Osmanlı saraylarının, tarihî seyir içinde kültür ve sanat faaliyetlerinin geliştirilmesine imkân veren mekânlar olarak önemli hizmetler ifa ettiklerini biliyoruz. Bilhassa Fatih Sultan Mehmed döneminden itibaren, farklı alanlarda faaliyet gösteren pek çok sanatkâr himaye edilmiş, başarılı olanlar sarayda istihdam edilmiş ve kendileri çeşitli vesileler ile maddi açıdan her zaman desteklenmiştir. Yüzyıllarca süren bu gelenek, 19. yüzyılda genişleyerek devam eder. Bilindiği gibi 19. yüzyıl, Osmanlı Devleti’nde köklü değişikliklerin yaşandığı ve modernleşme faaliyetlerinin yoğunlaştığı bir dönemdir. Dolayısıyla Osmanlı idarecileri pek çok alanda gözlerini Batı’ya çevirmiştir. Bu alanları içinde kültür ve sanat faaliyetleri önemli bir yer tutar. Resim sanatı ise, bu faaliyetler arasında çok daha fazla itibar görmüştür. Bu noktada Avrupalı ressamların öne çıktıkları görülür. Bu dönemde tercihen muhtelif Avrupa devletlerinden getirilen ressamlar, belirli sürelerde sarayda istihdam edilmiştir.

son-saray-ressami-fausto-zonaro-ikbalden-idbara-fatma-urekli (1)
Fausto Zonaro (18 Eylül 1854, Padova – 19 Temmuz 1929, Sanremo), İtalyan ressam.

Fausto Zonaro ile ilgili yapılan çalışmalarda İstanbul’dan ayrılışının ana sebepleri ve Osmanlı başkentinde geçirdiği son ve sıkıntılı günleri mercek altına yatırmak; ünlü ressamın kendi hatıralarına dair kaleme aldığı eserde dahi temas edemediği bazı karanlık noktalar vardır. Burada işaret edilen olaylar, dikkati çekmeyen ve orijinalleri Osmanlı arşivlerinde bulunan bazı vesikaların yardımıyla ele alınmıştır.

son-saray-ressami-fausto-zonaro-ikbalden-idbara-fatma-urekli (2)
Fausto Zonaro, Rıhtımda Genç Kız tablosundan detay.
tuval üzerine yağlıboya (Millî Saraylar Tablo Koleksiyonu, Env. No. 13/24)

19’uncu yüzyıl sonlarına doğru sarayda görevlendirilen ressamlardan biri de İtalyan asıllı Fausto Zonaro olmuştur. Sultan II. Abdülhamid tarafından 1896’da saray ressamlığına tayin edilen ve Yıldız Sarayı’nın son başressamı olan Zonaro örneği, himaye eden kişinin sanatla ilgili tavrının ve sanatkâra verdiği desteğin, onu nerelere taşıyabileceğine, sanatkârların böyle bir ortamda eserlerini nasıl ürettiklerine dair çarpıcı ve dikkat çekici bir örnek teşkil eder.

son-saray-ressami-fausto-zonaro-ikbalden-idbara-fatma-urekli (4)
Zonaro’nun, İstanbul Akaretler’de ev ve atölye olarak kullandığı bina, dönemin diplomasi ve sanat çevrelerinin de gözde mekanlarındandır: Enver Paşa, Winston Churchill, Şehzade Abdülmecid Efendi, Adolphe Thalasso, Celal Esad Arseven, Camille Flammarion, Alexander Nelidov, R. Saffet Atabinen, Ohannes B. Dadian, Osman Hamdi Bey, Max Olaf Heckmann ve Marshall Von Bieberstein, Zonaro’nun ziyaretçilerinden bazılarıdır.

1891’de İstanbul’a gelen Zonaro, diğer bazı sanatkârlar gibi mukavele usülüyle görevlendirilmemiş, aksine bizzat padişah iradesiyle tayin edilmiştir. 1896 yılında Ressam-ı Hazret-i Şehriyari unvanıyla sarayda hizmete başlayan Zonaro, sanat hayatının zirvesine bu dönemde erişir. Yaklaşık 14 sene boyunca Yıldız Sarayı’nda çalışmış ve bu zaman zarfında özel bir ilgi görmüştür. II. Meşrutiyet’in ilanından sonra Sultan Abdülhamid’in etkisinin giderek azaldığı ve siyasî istikrarsızlıkların baş gösterdiği dönemde bile Zonaro, padişahın himayesini yanında bulmuş, bu sayede nüfuzunu ve mevkiini korumuştur.

son-saray-ressami-fausto-zonaro-ikbalden-idbara-fatma-urekli (6)
Fausto Zonaro, Anne Sevgisi, 1900. tuval üzerine yağlıboya. (Millî Saraylar Tablo Koleksiyonu, Env. No. 13/14)

