Murat Muratoğlu, Türkiye’nin en genç uzmanı; “sertifikalı bir sistem mühendisi.” Yaşıtları bilgisayarda oyun oynarken, o bilgisayar ağı tasarlayıp kurabiliyor. Avustralya’dan yeni gelmiş. En büyük derdi, aynı merakı paylaşacağı bir arkadaş bulamaması. Eskiden tekniğe meraklı gelişkin çocuklar radyoyu parçalayıp iyi kötü yeniden biraraya getirdiğinde anne babalar sevinirdi; “Oğlumuz büyüyünce mühendis olacak” diye.
Ama ya daha büyümeden “mühendis” olursa? O zaman yetişkinliğinde ne olacak, “dâhi” mi? Murat Muratoğlu’nun “Türkiye’nin en genç Microsoft Sertifikalı Sistem Mühendisi” (MCSE) olduğunu duyunca heyecanlanmamak elde değil. Çünkü daha 13 yaşında. Uzmanlığını belgelediği alanda, normalde iletişim teknolojisi profesyonelleri cirit atıyor. MCSE, sözkonusu yazılım devinin ürünlerinin kullanıldığı enformasyon sistemlerini “tasarlamaya, kurmaya, destek hizmeti vermeye ve sorunları çözmeye ehil uzman” anlamına geliyor. Kısacası küçük Murat, bilgisayar ağı kurabiliyor. Bildiği Java, Perl ve Basic gibi programlama dilleri de cabası.
Onu Üsküdar’da oturduğu evinde ziyaret ettiğimizde, son derece sevimli bir çocukla karşılaşıyoruz. Evleri sade ve pratik şekilde döşenmiş. Salonun köşesindeki laptop ve iki bilgisayar dışında, sıradan bir ev gibi burası. Murat’ın kendi odasında bilgisayarı yok. Evde kulağa çarpan en önemli özellik, ailede günlük konuşmaların İngilizce sürmesi. 7 ve 11 yaşlarındaki kız kardeşleri de “İngilizce” oynuyor oyunlarını.
Murat Muratoğlu annesi Refahat, babası İsmail ve iki kızkardeşiyle birlikte Melbourne’den Üsküdar’a taşındı.
Murat “çifte vatandaş” ailesiyle birlikte beş ay önce Avustralya’dan kesin dönüş yapmış. Şimdi Üsküdar’da bir kolejin lise birinci sınıfına gidiyor. Türkçe sorduğumuz soruları, temiz bir Oxford İngilicesi’yle yanıtlamayı tercih ediyor. Zaten az konuşuyor. Melbourne’de büyüyüp kendisini birden bire Üsküdar’da bulmanın bir sonucu olarak temkinli.
İnternet okulu
En büyük şikayeti, kendini geliştirebileceği, aynı merakı paylaşan dengine göre arkadaş bulamaması. Diğer çocuklar gibi vurdulu kırdılı aksiyon oyunlarından ya da “chat” yapmaktan hoşlanmıyor. İnterneti birtakım yazılımların çözümüne ulaşmak ve araştırma yapmak amacıyla kullanıyor. “Okul ödevlerini internetten mi araştırıyorsun” diye sorunca, hayal kırıklığını seziyorsunuz. “Eğer araştırma gerekiyorsa, evet” diyor. Ancak mahçup gülümsemesinden, buradaki lisede araştırma gerektirecek bir talep olmadığı anlaşılıyor. Türkiye’den şu anda en büyük hoşnutsuzluğu, derslerin Avustralya’daki gibi kendini zorlamaması. Nitekim zekâyı körleştirmenin en başarılı yöntemi, onu bezdirmektir.
Murat’ın en dikkat çekici yönü, yeni durumu hakkında kesin yargılarda bulunmayacak kadar olgun oluşu: “Belki Türkiye’de daha fazlasını paylaşabileceğim, bana bir şeyler verecek insanlar vardır. Şu anda bilemem ki.” Onu çok sıkıştırınca, gönlünde günün birinde Melbourne Üniversitesi’nde okumak olduğunu itiraf ediyor. Okuduğu kitapları merak ediyorsanız; ders kitapları dışında hepsi bilgisayarla ilgili.
İnternet sayesinde bunu başarması belki de daha kolay. Babası İsmail Muratoğlu, Murat’ın Avustralya’daki ortaöğretimine de devam ettiğini söylüyor. Avustralya’da mesafeler büyük olduğundan, eskiden telsizle dahi yapılan bir yok” diyor İsmail Bey. Murat, oradaki öğrenimini internet aracılığıyla sürdürüyor.
Windows mühendisi
Bu küçük uzmanı yönlendiren ise, yüksek elektronik mühendisi olan babası. Avustralya’da 27 yıl kalan 38 yaşındaki İsmail Muratoğlu orada bir otomasyon şirketinin sahibiymiş. Murat ilkokul çağındayken, komşularla Quake gibi oyunlar oynamak için kendisini babasıyla birlikte küçük bir network kurarken bulmuş (Murat yalnızca strateji oyunlarını seviyor ve şu anda favorisi “Age of Empires II.”) MCSE için geçmesi gereken ve birçok insana oldukça zor gelen altı ayrı sınava da babası çalıştırmış. Tüm dünyada geçerli olan MCSE sahibi yüz bin dolayında kişi var. “Bir belge olsun istedim. Dışarıda şirketlerde bu sertifikayı kabul ediyorlar çünkü bu alanda uzman olduğunuzu gösteriyor” diyor babası.
Murat şimdi bu sertifikanın bir üstünü, internet uygulamalarıyla genişletilmiş olanı almak için uğraşıyor. Ayrıca şu anda babasıyla birlikte Windows 2000’in “beta tester”larından biri; yani ileride piyasaya çıkacak bu yeni işletim sisteminin olası hatalarını buluyor. Tabii henüz öğrenci için şu anda bir yerde çalışmayı düşünmüyor. Beşiktaş’ta bir şirket için kurduğu bilgisayar ağı ya da kanaryalarla ilgili hazırladığı web sayfası, eş dost hatırına. Bu arada baba-oğula bilgisayar konusundaki yeteneklerini “hacker,” yani şifre çözücü olarak kullanıp kullanmadıklarını soruyoruz; gülümseyerek reddediyorlar.
“Windows mühendisi” Murat bugünlerde 14’üne basıyor. Amerikalı yazar Mark Twain “Binlerce dâhi, ne kendileri ne de başkaları tarafından keşfedilmeden yaşar ve ölür” demişti. Murat geleceğinin ne getireceğini henüz bilmiyor. Umarız Türkiye’de kendini geliştireceği ortamı bulur.
Kaynak: 1999, Aktüel Dergisi
