O zaman tiyatro bir numara, biz bir numarayız. Çıkardık oyundan hemen yandaydı Club 12, Metin, Zeki, ben. Kim varsa kadroda oradaydık. Sonra sabaha kadar Metin ile kalıp millet işine giderken biz de sallana sallana evin yolunu tutardık. Özlerdi o günlerini. Bir hayali vardı yarım kalan. Bir gün mutlaka tiyatro yapacaktı. Hiç kendi tiyatrosu olmamıştı. Bunu tiyatro sahibi olmak için değil, ilk aşkına dönmek için isterdi.

0384-kemal-sunal-olmeden-onceki-son-roportaj-2000-tempo-dergisi (1)
FEYZO, SALAKO, DAVARO — Kemal Sunal, 56 yıllık yaşamında, hep içimizden birilerini oynadı. Ve belki en karanlık günlerinde, bütün bir ülkeyi güldürmeyi başarabildi. (2000, Tempo)

Yine o sokaktan gitti, bir Tarık Akan filminin setine. Uzun boyuyla basket oynuyordu o filmin bir yerinde: Tatlı Dillim. Böyle başladı o muhteşem yolculuk. Her bir filmi tek tek aklındaydı detaylarıyla. Her bir karesini bilir, neyi niçin yaptığını anlatırdı. Ama biri sorduğunda şunlar dökülürdü ağzından: “Beni sosyologlar incelesin.” Değişen Türkiye’nin değişmeyen yüzüydü o. Filmleriyle yakalardı Türkiye’nin kuşaklarını. Herkes için bir son, bir sonuç vardı o filmlerde. Çocuk bir şeyi alır gülerdi, baba bir başka şey alır gülerdi. Önemliydi o Türk ailesi için. Ertem Eğilmez ile çalıştığı dönem her şeyleri aileydi. Zaten onlar bir aileydi. Hep birlikte yaparlardı o filmleri. Yine anlatırdı o günleri: Saatlerce oturur çalışırdık. Sahne sahne filmin üzerinden geçerdik. Birçok sahneyi de kalkıp oynardık. En ufak hata olsun istemezdik. Ondan sonra yazılırdı senaryo.

0384-bu-bavul-size-neyi-cagristiriyor-2000-yilinda-internet-kullanimi-netbul-com-reklamlari
NETBUL.COM — Siz de doğru kapıyı tıklayın, internette açılmadık kapı bırakmayın!

ÖLMEDEN ÖNCEKİ SON HABERİ
Kemal Sunal önce ekranlara geldi ve bize o sevimli gülümsemesi ile “e-koooolaaaay” dedi. Daha neyin ne olduğunu anlamamıştık ama söylediği şeyin kolay yapılır bir şey olduğunu hemen ayırt edebilmiştik. Çünkü o öyle söylüyorsa mutlaka öyledir değil mi? Türk sinemasının usta oyuncusu Kemal Sunal belki de yıllar sonra televizyon ekranlarına reklam oyuncusu olarak çıktı. Doğrusu herkesi şaşırttı çünkü Sunal’a reklam filmi kabul ettirmek pek kolay değildi. e-kolay.net reklamlarına “evet” diyen Kemal Sunal, bu reklam filminde oynamayı kabul etmesinin önemli bir nedeni olduğunu söylüyor. Şimdiye kadar internet dünyasına çok da yakın ilgi göstermeyen Sunal, buna rağmen internetin dünya için artık önemli bir araç olduğunu, hatta vazgeçilmezlerden biri olduğunu düşünüyor. “Bu nedenle insanları özendirmek için benim oynamam önemliydi” diyor. Kemal Sunal ile oynadığı reklam filminin öyküsü çakışıyor aslında. O da internette kendisini şimdiye kadar pek yakın hissetmeyen biri. Çocukları ilgilendiği için birkaç kez bakmış. “Çocukların vasıtası ile uğraşıyorum. Ben pek uğraşmıyorum, elektronik posta adresim bile yok. Benden önce davrananlar kemalsunal.com alan adını almış ve bu arada öğreniyorum ki Japon hayranlarım varmış ve bana Japonca sayfa açmışlar, ben de girdim baktım.”

0384-kemal-sunal-e-kolay-net-reklami-sinan-cetin-2000-yilinda-internet-kullanimi-serdar-erener
KEMAL SUNAL — Şu internet olayına artık ben de gireyim dedim. Sabah bir gazete bayiine gittim, internete kolay giriş paketini aldım. Eve geldim, çayımı koydum, bilgisayarımı açtım. e-kolay.net CD’sini bilgisayara taktım ve de iki tuşa bastım: “internete girdim” • Telefon/melefon vermek yok, kredi/mredi kartı yok, banka/manka hesabı yok.

E-KOLAY REKLAMLARINI NASIL KABUL ETTİ?
Sinan Çetin’le çok iyi anlaştığı için projeye sıcak bakan Sunal, “Bu fikir bulunduktan sonra biz de katkıda bulunduk ve Sinan çekince sette de bir sürü espri doğdu. Sade, düzgün bir film ve anlatmak istediğini en kısa yoldan anlatıyor.” diyor.

0384-garanti-bankasi-2000-yili-reklamlari-wap-ile-bankacilik-islemleri-nokia-7110-reklami
GARANTİ — Bankanız şimdi WAP’ta. Döviz kurları. Faiz oranları. Fon fiyatları. Repo oranları. Kredi oranları. Şube ve ATM adresleri. (Nokia 7110, Dünyanın ilk WAP telefonu)

Kemal Sunal “e-kolaaay” diyor demesine de acaba ne kadar kolay olduğunu düşünüyor mu merak ediyoruz. “Vallahi çok kolay olduğunu düşünüyorum. Fikir olarak da kolay, iş olarak da kolay. Giderek kolaylaşacak.” Kemal Sunal’dan öğreniyoruz ki fikrin yaratıcısı Serdar Erener, film için başka bir isim aramamış. Direkt olarak düşünmüş Sunal’ı. Kemal Sunal bu filmi kabul etmeseydi belki slogan bile farklı olurdu. O böyle düşünüyor. e-kolay sloganının yaratıcısı Serdar Erener Young & Rubicam Reklamevi ajans başkanı ve hayatı çok yakından takip ediyor. Agresif bir yönetici olduğunu kabul ediyor ama hız onun için çok önemli. Hızlı ve iyi olmak. Yani tam da bu kampanyaya imza atacak isim. e-kolay.net’in doğum sürecini anlatırken abartmamak gerektiğini düşünüyor. “Aslında son derece matematiksel. Reklamcılar bulutlara bakarak eşref saatlerini bekleyen insanlar değiller. Reklamcılar, yaratıcı çocuklar. Akla gelmeyen işleri yapan insanlar diye yorumlanır ama bir problemi çözmeye çalışan insandır reklamcı. Canı sıkılmayan insan da bir problem çözemez ve yaratıcı olamaz.”




0384-kemal-sunal-ne-zaman-oldu-saban-cennette-2000-tempo-dergisi

Kaynak: 2000, Tempo Dergisi