1910 yılında memleketi İtalya’ya istemeyerek de olsa dönmek mecburiyetinde kalmış ve orada kültür-sanat çevrelerinde yer edinmek konusunda hayli zorlanmış, bu dönemde ciddi sıkıntılar çekmiştir. Hatıralarında da dile getirdiği gibi, İstanbul’daki huzuru, sükûnu ve rahatlığı kendi ülkesinde bulamamış, vatanına sonradan dönen yabancı muamelesine maruz kalarak geri plana itilmeye çalışılmıştır. Hatta bazı zamanlarda maddi sıkıntılar çekmiş ve hayatının son dönemlerinde ise aile huzurunu da kaybetmiştir.

son-saray-ressami-fausto-zonaro-ikbalden-idbara-fatma-urekli (8)
Fausto Zonaro, Çingeneler (Déri Séadet)

İstanbul’a Gelişi ve İlk Yılları
Üçüncü mevki biletle yola çıkan Zonaro, sekiz günlük yolculuğu sırasında bindiği gemide kaptanın sempatisini kazanır ve onun bir portresini yapar. Söz konusu resmi kaptana takdim ettiğinde, kaptan jest olarak kendisine birinci sınıf mevkide yolculuğa devam etme imkânı sağlar. İstanbul limanına yaklaştığında harika manzara karşısında heyecanlanan ressam, şehirle ilgili ilk duygu ve intibalarını şu satırlarla dile getirir.
— Acemi kalemimle İstanbul limanına girişimi anlatmaya kalkmayacağım. Gautier, Loti, De Amicis gibi üstatlar bu işi layıkıyla yerine getirmişler, ben ise bu işi daha sonraya bırakıyorum. Bu görevi kalemle değil, fırçalarla yerine getireceğim. Günün her saatinde, sabah akşam, nice başarısız denemeden sonra nihayet paletimle o göz kamaştırıcı atmosferi yaratacak renk karışımını elde edeceğim.
Zonaro, bu ifadelerinde farkında olmadan mihr-i mâh tasviri yapmıştır.

son-saray-ressami-fausto-zonaro-ikbalden-idbara-fatma-urekli (7)
Saray Başressamı Fausto Zonaro (Öndeş-Makzume Koleksiyonu)
son-saray-ressami-fausto-zonaro-ikbalden-idbara-fatma-urekli (5)
Fausto Zonaro, Yıldız Bahçesi, tuval üzerine yağlıboya, 88×52 cm (Millî Saraylar Tablo Koleksiyonu, Env. No. 13/2)

Zonaro Ailesi, bütçelerine uygun olarak kiraladığı Taksim’in Cihangir mevkiinde, iki katlı ahşap bir eve yerleşirler ve bir Rum kadını da hizmetlerine alırlar. Kentin çeşitli yönlerini yansıtan ilk resimleriyle elçilik mensuplarının, sanat ve saray çevrelerinin dikkatini çeken Zonaro, Sultan Abdülaziz’in sadrazamlarından Celâl Esad (Arseven) ile tanışır. Celâl Esad Bey, Beyoğlu’ndaki dükkânlardan birinde Zonaro imzalı, güzel bir çerçeveye geçirilmiş yağlıboya bir tablo gördüğünde oldukça etkilenip dakikalarca önünden ayrılamadığını ve hemen bunu yapan ressamla tanıştığını ifade etmektedir. Bu tablo, Cihangir’den Üsküdar’a doğru akşam üzerini anlatan bir İstanbul manzarasıdır. İlk planda üzerinde kandil yanan bir mezar, arkasında bir minare, uzaklara doğru evlerin kiremitleri üstünden görünen mavi bir deniz ve Üsküdar. Şimdiye kadar gördüğü resimlerden tamamen başka bir tarzda, realist olmakla beraber, serbest fırça vuruşları ve renklerdeki ahenk itibarı ile heyecan uyandıran bir eser olduğunu belirten Celâl Esad Bey, bu heyecanıyla Zonaro’yu ziyaretini ve ahbaplığının nasıl başladığını şöyle anlatır:
— İşte resim böyle olmalı diyordum. Dakikalarca önünden ayrılamadım. Bu ressamı tanımak ve yaptığı resimleri görmek arzusu uyandı içimde. Dükkâna girdim ve ressamın adresini sordum. Cihangir’in dar sokaklarından birinde ahşap köhne bir ev. Kapıyı açan ihtiyar bir Rum kadını, Zonaro’nun yukarıdaki katta oturduğunu ve evde olduğunu söyledi. Basamakları gıcırdayan tahta merdivenden yukarıya çıktım. Camekânlı bir kapıdan bir sofaya girdim. Sehpasının başında çalışan Zonaro, paletiyle fırçalarını sandalyenin üzerine koyarak İtalyancaya çalan şivesiyle Fransızca kimi istediğimi sordu bana. Sofanın bir tarafına çamaşırlar asılmış, ortaya bir sac soba kurulmuştu. Bir köşede boş resim muşambaları, kaba hasırdan iki kahve iskemlesi ve masa hizmetini gören bir ambalaj sandığı vardı. Eskilikten çarpıtılmış olan pencere çerçevelerine beyaz patiska perdeler takılmış, duvarlarda irili ufaklı birçok yağlıboya resimler asılmıştı. İçerideki odadan petrol lambası üzerinde pişirilen bir makarnanın kokusu geliyordu.

