Onun bir karizması var ki anlamak için insan kendini zorluyor. Sevimli bir görünüşün ardındaki maço çizgileri seçmek hiç de zor değil. Ama seviliyor. Kadınlar ona bayıldıklarını söylüyor. Neymiş bu bayıltan cazibe diye düştük yola. Mahsun’u izledik, dinleyenleri gözledik. Öpeni de vardı, boynuna sarılıp öylece kalanı da…

 

Yüreğim cız etti mi, bu yeter

– “Kadınlar bana bayılıyor” demişsiniz. Söyler misiniz, nasıl bayılıyorlar?

+ Ben öyle bir şey söylemedim aslında. Öyle yazmışlar.

– Peki bir kadını etkilemek üzerine bahse girdiğiniz oldu mu hiç?

+ Bahis konusunda bir şey oldu ama… Özcan Deniz bir kere damarıma bastı. Bir kadını gösterdi ve “Mümkün değil yapamazsın. O bizim gibilere bakmaz” dedi. “Biz kim o kim” dedi. İki gün sonra yanına getirdim.

– Bunu hep mi yapıyorsunuz?

+ Hayır, bir kere oldu.

 

Türk kadınları sizce nasıl erkeklere bayılıyorlar?

+ Anadolu kadınlarının gönlünde sert, sadık, kültürlü, anlayışlı bir eş, bir erkek yatar. Bu yüzde 80’i için değişmez bir tarzdır. Geri kalan yüzde 20’si de kadın/erkek eşitliğine inanır. Ben de buna inanırım. Ama Anadolu kadının çoğunluğu sert erkek sever. Hiçbir kadın yumuşak erkek sevmez bence.

– Feministler ne der bu duruma?

+ Acaba o feministler, hiç mi bir erkeğin göğsüne başını koyup ağlamak istemez? Onların kendi problemleri varsa, o başka. Ama gerçek kadın erkeğine sadık, erkeğini seven kadındır. Karşılıklı olarak tabii.

 

– Siz maço musunuz?

+ Yeri geldiğinde maçoyum. Her Anadolu erkeği gibi benim de kendi çizgilerim, kendime has tavırlarım var. Bazı şeylere de karşıyım tabii. Ama kadına karşı her zaman saygılı, hürmetkârım. Ama bu kadına bağlıdır. Şerefsiz bir kadına, dünyada hiçbir erkek dayanamaz.

– Bir kadın nasıl şerefsiz olur?

+ Aldatan, sadık olmayan kadın. Aynı şey benim içinde geçerli. Sonuçta bu karşılıklı saygı işidir. Ben kadın-erkek eşitliğine inandığımı zaten söylemiştim.

– Evlenince fikriniz değişmesin.

+ Evlilik düşünmüyorum. Bana göre değil. Evlenirsem mutlu da olamam, mutlu da edemem. Evlilik yürümez. Seviyorsa, bu kadar hayranım varken beni kıskanır, o zaman da evlilik yürümez. Ne kendimi, ne de kimseyi kandırırım. Zaten oğlum var.

 

Kaynak: 1996, Tempo Dergisi