(İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’e) Benden yaşlısın. Sesin çok yüksek çıkıyor. Biliyorum ki sesinin bu kadar çok yüksek çıkması bir suçluluk psikolojisinin gereğidir, öldürmeye gelince, siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz.

Dünya Ekonomik Forumuna yıllarca hatırlanacak bir sahne bağışlayan Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Gazze: Ortadoğu’da Barış Modeli” oturumundaki son sözleri bunlardı. Başbakan Erdoğan ile BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon, Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa ve İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’in katıldığı toplantının adı gerçeklerle çelişkili, katılımcıları gergindi. İsrail’in Gazze’ye düzenlediği saldırıda ateşkes ilan edileli bir hafta olmuştu. Çok sayıda ölüm ve büyük yıkım, konu hakkında soğukkanlı bir tartışmayı engelliyordu. Ama oturumu yöneten gazeteci David Ignatius bunun farkında görünmüyordu.

İlk sözü Ban Ki-moon aldı. İsrail saldırıları sırasında temsil ettiği kurum dahi hedef alınmış olmasına rağmen etkin olamayan BM Genel Sekreteri sözlerini 8 dakika içinde tamamladı. Ardından Başbakan Erdoğan 16 dakika süren konuşmasına İsrail yönetimine uyarılarla başladı. İsrailliler tarafından Filistin sınırında nasıl bekletildiğini anlattı. Bunu, operasyon öncesinde Filistin ile İsrail arasındaki rehine krizini çözmeye çalışırken İsrail
Başbakanı Olmert tarafından nasıl “atlatıldığını” anlattığı bölüm izledi. Hamas’ın muhatap kabul edilmesi, seçim kazanmış bu örgüte terörist muamelesi yapılmaması çağrısında bulundu. İsrail’in Gazze saldırısındaki tutumunu eleştirdi. Bu bölümlerde Erdoğan’ın heyecanı da, ses tonu da yükseldi.

Daha sonra söz alan Amr Musa’nın ardından sıra Peres’e geldi. Toplantının başında hayli rahat görünen Peres’in önceki konuşmalardan, özellikle de Erdoğan’ın konuşmasından duyduğu rahatsızlık hemen ortaya çıktı. Giderek yükselen bir ses tonuyla İsrailli sivillerin uğradığı saldırıları anlattı ve “İstanbul benzer roket saldırılarına maruz kalsa siz ne yapardınız?” diye sordu. Peres 21 dakika konuştu. Erdoğan bu konuşmaya cevap vermek için söz almaya çalışırken moderatörün toplantıyı bitirmek istemesi üzerine, tarihe geçen “one minute” itirazım yöneltip söz aldı ve yukarıdaki cümleleri sarf etti. Birkaç dakika sonra moderatörün yeniden müdahale etmesi üzerine, “Davos benim için bitmiştir” diyerek toplantıyı terk etti.

Erdoğan, Davos’taki çıkışının sebeplerini Türkiye’de çeşitli ortamlarda anlattı. Her seferinde eleştirisinin ağırlığı Peres’ten çok, eşit söz hakkı vermeyen moderatöre kayıyordu. Hatta oturum sırasında kolunu tutan David Ignatius’a vurmayı düşündüğünü bile söyledi.


Benzeri görülmemiş bu hareketin ardından Erdoğan Davos’tan ayrıldı. Başbakan havadayken AKP’nin İstanbul teşkilatı ve Büyükşehir Belediyesi hummalı bir çalışma yürüttü ve Erdoğan, binlerce partili tarafından, kendisini dünya lideri ilan eden pankartlarla karşılandı.

Olayın ardından iç ve dış kamuoyunda “one minute” rüzgarı esti. Bu çıkışın Mart’taki yerel seçimlerde etkili olduğu genel kabul gördü. Erdoğan’a İran’dan Mısır’a tüm Müslüman ülkelerin yönetimlerinden ve kamuoylarından destek ve kutlama mesajları geldi. Bunun Türkiye’de antisemitist hareketi güçlendireceği eleştirileri de yapıldı. Başbakan’ın o gün ısrarla söz isterken kullandığı “one minute” deyişi ise, dönemin Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın oğlu tarafından patenti alınarak markalaştırıldı, ama henüz herhangi bir ürüne dönüştürülmedi. “One minute” kalıbı, siyasetten gündelik hayata her alanda, herhangi bir şeye itiraz etmenin aracı olarak günlük kullanımda yerini aldı. Erdoğan’ın eşine az rastlanır açık seçik İsrail eleştirisi ise tarihe kaldı.

(Moderatör David Ignatius’a)
— Sana da çok teşekkür ediyorum. Benim için de bundan böyle Davos bitmiştir. Daha Davos’a gelmem, bunu da böyle bilesiniz.
Kaynak: 2009, NTV Almanak