son-saray-ressami-fausto-zonaro-ikbalden-idbara-fatma-urekli (11)
Fausto Zonaro, İvan Sergeyeviç Turgenyev Portresi (1818-1883), kağıt üzerine suluboya (Askerî Müze Resim Koleksiyonu)

Biraz sohbet ettikten sonra, Maltepe önünde bir balıkçı kayığını tasvir eden tablonun iyatını sordum. “Beş lira” dedi. Çok ucuz bulduğum bu resmi aldım. Parayı pantolonunun cebine yerleştirdi ve o resmi bir gazeteye sarıp bana verirken:
— Ümid ederim ki beni ahbaplarınıza da tavsiye edersiniz, diyerek aşağıya kadar beni teşyi etti. Ben de adresimi verdim ve Cuma günü bize gelip benim de resimlerimi görmesini rica ettim.

son-saray-ressami-fausto-zonaro-ikbalden-idbara-fatma-urekli (12)
İstanbul sokaklarında halkın meraklı bakışları altında resim çalışmaları yapan Fausto Zonaro. (Öndeş-Makzume Koleksiyonu)

Celâl Esad Bey bu ziyareti Hoca Ali Rıza Bey’e anlatır ve aldığı tabloyu gösterdiğinde o da çok beğenerek Zonaro ile tanışmak ister. Bunun üzerine bir cuma günü üçü Celâl Esad Bey’in evinde buluşur ve sohbet sonrasında Zonaro’nun haftada bir gün gelip birkaç saat kendilerine yağlıboya resim dersi vermesi karşılığında 15 lira ücret almasını kararlaştırırlar.

Celâl Esad Bey’in ifadesinden anlaşıldığına göre, Zonaro’nun sarayca tanınarak Sultan II. Abdülhamid tarafından kendisine bazı tablolar sipariş edilmesinde ve müteakiben saray ressamlığına tayin edilmesinde de tavsiyelerinin payı olmuştur.

son-saray-ressami-fausto-zonaro-ikbalden-idbara-fatma-urekli (13)
Fausto Zonaro, Venedik. tuval üzerine yağlıboya.
(Millî Saraylar Tablo Koleksiyonu, Env. No. 11/1459)

Celâl Esad Bey bu ziyareti Hoca Ali Rıza Bey’e anlatır ve aldığı tabloyu gösterdiğinde o da çok beğenerek Zonaro ile tanışmak ister. Bunun üzerine bir cuma günü üçü Celâl Esad Bey’in evinde buluşur ve sohbet sonrasında Zonaro’nun haftada bir gün gelip birkaç saat kendilerine yağlıboya resim dersi vermesi karşılığında 15 lira ücret almasını kararlaştırırlar. Celâl Esad Bey’in ifadesinden anlaşıldığına göre, Zonaro’nun sarayca tanınarak Sultan II. Abdülhamid tarafından kendisine bazı tablolar sipariş edilmesinde ve müteakiben saray ressamlığına tayin edilmesinde de tavsiyelerinin payı olmuştur.

son-saray-ressami-fausto-zonaro-ikbalden-idbara-fatma-urekli (14)
Zonaro’nun Rusya Sefaret binasında verdiği resim dersleri. (Öndeş-Makzume Koleksiyonu)

Osman Hamdi Bey’le tanışması
Zonaro hatıralarında, aralarında gelişen münasebetten ve Hamdi Bey’den şöyle bahseder:
— Payitahta uğrayan bütün önde gelen kişilerle tanışmak, onları evinde ya da makamında ağırlamak gibi bir merakı vardı. Bir Fransız tiyatro sanatçısıyla evliydi. Kuruçeşme’deki konağında sürekli davetler veriyordu. Osman Hamdi Bey’e beni tanıtan kişi Cervantes’ti. Kendisini kibar, sanatçı, birçok yıl kaldığı Paris’i çok iyi bilen biri olarak gördüm. Herkesten, her şeyden bilgiyle söz ediyordu. Resimlerimi merakla görmek istedi. Birkaç tablomu evine getirttim.

son-saray-ressami-fausto-zonaro-ikbalden-idbara-fatma-urekli (15)
Fausto Zonaro, Odalık/Cariye tablosu. (Déri Séadet)

Teşrifat-ı Umumiye Nazırı Münir Bey, Zonaro’nun resimleri ve sanatıyla yakından ilgilenmekteydi. Sultan II. Abdülhamid’in resim zevkini iyi bilen Münir Bey, bir gün Zonaro’ya, padişahın deniz ressamı Ayvazovski’nin suluboya tablolarını çok beğendiğini,
Zonaro saray ressamı oluyor ➤  DEVAMI BURADA

son-saray-ressami-fausto-zonaro-ikbalden-idbara-fatma-urekli (3)

Kaynak: Sarayın Son Başressamı: Fausto Zonaro | İkbâlden İdbâra