Tarihçesi, içinde yaşadığımız günlerde yazılan Video, batıda insanları özgürlüğe kavuşturduğu için ön plana geçti. Ülkemizde ise bunun başka nedenleri var: Renk unsuru, TRT yayınlarının kötülüğü ve sınıf değiştirme isteği. “VIDEO” sözcüğü Ingilizce-Türkçe sözlüklerde “görüntü yaymakla ilgili” şeklinde açıklanıyor. Büyük bir olasılıkla televizyonun bulunuşu üe birlikte ortaya çıkan bu sözcük 30 yıl. öncesinin sözlüklerinde bile oldukça eskimiş bir dille olsa da aynı anlamı içeriyor:

Resim neşri veya ahzına dair”

Televizyonda resim nakline dair”

Son 10 yıldan bu yana bambaşka bir anlama bürünen “VİDEO” sözcüğü artık televizyon kuruluşlarının yayın saatlerine bağlı olmayan görüntü yayınlarının tümü için kullanılıyor. Ayrıca TV’den bağımsız olarak görüntü yayını yapan aygıta da verilen ad budur. Kısacası televizyon yayınını televizyondan kurtaran sihirli sözcüktür bu.

Ancak video yayınlarının batı dünyasmda bile çok yeni sayılması bizde ise en fazla 6 yıllık bir geçmişi olması birçok sorun doğuruyor. İnsanlar bir yandan bu elektronik aygıtlarla eski/yeni filmler, ünlü ünsüz’ şarkıcıların konserlerini izlerken, bir yandan da video dünyasının çeşitli harf ve sayılardan oluşan şifreleri arasında kafaları karmakarışık dolaşıyorlar.

 

Video ülkemizde günlük yaşamın parçalarından biri haline geldi. Avrupa şimdi yeni bir modeli 1,5 metre boyundaki bir ekranda izlenebilen dev araçları sergiliyor. Dev ekran, televizyon havasını siliyor, eve resmen sinemayı getiriyor.

Bir video dergisinde yeralan okuyucu mektubu bunun en canlı kanıtı:

“Allah rızası için bana yardımcı olun. Yoksa bu Sanyo Beta-vision Videotape’im yüzünden aklımı kaçıracağım. Herhangi bir kaseti oynattığımda kasetin 3/4’ünü mükemmel seyrediyorum. Fakat o noktadan sonra kangren başlıyor… Bazen kaseti hızla başa sona sararak bu arızayı hafifletebiliyorum. Bazen bu da işe yaramıyor. Dedim ya aklımı kaçırmak üzereyim”.

TARİHÇESİ YAZILIYOR

Çok yeni bir olay olan videonun tarihçesi daha yazılmış değil. Başka bir söyleyişle içinde yaşadığımız şu günlerde, videonun tarihçesinin yazılışına hep birlikte tanık oluyoruz denebilir. Artık “dünyaya gelmiş” olduğu konusunda hiç bir kuşku bulunmayan video şimdi bir yaşam savaşı veriyor. Bunun için de iki rakiple savaşması gerekiyor: Sinema ve Televizyon.

Video sinemanın tam bir düşmanı olmasına karşılık, TV ile ancak “düşman kardeş” olabilir. Çünkü henüz kendisinin yaşaması için de en azından bir TV aygıtına gereksinmesi vardır. Fakat sinema için aynı şey değil. Belki sinemalar için çekilen filmler videolarda kullanılmaktadır ama, aslında videonun sinemaya pek gereksinmesi yoktur. Gerekirse kendi filmlerini, kendi yayınlarını kendi yapabilir veya başka kaynaklardan sağlayabüir. Video sinema üe rahatça başa çıkabilmektedir.Çünkü batı dünyasında giderek artan sinema fiyatları bu yeni buluş için kendiliğinden en iyi reklam kaynağı olmaktadır. Bunun yamsıra sinemaya gitmenin sorunları (önceden bilet almak, sokağa çıkmak, belki film başlayana kadar sağda solda zaman öldürmeye çalışmak gibi sorunlar) videoda yoktur.

 

YA TELEVİZYON

Televizyona gelince, bu aygıt sinemanın sakıncalarını bir ölçüde ortadan kaldırmıştır. Fakat onun da batılılar için çok önemli sayılabilecek bir sakıncası vardır: İnsanların özgürlüğünü kısıtlamaktadır. Örneğin mutlaka seyretmek istediğiniz bir program için, o gün, o saatte evde olmalısınız. Oysa bir video kaydediciniz olsa, aynı filmi aygıtınızın sağladığı olanaklarla bir banda kaydedebilir ve canınızın istediği anda izleyebilirsiniz. İstediğiniz bir programı satın alarak ya da kiralayarak izleme zamanını kendiniz saptayabilirsiniz. Batıda video işte bu nedenlerle doğdu ve yaşıyor. Görünüşe göre daha uzun süre yaşayacak. Ülkemizde ise videonun tutulmasının bambaşka nedenleri var.

RENK UNSURU

Bu nedenlerin başında önce renk unsuru geliyor. Çünkü video renkli film seyrettirme olanağı saylayan bir aygıttır ve TRT yayınları ülkenin ekonomik koşullarına uygun olarak siyah beyazdır. Bunun böyle olması lazımdır ama uzun yıllardan beri sinemalarda renkli filmlere alışmış olan seyirci özgün renkleriyle yayınlanan filmleri de özlemektedir, işte videoya ilgiyi arttıran nedenlerin başında bu renk unsuru gelmektedir.

Kaynak: 1981, Erkekçe Dergisi