Holywood’da yaşayanlara göre Jane ve Ronnie kentin en tatlı en sempatik en mutlu genç evli çiftiydi. Bu yüzden 1949 yılında birdenbire duyulan boşanma haberleri bütün insanların kaşlarının şaşkınlıkla havaya kalkmasına yol açtı, etrafta inanmazlık dalgalarının dolaştığı gözlendi. Olacak şey mi? Ronnie Reagan ve sevgili eşi Jane Wymann nasıl olur da boşanırlar birbirlerinden?
Üstelik gariptir ki, tarihte ilk kez iki farklı Warner Bros filmi bu boşanma konusunda sorumlu tutuldu. 1948 yılında Ronald Reagan, yazar Hedda Hopper’a, “Eğer Jane ile boşanma noktasına gelirsek, bil ki bunun sorumlusu Johnny Belinde filmi olacaktır” diyordu. O günlerde Jane Wymann’ın yıldızı durmadan yükseliyor, Holywood’un en parlak yıldızları arasındaki yerini alıyordu. Ronnie’nin şöhretiyse ayağına ağır bir demir külçe bağlanmış gibi durmadan diplere doğru iniyordu. Jane muhteşem bir Oscar kazanmıştı. Ronnie yanına bile yaklaşamıyordu.
Jane Wymann, “Akademi Ödülü” yani Oscar’ı 1949’da yönetmenliğini Jean Negulesco’nun yaptığı Johnny Belinda filmindeki muhteşem performansı ile kazanmıştı. Genç kadın bu filmde sağır-dilsiz bir kızı canlandırıyordu. Ronnie ve Jane, Oscar törenini izleyen günlerde akşam yemeği için kentin ünlü lokantalarından birine gittiler. Garson önce Jane’in siparişlerini aldı, sonra Reaagan’a döndü:
— Bay Wymann ne yiyecekler acaba?
Etraftakilerin sonradan anlattıklarına göre, Ronnie Regan kulaklarına kadar kızardı öfkeden. Bakışları ile garsonu o anda öldürebilirdi. Jane’in attığı tatlı kahkaha ise tuz biber ekiyordu olayın üzerine.
Ronald Reagan’ın uzun sayılabilecek sinemacılık kariyerindeki başarılı olma noktasına doğru birazcık yaklaşabilmiş tek film 1942 yılında yönetmen Sam Woods ile çevirdiği “Kings Row” oldu. Reagan’ın bu filmle canlandırdığı Drake McHugh rolüyle aşırı gururlanması, bu filmi tüm zamanların en iyi filmi olarak kabul etmesi doğaldı. Yıllar boyu en sevdiği şeylerden biri eve misafir gelenlere tekrar tekrar bu filmi göstermekti. Bazılarına göre Reagan’ın konuklarının sayısında gözlenen önemli azalmanın tek nedeni Kings Row filmi olmuştu. Üstelik Jane Wymann’ın da sık sık, “bu Allahın belası filmi bir kez daha seyredersem kusacağım” dediği de biliniyordu. Boşanma duruşmaları sırasında Jane, Kings Row filminden pek söz etmedi yargıca. Ama Reagan’ın politikayla aşırı bir biçimde haşır neşir olmasının evlilik düzenlerini yaraladığını rahatlıkla ileri sürdü.
1980’ler Amerikasının bir numaralı çiftinin tanışması da çok hoş oldu. Tahmin edebileceğiniz gibi sinemayla değil de politika ile ilgili bir çerçeve içinde bir araya geldiler ilk kez. O günlerde sinema başkentine gelmiş olan genç Nancy Davis, bir yandan oyuncu olarak başarı kazanmaya çalışıyor, bir yandan da aşırı muhafazakârlığını, aşırı iffet düşkünlüğünü, durmadan çevresindekilerin gözüne sokmaya uğraşıyordu. Ama bu iffetlilik ve muhafazakârlık halkası adının komüniste çıkmasını önleyememişti. Herkesin her köşede komünist aradığı, çeşitli yerlerde cadı kazanlarının kaynadığı o yıllarda genç yıldız arayının başı gerçekten dertteydi. İşte Reagan bu dertlerden kurtardı genç kadını.
