Yılmaz Atadeniz’in Maskeli Beşler, Zorro ve benzeri çalışmaları gibi Kilink İstanbul’da (1967) ve Kilink Uçan Adama Karşı filmleri de iç içe çekilmiştir. İlkinde bir çete Kilink’in tabutunu ele geçirip zerk ettikleri bir ilaçla onu diriltir. Kilink, tanıdığı Profesör Maxwell’in (Feridun Çölgeçen) yardımıyla hemen işe koyulur. Profesör Hulusi’nin çalışmaları ilgisini çektiği için Kilink uşak kılığına girip profesörün laboratuvarından bir icadın planını çalar, bilim adamını öldürür ve yere, cesedin yanına kanla imzasını atar.
Profesörün oğlu Orhan (İrfan Atasoy) polis komiseri (Hüseyin Peyda) tarafından sorgulanırken Maxwell, Kilink’in ele geçirdiği formülün eksik olduğunu görür. Paris’e gitmeye hazırlanan Kilink yolculuğunu erteleyerek formülün geri kalan kısmını buluncuya kadar İstanbul’da kalmaya karar verir.
Kilink’in bilmediği bir şey vardır: Profesör Hulusi, ölmeden önce gerçek formülü oğlunun nişanlısı Gül’ün (Pervin Par) babası olan meslektaşı Profesör Cemil’e (Muzaffer Tema) teslim etmiştir. Bir gün Orhan, babasının mezarı başında dua ederken bir patlama olur ve dumanların içinden derviş kılıklı (peruğu bir yana, takma sakalı bir yana) yaşlı bir adam çıkar. İyilerin dostu, kötülerin düşmanı “Şazem Bol”dur bu gizemli kişi. Eğer Orhan Kilink ile mücadele edeceğine ve dünyayı kötülüklerden kurtaracağına dair söz verirse, Orhan’a Kilink’ten daha güçlü olma imkânını verecektir. Şazem Bol örnekleri saymaya başlar. Herkül’ün kuvvetini, Zeus’un dehşetini, Neptün’ün ölümsüzlüğünü, Jüpiter’in adaletini, Artemis’in hızını, Mars’ın uçma kudretini. Yeter ki Orhan “Şazem” (Shazam) desin.
Orhan şaşkın bir halde “Şazem” der, dumanlar yükselir ve dağılınca karşımıza süper kahraman Uçan Adam çıkar -maskesi, göğsü ve kemerinde Süpermen’in S armasıyla –
Artık intikam alma ve iyilerin haklarını savunma vakti gelmiştir. Bu arada Kilink’in adamları, başlarında Oski (Hüseyin Zan) olmak üzere Profesör Hulusi’nin evini basıp Orhan’ın kız kardeşi Oya’yı ve nişanlısı Gül’ü rehin alırlar. Orhan yetişir, gangsterlerle kavgaya tutuşur. Gangsterler Orhan’ı etkisiz hale getirir, formülü arar ama bulamazlar. Orhan “Şazem” diyerek Uçan adam olur, iplerinden kurtulup gangsterleri kovalar, kız kardeşini ve nişanlısını kurtarır.
Kilink, Uçan Adam’ın ona karşı çıktığını duyunca hemen bir plan hazırlar. Profesör Cemil, Orhan’a gerçek formülün kendisinde olduğunu ve onu çok emin bir yere koyduğunu söyler. Kilink profesörün yardımıyla Mine’nin (ki sütyen külotla kalmıştır) evine girer, ondan formülün yerini öğrenmek ister ve kadını kendine özgü yaklaşımlarla konuşturmaya çalışır. Kilink Uçan Adam’a bir tuzak kurar ama Uçan Adam bundan kurtulur. Kilink kaçar, Uçan Adam kovalar. Gangsterler Oya’yı kaçırır. Uçan Adam peşlerine düşerken Kilink ve sevgilisi Gül’ü kaçırırlar. Orhan “Şazem” diyerek süper kahramanlığa kavuşur, kız kardeşini kurtarır.
Olaylar ve aksiyonlar -eski 25 kısım tekmili birden filmlerde olduğu gibi- gitgide daha karmaşık bir akış kazanır. Kilink Oya’yı bir işkence aletine bağlayıp konuşturmaya çalışırsa da başarılı olamaz. Kilink’e her şeyi açıklayan asistan Mine olur. Kilink’in adamlarını Profesör Cemil’in evine sokar, adamlar bir kez daha Oya’yı kaçırır, yanına da profesörü katarlar. Mine Orhan’ı bekler, yalanlar uydurarak Kilink’in sığınağına görürür. Kilink yanına profesörü ve Gül’ü de alarak kaçar. Uçan Adam kılığına giren Orhan peşlerine düşer.
Kilink İstanbul’danın bittiği yerde başlayan Kilink Uçan Adama Karşı benzer olaylar, kavgalar, kovalamacalar, kaçırmalarla sürüp gider ve Uçan Adam Galata Kulesi’nde Kilink’i kıstırıp aşağıya atıncaya dek devam eder. Ama ölen gerçek Kilink değildir, gerçek Kilink yaşamakta ve şeytani planlar kurmayı sürdürmektedir.
Yılmaz Atadeniz’in iç içe çekilmiş bu filmleri Anadolu’da büyük hasılat yaparken İrfan Atasoy’a başrol oynama fırsatı yaratmıştır. Buna karşın Kilink’i oynayan Yıldırım Gencer bir kez bile maskesini çıkarıp yüzünü göstermek imkânına kavuşamaz.
Bu iki Kilink filminden memnun kalan Yılmaz Atadeniz’in yapımcı Şeref Gür ile ortaklaşa çektiği Kilink Soy ve Öldür’de (1967) Yıldırım Gencer’in adı bu kez jenerikte geçer. Yerli Kilink’in özelliklerinden biri de diğer ünlü çizgi roman kahramanlarıyla bir araya gelmesidir. Kilink bir macerasında sihirbaz Mandrake ile karşılaşır (Mandrake Kilink’in Peşinde, Oksal Pekmezoğlu, 1967) bir diğerindeyse Sadri Alışın’ın canlandırdığı şaşkın hafifeyle (Şaşkın Hafiye Kilink’e Karşı, Natuk Baytan, 1967). ancak burada adı Kilink olsa da başvurulan model iskelet giysiye rağmen Fantoma’dır. Kilink’in daha fantastik bir karşılaşmasıysa klasik bir canavar figürüyle, yapay bir insanla olur. Kilink Frankeştayn’a Karşı (Nuri Akıncı, 1967)
Ve bu türden karşılaşmalar devam eder. Kilink Caniler Kralı (Çetin İnanç, 1967), Kilink Kolsuz Kahraman’a Karşı (Müjdat Saylav, 1974), Kilink elmas soyguncularıyla mücadele eder (Ölüler Konuşmaz, 1970)
Kaynak: Fantastik Türk Sineması | Scognamillo & Demirhan
