30 Eylül 1955 te, Kaliforniya’daki Salinas yolunda, büyük spor otomobiliyle giderken, feci bir kaza neticesi ölen genç artistlerden James Dean’in ölüm yıldönümü, bir çok aile büyüklerini endişeye sevketmektedir. James’i çılgınca seven sayısız Amerikan genç kız ve erkeği, anne veya babalarına ait otomobillere bindikten sonra, kendilerini yüksek kayalık uçurumlardan aşağıya atarak, okyanusun kucağında can vermektedirler. Salgın diyebileceğimiz bu intihar vakaları bütün Amerikan ailelerini derin, derin düşündürmeye başlamıştır.

James Dean’in yegâne sevdiği kadın PIER ANGELI

Kazayı müteakip, otomobilin parçalarının santimetre karesini hatıra olarak 25 dolara satın alan gençlerin bu hareketleri hakikaten çılgıncadır.
Mamafih, bu salgının ilk tohumunu (Rebel Without A Causel isimli filmin attığım herkes kabul etmektedir. Bu filmde son süratle giden bir otomobilin derin bir uçurum kenarına geldiği hal de, içindeki iki gencin son saniyede dahi kapıyı açıp dışarı atlamak suretiyle ilk olarak kendini kurtarmaya çalışanı (Alçak) bir insan gibi göstermesi bütün gençleri tahrik ederek, tesir altında bıraktığı müşahede edilmektedir.

Her akşam binlerce talebe odalarına kapanarak, bütün kütüphanelerde 30 dolara satılmakta olan James Dean’in bir büstü önünde mum yakmaktadır. Ölüm yıldönümü yaklaştığı günlerde bütün Amerikan gençleri âdeta büyük bir mateme bürünmüş gibiydiler. Polis karakollarına, müşterek imzalı bir çok intihar mektupları gelmiştir. Polis, elinden geldiği kadar bu vakalara mâni olmaya çalışmıştır. İlk tedbir olarak, polis ve gümrük memurlarının uçurum kenarlarında nöbet beklemeleri düşünülmüştür. Aile reisleri de, otomobillerinin çocukları tarafından çalınmaması için hususi garajlarının kapılarının sıkı sıkıya kilitlemeye başlamışlardır. Bütün anne ve babalar, kızlarının ve oğullarının evin içindeki hareket tarzlarını endişeyle takip etmişlerdir.

Yegâne korkuları, acaba çocukları da James Dean’in matemini tutanların kurduğu gizli cemiyetine dahil midir, değil midir? İşte bütün bu kaynaşma, bütün bu çılgınca hareketler hep onun için. 25 yaşında bir otomobil kazasında ölen James Dean için.

İtiraf etmek lâzımdır ki, Rudolph Valentino’dan beri Amerika bir artist için ikinci olarak bu şekilde heyecan duymaktadır. Bu çılgınca sevginin menşeini, asrın fenalıklarında, atom çağının çeşitli endişe verici hâdiselerinde ve his hayatları hercümerç içinde olan gençliğin kendisinde aramak lâzımdır.

James Dean ancak üç çevirebilmiştir. Bu üçünde müthiş bir ümitsizliği cani dırmıştır. Hattâ, bugünkü Amerikan gençliğinin iç yüzünü tamamiyle aksettirmiş olduğunu dahi söyliyebiliriz. Yeni dünyanın gençliği, James Dean’de kendisini bulmuştur. İşte, meselenin düğüm noktası buradadır.

James Dean, ikinci filmi piyasaya çıkmadan ölmüştür ve onun yıldönümünde de bütün gençler seferber olmuştur. Şimdi psikanalistler artistin üçüncü filmi GIANT’ın piyasaya çıkartılıp çıkartılmaması konusunda tereddüt etmektedirler.

Kaynak: 1956, Yelpaze Dergisi