Korkusuz pilotlarımız havalanmadan önce zafer yemini etmişlerdi
Türk ordusunun kahraman ve korkusuz pilotları, şimdi Kıbrıs semalarında, saatte 1300 kilometre yapabilen F5 uçakları ile dolaşıyor. Çeşitli güdümlü füzelerle güçlendirilmiş, tek kişilik av uçaklarıyla Kıbrıs göklerinde cirit atan inanç dolu Türk pilotları, üstlerinden havalanmadan önce “Zafer” yemini etmişler. Hepsi de tek başlarına bir cihana bedel. Tek başlarına ateş parçası, korkusuz, mert ve aslanlar gibi kendilerine güvenerek kahramanca kükrüyorlar.

İçleri iman dolu ilerliyorlar
Önemli olan tanklar değil, tankları kullanan korkusuz Mehmetçiklerdir. Yavru vatan Kıbrıs’ta içleri iman dolu ilerliyorlar. Savaşların en korkulu silahı tanklar, Mehmetçiğin yönetiminde daha bir başka görünüyor. Vay onun önüne çıkacak namerde!

Türk bayrağının geçtiği yerde başlar eğilir
Türk bayrağı doğuşundan beri gururludur. Türk bayrağı eğilmez. Türk bayrağı çiğnenemez. Ancak ve ancak geçtiği yerlerde başlar eğilir ve şehit kanları ile renk kazanmış bu şanlı “Albayrak” dalga dalga süzülür. Tarih boyunca ne kadar kutsal olduğunu ispatlayan Türk bayrağı gurur içinde.

Kapaklar açıldı kahramanlar inmeğe başladı
Kahraman Türk komandolarını taşıyan bu çıkartma gemileri, Kıbrıs sahillerine masallardaki ejderhalar gibi yanaştı ve bir özlem içerisinde yanan kumsalda derin izler bırakarak durdular. Kapaklar açıldı, kahramanlar, korkusuzlar ve yiğitler inmeye başladılar. Kıbrıs titredi. Kıbrıs neşe içinde hasret gözyaşları dökmeye başladı. Çıkartma gemileri birbiri arkasına geliyor, şanlı Akdeniz, Barbaros’un torunlarına yol veriyordu. Deniz bile bu gemilerle gelenlerin ne denli kahraman, ne demş, mert ve ne kadar inançlı olduğunu sanki anlamıştı. Gemiden ilk atlayan, karaya ilk ayak basan ve kumsalda ilk iz bırakan Türk arması, bir daha geri dönmemek üzere yürüdü gitti.

Sen ey bu badireden sağ çıkan yiğit çocuk!
Allaha, hürriyete, Atatürk’e yolculuk..
Yılma ki düzlük yakın, sonu yokuşun yürü!
Kulağının dibinde vızlasın kurşun, yürü!
Önünü görmek için elbette gözün feri,
İleri, biraz daha, biraz daha ileri!
— Behçet Kemal ÇAĞLAR

ANACIĞIM SİL GÖZÜNÜN YAŞINI
SİLMEK İÇİN BEN SÜNGÜMÜN PASINI
ON BİR YILDIR BEKLİYORUM BUGÜNÜ

Kaynak: 1974, Hürriyet Gazetesi