Müjde Ar dertli… Hoş şu günlerde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, daha doğrusu «Dünya Vatandaşı» olup da dertli olmamak mümkün mü?

H77T (553) (1)

Hele Türkiye’de, sinema gibi bir mesleğin içindeyse kişi. «Dert çok hem dert yok demiş şair. Ama sinemada çalışanlar baştan aşağı hemdert.»
Neyse, biz bırakalım da hemdertlerden biri anlatsın derdini. Müjde Ar diyor ki:
— İyi film yap, iyi film yap diye uzaktan konuşmak kolay. Sanki kim istemez iyi film yapmayı. Ama gel gör ki koşullar ne kadarına izin verir soran yok. Geçimi sinemadan olan bir işi yan gelir aramaya çıkamaz. Zaten buna ayıracak zamanı olamaz. Geçimini sağlamak için altı filmden aşağı film yapman mümkün değil. Oysa tüm Yeşilçam’da yılda altı iyi film, ya çıkar ya çıkmaz. Hepsinde oynamak mümkün mü? Zorunlu olarak bir sürü de sıradan film yapıyor insan.

H77T (561) (1)
OSMANLI BANKASI — Kimisi sağlıklı olmayı, kimisi severek çalışacağı bir işinin olmasını, kimisi parayı, kimisi de huzurlu bir yuvayı.

«İyi filmin en büyük garantisi yönetmen. Dünyanın en güzel hikâyesini ver bir kötü yönetmene bak bakalım tanıyabilir misin o güzelim hikâyeyi. Ama şöyle böyle bir hikâyeyi bile şaheser haline bile getirebilir. Ben de bilirim, o yönetmenle çalışmam, o konuyu istemem demeyi. Ama hangi ekonomik güçle? Bırak bizi, oyuncuları, yapımcıları, yönetmenleri istedikleri gibi film çekebiliyorlar mı?

H77T (557) (1)
1977, Hayat Dergisi Kapak Kraliçesi Adayları

«Aklımdan hiç çıkmaz. Atıf Yılmaz’ın bir sözü vardır. Der ki, “Ben bugüne kadar ünümü iş yapmamış filmlerimle korudum. İnsan ancak yaptığı iyi işlerle ayakta kalır. Öyle doğru ki. Yılda on film yapsam, biri iyi olsa en az iş yapanı da o olsa gariptir o film üstüne film teklifi alıyorum. Aldığım para da hep o iyi filmlerden sonra artıyor. Ama gene de yetmiyor ne yapalım, biraz keçiboynuzu ama bir kere gönül vermişiz sinemaya. Zaten sinema, “gönülden sevda” gibi olmasa ne yapılır, ne çekilir.» Bize söyleyecek bir söz kaldı mı?

0009-mensucat-santral-reklamlari-yetmislerde-perde-reklamlari-dekora
1977 — Mensucat Santral firmasının DEKORA marka perde reklamı.
H77T (554) (1)
Kaynak: 1977, Hayat Dergisi

NÜKHET DURU İÇİN ÇOCUK, BARIŞ DEMEK
Kendi bestemiz, kendi söz yazarımız ve kendi şarkıcımız. Özlem duyduğumuz eserler veren Mehmet Teoman – Cenk Taşkan ikilisinin şarkılarına bir de Nükhet Duru’nnu duygulu sesi katılınca işte özlediğimiz beraberlik. Duru’nun Teoman ile iş beraberliğinin başladığı günden beri şarkılarda hep bir şeyler söyleme, bir işe yarama, boş sözlerle vakit geçirmeme kaygısı dikkati çekiyor. İnsanları çok seviyor, birbirlerini çok seviyorlar. Ama ille de çocukları…

— Savaş deyince gözümün önüne korkusundan anneciğğine sarılmış minicik yavrular geliyor. Geçenlerde bir akşam televizyon haberlerini izlerken gördüğüm filmi unutamıyorum. Baskına uğramış bir Arap kampı ile ilgiliydi film. Tabii olay bütünüyle acı verici ama, benim hâlâ aklımdan çıkmayan bir sahne var. Başı örtülü genç bir kadın, kucağında yavrusu can havliyle koşturup duruyordu. Onun hali içler acısı tabii. Ama ben yavrucağın sesini hiç unutamadım. Zaman zaman aklıma geldikçe kulaklarımı tıkıyorum, hatırlamayayım diye. Boğazıma bir yumru çörekleniyor sanki.» diyor Nükhet Duru.

H77T (562) (1)

Kaynak: 1977, Hayat Dergisi