Her yenilikte olduğu gibi, Gönül Yazar da go-kart’a binmede artistlere öncülük etti. Şimdi bir «Karting» klübü kuracak olan Gönül, go-kart meraklılarını bu klübe kaydetmeye hazırlanıyor. Go-kart kullanmanın çok zevkli olduğunu söyleyen Gönül Yazar, «Avrupa’da buna neden hastalık halinde merak sardıklarını, go-kart kullandıktan sonra daha iyi anladım» diyor.
Yerden bitme, cüce bir otomobili andıran garip taşıt, arkasından bağıra bağıra koşuşan bir sürü çoluk çocukla birlikte köşeyi döndü. Kalabalığın peşinden koşarak takip ettiği bu acayip nesneyi her gören, Merih’ten dünyaya inmiş bir hava motosikleti sanıyor ve onu daha yakından tetkik edebilmek için, peşine takılarak beraber koşuyordu. Arkasına taktığı, bağıran, gülen kalabalıkla birlikte Erenköy’ün dönülmedik köşesi, dolaşılmadık sokağı ve caddesini bırakmayan garip taşıt önce seyyar bir dondurmacının yanında durdu. Dondurmacı şaşırmıştı. Hayatında böylesine acayip, üstelik dört tekerleği ve işleyen motoru olan bir otomobil yavrusu görmemişti çünkü. Gayriihtiyarı şöyle söylendi:
— Şeytan arabası dedikleri bu olsa gerek.
Dondurmacının şeytan arabası diye isimlendirdiği cüce taşıtı kullanan genç kadın, kendisi için acele karışık bir dondurma istedi ve arkasına toplanan kalabalığa döndü.
— Çocuklar, kovalamaca burada bitti. Şimdi benden hepinize birer dondurma!
Takipçi çocukların dondurma kapma kavgasına tutuşmalarından faydalanan şeytan arabası, kadın şoförü ile oradan uzaklaşırken, etrafı kuşatılan dondurmacının kalabalık arasında sadece külâhı görülüyordu.
★
Başında kaskı, ellerinde eldivenleri, bir otomobil yarışçısı edası ve ciddiyetiyle bunca kalabalığı sokak sokak peşinden koşturan şeytan arabasını, «Taş Bebek» Gönül Yazar kullanıyordu. Minik araba ise, Avrupa’da çok moda olan ve adına go-kart denilen bir nevi küçük yarış arabasıydı. Bu yerden bitmed yarış arabası taklidiyle dünya gençliği, etrafı saman yığınları ile çevrilmiş parkurlarda yarışlar tertip ediyorlar, dünyanın birçok memleketlerinde kurdukları «Carting» kulüpleriyle bu sporu çevrelerine sevdiriyorlardı. Bugün, tanınmış sinema artistlerinin, sporcuların, hatta kralların bile ilgi gösterdikleri bir konyudu «Carting». En büyük meraklılarından biri de Ürdün Kralı Hüseyin’di.
★
O gün Erenköy’de bir köşkte film çeviren arkadaşlarını ziyarete giden Gönül Yazar, evin bahçesindeki bu şirin arabayı görünce hemen onu kullanma hevesine kapılmış, daha önce Brigitte Bardot’un da go-kartlı resimlerini hatırlayan Gönül, hemen aynı kalıba girmeye heveslenmişti.
★
Öldük mü yani? Biz de bu musibeti kullanmasını biliriz. Zaten şuna binebilen kaç kişi kaldık» diyor ve sokağa çıkarken artist arkadaşlarına takılıyordu:
— Kusura bakmayın çocuklar. Sizleri rejisörünüzle baş başa bırakıyorum. Ben bugün eğlencemi buldum.»
Türk müzik tarihinde yer alan en uzun soluklu isimlerden biridir. 1954 yılından beri profesyonel olarak müzikle ilgilenmiş, TRT Ankara Radyosunun gözde ses sanatçılarından biri olmuştur. İlk kaydı 1962’de yayınladığı bir 78’liktir. (Vikipedi)
Peşindeki kalabalığa dondurma ısmarlayarak ellerinden kurtulan Gönül Yazar, bu defa caddedeki pastanelerden birinin önüne park edip bir masaya oturdu. Müşteriler kendisini hemen tanımışlardı. Ama onun kaldırıma yanaştırdığı tuhaf şeye merakla bakıyor ve buna hiçbir anlam veremiyorlardı. Bazıları ise mutlaka bir film sahnesi çekiliyordur diye etrafta kamerayı, rejisörü ve diğer artistleri arıyorlardı.
Garsondan istediği soğuk limonata ile susuzluğunu giderdikten sonra yerinden kalkan Gönül Yazar, çevresinin garip bakışları arasında gene şeytan arabasına bindi. Az sonra go-kart, arkasındaki minicik egzosundan pıt, pıt, pıt diye sesler çıkararak caddenin ortasında sağından solundan geçen taksilerin, otobüslerin ve hususî otomobillerin arasında gözden kaybolmuştu.
Kaynak: 1964, Ses Dergisi
