Uzun süredir konuşmamayı yeğledin. Neden sustun?
► Bazı gelişmelerin sonuçlanmasını bekledim. Ancak son birkaç ayda Polygram’ın son albümümle ilgili teklifiyle ortaya çıkan ve bizleri de çok şaşırtan ve yıkan pürüzlerin sonucunda, bazı şeyler artık ayıklanmalıydı. En başından başlayalım istersen. Proje “Şıkıdım”la başladı. Amaç, bu şarkının İngilizcesini Avrupa pazarına sunmaktı. Ahmet San, Mehmet Soğuloğlu’dan bu şarkının Avrupa’da temsil haklarını istedi ve yapımcım da bunları ona verdi. Sadece bu şarkı içindi. Daha henüz yabancı bir şirket devrede yoktu.

Fransız yapımcı Charles Ibgui yoktu ortada öyle mi?
► Evet, birkaç şirketle görüşülmüş ancak bir sonuç alınamamıştı. Charles Ibgui’yi otuz yıldır tanıyormuş Ahmet San. Benden söz etmiş. Tanışıldı. Ronny Abitbol diye bir de ortağı var Ibgui’nin. New York’a gidildi ve parça kaydedildi. O dönemde ben İngilizce bilmiyorum. Ezberleyerek, telaffuzunu da çalışarak şarkıyı kaydettik Charles’ın sonuçtan iştahı kabardı ve şarkıyı dünya marketine sunmanın yollarını aradı.

Atlantic nasıl devreye girdi?
► Ibgui’nin ortağı Ronny Abitbol’un Atlantic’te Jason Floom diye bir arkadaşı vardı başkan yardımcısı Atlantic’in. O dinledi ve Ahmet Ertegün’e goturdu. Derken Charles lbgui ile Ertegun arasında ve benimle Charles arasında bir sözleşme yapıldı

Atlantic, albümü sadece dağıtacaktı öyle mi?
► Evet, albümün dağıtımını ve tanıtımım üstlenmişti Atlantic. Asıl sözleşme imzaladığım kişi Charles lbgui’ydi. Ahmet San’ın bu olaydaki rolü sadece beni Charles Ibgui de tanıştırmış olmasıydı. Yani bana Amerika kapılarını o açmadı. İki yıl boyunca birçok konuda kandırıldım, dolandırıldım ve Amerika’daki üç yıllık emeğim de boşa gitti. Ahmet San’a uluslararası mahkemelerde dava açacağım.

Kontratı incelemiştiniz ama
► Elbette, bana anlatıldı, izah edildi Bazı maddelere itiraz ettim. Sonuçta iyi gibi görünüyordu her şey. Yine de emin değildim. Oradan ayrıldığımda kendimi çok kotu hissetmiştim. Ve yıllar sonra öğreniyoruz ki feci bir biçimde
aldatılmışım. Her şeyimle onların esiri olmuşum.

Bundan sonra ne yapacaksınız?
► (Avukatı Süheyl Alaylı yanıtlıyor) Kontrata gore doğacak uyuşmazlıklar konusunda New York mahkemeleri yetkili. Dolayısıyla bizim yapabileceklerimiz sınırlı. Ama yine de elimiz kolumuz bağlı değil. İnsanlar bir araya gelebilir, bir şeyleri halledebilir diye düşünüyoruz. Uzlaşma olmadığı takdirde mahkemelerle sonuca ulaşabileceğimize inanıyoruz.

Amerika projesi tümüyle bitti mi?
► Hayır, asla buna inanmak istemiyorum. Prodüktörüm beni hemen her gün arıyor. Şarkılar hazır, üzüldüğüm, beni sevenlerin ve kamuoyunun haklı olarak üzerimdeki baskı ve beklentisi. Onların yüzünü kara çıkarmak istemiyorum. Bu sorunların üstesinde geleceğim.

Ahmet San’dan ne zaman ayrılmaya karar verdin?
► Ahmet San’ı aslında altı ay içinde tanıdım. Ve o andan itibaren ayrılacağımı biliyordum Ama birbirimizden çok yararlandık. Onun elinde para kazanmak için daha iyi bir malzpme yoktu. Benim kimsenin hakkında gözüm yok. Ama o benim iyi niyetimi ve güvenimi kötüye kullandı. Benimle ilgili yaptığı anlaşmalarda yapacağıma işler için hep çok
kuçuk bütçeler ayırdı. Diğer paraların nereye gittiği konusunda hiçbir fikrim yok. Son dönemlerde ayrılma isteğimi hissettiği sırada hana sürekli bir şeyler imzalatmaya çalıştı.

Son tartışmada senin boğazına sarılmış?
► Ahmet San gibi koskoca bir adamın, işi böylesine saçma açıklamalara kadar götürmesine insan üzülüyor aslında. İnönü konseri öncesi son tartışmamızda evdeydik. O gece beni en sinirlendiren şey gözümün içine baka baka yalan söylemesiydi. Tartışma alevlendi ve o kendine hakim olamayıp üzerime yürüdü ve ben de sakin olmazsa polis çağıracağımı söyledim. Boğazıma falan sarılmadı, bunlar çok komik.

Uzlaşacak mısın?
► Asla bundan yana değilim. Ancak çevremdekilere de hak veriyorum Çünkü huzur içinde çalışmalarımı sürdürmek istiyorum. Ama insanlar bazı hatalarla ilgili cezalarını çekmeliler.
Kaynak: 1998, Hürriyet Gazetesi