Bir televizyon senaryosunun nasıl yazıldığı, tiplerin nasıl çizildiği, çekimin nasıl başlayıp gittiği, iyi adam-kötü adam ilişkilerinin nasıl kurulduğu, ekran gerisindeki kişilik savaşlarının nasıl kazanıldığı konularını televizyon seyircileri genellikle bilmez. Onları asıl ilgilendiren, ekrana yansıyan görüntülerdir. Alışılmış televizyon değerlerini allak-bullak eden Dallas dizisi bu genellemenin dışında olsa gerek. Kadınıyla, erkeğiyle Ewing ailesi herkesin bildiği, neredeyse kapı komşusu bir aile.
jr ewing’e en çok benzeyen kişi yarışması; o derece popüler bir diziydi. yüzlerce insanın katıldığı bu yarışmayı kazanan ankaralı bir elektrikçi olmuştu. ödül olarak ne verildiğiniyse ne yazık ki anımsayamıyorum. bu yarışmayı kazanan kişiyi görmek isteyenler sakarya caddesi’nde, otlangaç’ın mithatpaşa yönündeki elektrikçiye girmesi yeterlidir. artık yaşlanmış olsa da gözlerinde ceyarın bakışlarını görebilirsiniz. (keziban)
Klasik ölçülere göre filmin kötü adamı J.R. dizinin aynı zamanda kahramanı. Southfork çiftliğinin çatısı altında dönen dolapların bini bir para. “Aile” demek için bin tanık gerekli. Sue Ellen alkolik bir fahişe, Pamela geçmişi karanlık bir oyunbozan, Lucy 15’inde, yengelerinin yoluna girmiş bir “öğrenci”. Bayan Ellie ağabeysine kazık atarak Southfork çiftliğini almış. Jack ile Bobbyi bırakınız bir petrol imparatorluğunu, at arabasını yönetebilecek yetenekte değil. Üstlendiği görevleri kişisel çıkarları için kullanan, ama kimsenin görevden almayı aklından geçirmediği Cliff sürekli yenilmeye mahkûm bir zavallı. Ne yaptığını bilen tek adam JR. Onu da geçen ay vurdular. Böyle bir dizinin, dizideki kişiliklerin nasıl oluştuğunu şimdi de senaryo yazarından dinliyoruz.
DAVID JACOBS ANLATIYOR
Bu diziyi yaratırken neler çektiğimi bir ben bilirim bir de tanrı. Senaryo seyirciyi sürükleyecek. Kişiler inandırıcı olacak. Gizli sansür kuralları gözetilecek. Daha niceleri.
★
Bir senaryonun nasıl oluştuğunu televizyoncular dışında kaç kişi bilir acaba? Birkaç örnek vereyim isterseniz. Senaryonun ilk taslağı hazırlandıktan sonra ilk incelemeyi siz yapacaksınız. Baktınız uzun, elinize makası alacaksınız. Baktınız kısa, daktiloyu önünüze çekeceksiniz. Bunu yaparken de orijinal metindeki akıcılığı koruyacaksınız. Bunları televizyon şirketine göndereceksiniz. Bunlar bir bakıma sansür kurulu. Kavga-döğüş, ağlama-yalvarma yaparak kabul ettirebildiğiniz kadarını kabul ettirirsiniz ama genellikle onların dediği olur. Cinsellik içeren bölümler makası yer. Kız öğrenciyle erkek öğretmen arasında ilişki vardır. Sizin için çok önemlidir fakat sansürcüler bunun tümüyle çıkarılmasını ister. Sıra montaja geldiğinde, kopya yine sansürcüler kuruluna gider. Oradaki bir kişi filmin yine abartı sahneler barındırdığını, koyduğunuz sahnelerin çıkarılmasını ister.
İş burada da bitmez. Yaşasın kabul edildi! dersiniz. Ama üst yöneticilerden biri yine filmde bazı sahneleri fazla seksi bulur. Sahneler yine çıkarılacaktır. Gerekli düzeltmeler yapılır. Öğrenci-öğretmen ilişkisi iyice güdükleşir, anlaşılmaz duruma gelir. Dizinin her bölümü için yaşam savaşı verdiğinizi düşünün. İnsanın çıldırmamasına şaşmak gerek.
DALLAS DEDİKLERİ RÜYA
Dallas’ın yalnızca Türkiye’de değil, gösterildiği tüm dünya ülkelerinde neden çok tutulduğunu anlamak hiç de güç değil. Kazık atıp yemeye alışmış insanların dünyası bu. Hele üstüne en görkemli Holywood butiklerinden çıkmış giysileri geçirip, helikopterli av partileriyle desteklediğinizde, ortaya, görkemle kötülüğün, aptallıkla kurnazlığın yanyana yaşadığı bir düş dünyası çıkıveriyor.
★
JR Ewing’i ele alalım. Holywood dünyasında “kötü” adamların iki kelimeyi bir araya getiremeyen ruh hastaları, psikopatlar ve manyaklar olmasından herkes bıkmıştı. Larry Hagman’ın canlandırdığı “kötü adam”, Tennessee Williams piyeslerindeki zayıf kötü Güneyli centilmen, Humphrey Bogart filmlerindeki “sert erkek” tiplerinin karışımı. Hagman, bütün bu özelliklerine, kendi tatlı-sert çekiciliğini ekleyince, ortaya ceyar çıkıveriyor.
Dallas disizinin kadınları da başka bir âlem. Gerçi genç olanları birbirlerine çok benziyorlar ama hepsi, televizyonun değme fıstıklarına taş çıkartacak güzellikte. Dallas’ta fazla seksi diyebileceğiniz bir şey de yok. Jock’la Bayan Ellie yaşlılıktan, JR ile Sue Ellen birbirlerine nefretten, doğum kontrolü yöntemlerinin bilindiği çağımızda da Bobby ile Pamela her nedendir bilinmez, birbirleriyle yatmıyorlar. Kadınların soluk kesen görünüşleriyle Lucy’nin kaçamakları olmasa, “Dallas’ta seks yok” diyebilirsiniz. Çünkü Dallas’ın bir başka özelliği seks yokken bile seksi olabilmesi.
CHARLENE TILTON
TRT’nin geçen yıl başlayan yeni dizisi, tüm ulus için pazar akşamlarını en iyi geçirme aracı haline gelirken, bunda başrolü oynayanlardan biri de vaktinin çoğunluğunu samanlıkta geçirmeye bayılan Lucy Ewing’i oynayan Charlene Tilton’du. Bal renkli saçlı, önüne gelen erkekle cilveleşirken, özellikle erkek seyircilerin dikkatini topladı. Bu sezon izleyeceğimiz bölümlerde Lucy’i samanlık dışında da görmeye başlayacağız. Charlene:
— Yapımcılar benim oyuncu olacağıma, rol yapacağıma inanmıyorlar. Bu yüzden senaryolara samanlık dışında sahnemi pek koymuyorlardı. ama geçen zaman içinde kendimi ispatladım.
19 yaşındaki Charlene Tilton’un yıldızı şimdilerde çok parlak. Dallas dizisinin yanında sinema dünyasından da teklif üstüne teklif alıyor. İki anlaşma yaptıp bile. Bunlardan birinin adı, “Otostopçu Fıstığın Anıları”. Adına bakınca filmin ne olduğunu tahmin etmeniz kolay.
Kaynak: 1981, Erkekçe Dergisi
