Recep Yazıcıoğlu, Romalıların sağlık merkezi olan Denizli’yi termal merkezi yapmak için çalışmaları başlattı. Pamukkale’nin beyazı, çevredeki beş dağın karıyla birleşiyor ve Denizli kış turizmine hazırlanıyor. Bu arada, doğa turizmi de unutulmadı. Kısa süre önce keşfedilen beş kilometrelik parkur ise profesyonel raftingcilerin alanı olacak.
Denizli, özellikle tekstilde, kısa sürede Türkiye’nin önde gelen illerinden biri oldu. Ancak ne yazık ki, kentin sanayi ve ihcarattaki olağanüstü başarısı, diğer alanlarda paralel gitmedi. Üç buçuk ay önce göreve gelen Vali Recep Yazıcıoğlu, eğitimden sağlığa, altyapıdan turizme kadar kentin tüm sorunlarıyla uğraşmaya ve yakın gelecekte Denizli’yi termal turizmin merkezi yapmaya kararlı. Bin yıl önce, Roma’nın sağlık merkezi olan Hierapolis, özel sektörün de katkılarıyla yeniden sağlık merkezi olmaya hazırlanıyor. Vali Yazıcıoğlu ile Denizli’yi ve projelerini konuştuk.
Kentin öncelikli sorunları nelerdir?
— Eğitim, sağlık ve altyapı. 30-40 yıl önce yapılması gereken duble yol şimdi yapılıyor. Ama sadece İzmir bağlantısı bitiyor. Ankara bağlantısı bakalım ne zaman biter? İkinci altyapı sorunu ise demiryoludur. Ankara – İstanbul arası hızlı tren yapılıyor. Aynı şekilde Denizli – İzmir bağlantısının da yapılması lâzım. Eğitime gelince, Denizli gibi bir yerde, 710 derslikte toplam 60 kişilik sınıflarda ikili öğretim yapıyoruz. Demek ki burada, bizim süratle 24 derslikli elli okul daha yapmamız lâzım. SSK’nın yeni hastanesi bitiyor. Var olan Devlet Hastanesi ve SSK buraya yakışmıyor. Ama en büyük eksiklik turizm alanında.
Turizm konusunda projeleriniz var mı?
— Dünya kültür mirası dediğimiz Pamukkale, turizm açısından sırf halı için getirilip gezdirilen bir yere dönüştü ve bir zamanlar 2 milyon ziyaretçisi varken, bu rakam yarı yarıya düştü. Türkiye’de turist sayısı çoğalırken, Pamukkale’de azalıyor. Türkiye’de yalnız Balçova’da olan termal tedaviyi burada da yapmamız gerekiyor. Böyle bir proje de var. Özel idare 2 milyon dolar yatırımla buna katılacak. 35 milyon dolarlık bir kür merkezi, bütün buradaki otellerin istifade edeceği bir merkez şeklinde olacak. Bu, sağlık turizminin çok önemli bir adımı olacak. Bu bölge uygarlıklar vadisi ve termal sular cenneti. Hierapolis örneği var mesela. Hierapolis, Roma döneminde sağlık merkeziydi.
Doğa sporlarına olan tutkunuzu biliyoruz. Denizli’de bu tip merkezler olacak mı?
— Burası su cenneti ama suları keşfetmiş değiliz. Menderes’in Adıgüzel Barajı’na dökülen yedi kilometrelik parkurun tamamı 5’inci derece parkur. Zorluk derecesine göre bayağı zorlu bir parkur. Üç gün önce keşfettik. Kimsenin de haberi yok bu yerden. Burası sadece profesyoneller için. Bir ikinciisi de burada beş tane dağ var. Ve hepsi de karlı dağlar. Buraların karlarıyla Pamukkale’nin beyazı buluşmamış. Bozdağ diye bir yer var Kavas’ta. 14 kilometrelik bir yol yapmamız gerekiyor. Bu yolu yaptıktan sonra kayak merkezi kuracağız ve kış sporlarını başlatacağız.
Şehircilik konusunda neler yapacaksınız?
— Şehir dökülüyor. Yukarı doğru yükselmeye başladı apartman olarak. Yenişehir dediğimiz ormana yakın ölü alanlar var. Vilayeti de oraya taşıyacağım. İlk defa taş bir bina yapacağım. Beş yüz yıl, bin yıl sonra yalnız o vilayet binası kalacak.
Bütün bunlar için kadronuz yeterli mi?
— Biz buraya geldiğimizde ilk yaptığımız şey eğitim oldu aslında. Merkezde 45 bin kamu görevlisi var. 450 kişilik gruplar halinde bu 15 bin kişiyle beraber oldum. Bin yönetici, müdür, müdür yardımcısı ve şef düzeyinde İktisadi İdari Billimler Fakültesi’nde eğitimden geçtik. Ben dâhil. İnsan kaynakları, stres yönetimi, halklka ilişkiler ve benzeri konularda.
Belediyelerle ilişkileriniz nasıl?
— Aksaklıklar oldu tabii. 22 belediye var merkezde. Şehrin girişindeki tabelaya bakarsanız 275 bin nüfus gösterir. Halbuki 400 bin, hatta 500 bindir. Ama belediyelere bölününce böyle gösteriyor. Burada bir fabrika var. Denizli Basma diye. Dört belediye üzerinde duruyor. Böyle bir kepazelik olabilir mi? Şu dönemde bunların derlenip toparlanması lâzım, çünkü krizler tarihi fırsatlardır.
Denizlililer ile diyaloğunuz nasıl?
— Halkla birbirimize alışmaya uğraşıyoruz. Kamuoyundan tanıyor bizi ama iki tane Recep Yazıcıoğlu var. Birisi fazla otoriter, yasakçı gibi tanınan. Halbuki içki, sigara ile ilgili yaptırımlarımız yasak değil, kampanyaydı. Bir düzenlemeydi. Ama bir düzenleme yaptık tabii Denizli’de. Alkol satış yerleri ve yenilen, içilen yerlerle ilgili.
Başarılı oldunuz ama devlete yaranamadınız
— Aslında sistem eleştirisi yapınca sanki “devleti eleştirir” gibi görünüyorsunuz. Halbuki sistem başka, devlet başka. Bazen bu karıştırılıyor. Hatta bir ara Aydın’dayken bir gazete benden, “Devlete kılıç çeken vali” diye manşet attı. Ne ilgisi var? Devlet hepimize lâzım. Biz devleti nasıl demokratik yapabiliriz diye uğraşıyoruz. Bizim halkla hiçbir problemimiz olamaz. Basında bizi tanıdıkları için dağlarda, taşlarda mayoyla dolaşan adam, yani fuzuli işlerle uğraşan, şov yapan bir adam olarak tanıyorlar. Bu bardağın boş kısmı. Dolu tarafında ise spor yapan, yaptıran biri var. Dünyada reklam çok önemli. İlgi uyandırmak gibi şeyler görevlerimiz arasındadır.
Kaynak: 2003, Tempo Dergisi