★
Ronald Reagan o günlerde Sinema Oyuncuları Derneği’nin liberal eğilimli başkanıydı. Nancy Davis’in görevleri komünist avlamak olan gruplardan birinin listesinde yer aldığı ve bu durumdan kurtulmak için çabaladığı kulağına gelmişti. İlk buluşmaları için Reagan genç kadını bir akşam yemeğine çağırdı. Yemek sırasında başındaki dertten kurtulduğunu, avcıları listedeki Nancy Davis’in başka biri olduğu konusunda ikna ettiğini söyleyecekti. Sonraki günlerde buluşmaya devam ettiler. Ertesi yıl Nancy, minik sinema kariyerinin en önemli rolünü oynadı. The Next Voice You Hear (Bundan Sonra Duyacağınız Ses) filminde hamile bir ev kadını olarak radyoda tanrının sesini duydu. Bundan sonra atılacak en mantıklı adım, Ronald Reagan ile evlenmekti. 1952 yılında evlendiler.
“Ronnie, beyaz perdede art arda canlandırdığı iyi adam, hoş adam rollerinden sıkılmıştı. Değişiklik olsun diye sert, kötü adam rolünü oynamak istiyordu.” Ruth Roman, Movieland Dergisi, Nisan 1950
★
Ronnie Reagan sinema kariyerinin ilk dönemlerinde demokrat, hatta sol eğilimliydi. Eğer sonraları cumhuriyetçi olduysa, hatta ülkenin McKinley’den bu yana en aşırı sağcı başkanı halinde geldiyse, bunda büyük ölçüde Nancy’nin payının olduğunu unutmamalıyız.
★
1980 yılında Şikago’da bir hayır derneği için para toplama kampanyasında sarf ettiği sözleri hayli yankı uyandıran Nancy, gazetecilerin kalabalık bir davetli kitlesinin yer aldığı salonda kocası Reagan ile telefon konuşması, dahili ses düzeninden şöyle duyulur:
— Keşke burada yanımda olsan da salonu dolduran bütün bu güzel beyaz insanları bir görebilsen.
Reagan ikinci evliliğini izleyen yıllarda art arda hiçbir şeye benzemeyen, ikinci sınıf filmlerde rol aldı. 1954 yılında ise şansını televizyon dizilerinde denemeye karar verdi. Bu konuda Ann Sheridan şöyle diyor:
— Ronnie yıllar yılı televizyondan uzak durmamız gerektiğini, çünkü onun sinemanın düşmanı olduğunu söyledi durdu hepimize. Sonra bir de baktım ki beyaz camın üzerine düşmüş gölgesi, gözünde kontakt lensleri ile televizyon reklamları okumaya başlamış.
★
Bu yıllarda Reagan’ın siyasi faaliyetleri de durmadan yoğunlaşıyordu. 1961’de aşırı sağcı Birch Derneği’nin temsilcisi olarak parlamentoya yeniden seçilmeye çalışan Rousselot’u destelemek için ateşli nutuklar söylemeye başlamıştı. 1962 yılında Cumhuriyetçi Parti üyesi oldu. Aynı yıl General Electric Theatre televizyon şirketi politika ile fazla uğraştığı, bu yüzden şirketin tarafsız görünüşe zarar vereceği gerekçesi ile sözleşmesini feshetti.
REAGAN VALİ OLUNCA
Kaliforniya valisi seçilir seçilmez, en yakın yardımcılarının işine homoseksüel olduklarına dair söylentiler var diye son verir. Bu yıllarda Reagan’a göre homoseksüellik yasadışı kalması gereken trajik bir hastalıktı. Robert Scheer ile yaptığı bir konuşmada, “İncil’de homoseksüelliğin tanrının gözünde tiksinti verici bir durum olduğu yazılıdır” diyordu. Pek çok Kalifornaiyalının gözündeyse, Reagan’ın eyaletlerine vali olması çok daha tiksinti verici bir durumdu.
REAGANLAR BEYAZ SARAYDA
Saraya yerleştiklerinde yaptıkları ilk işlerden biri Harry Truman’ın resmini kaldırarak yerine Calvin Coolidge’ı asmak ve kendilerinden yana olan eski Holywood’lu dostları için yeni evlerinde partiler tertiplemek olur. Devlet işlerinden vakit buldukça davetiye çıkardıları bu dostları arasında Charlton Heston, Jimmy Steart, Ginger Rogers, Shirley Temple, Claudette Colbert hep ön sıraları aldılar. Colbert’in Reagan’a Granada Adası’nı işgal etmesini tavsiye edenlerin başında geldiği söylenir. Ünlü yıldız Barbados’daki muhteşem malikânesinin hemen yakınındaki bir adanın kızıl komünistlerle dolması tehlikesi karşısında dehşete düşmüş olmalı.
Kaynak: 1986, Erkekçe Dergisi
