Garip bir ressamın çalışmasını seyrediyorum. Elinde ne paleti, ne de fırçası var. Çünkü bunları tutacak elleri yok. Hatta çizdiği resmi görecek gözleri, beğenenlerin takdirlerini işitecek kulakları yok. Ama beyni var. Kendi gibi çalışma şekli de garip. Kısa aralıklarla takırdayıp duruyor ve büyükçe bir kâğıdı harflerle, noktalama işaretleriyle dolduruyor. İşte önce saçlar, sonra bir alın belirdi. Ve yavaş yavaş bir yüz doğdu karşımda. Takırtılar durunca gözlerime inanamadım. Bu kolsuz, elsiz ressam kendisine bağlı elektrikli daktilo ile Atatürk portresi çizmişti. Bu da halk arasında «elektronik beyin» diye anılan harika makinenin marifetiydi.

0240-yetmisli-yillarda-turkiyede-bilgisayar-kullanimi-1972-hayat-dergisi-elektronik-beyin-ibm-700-serisi-ibm-7000-gorselleri (1)
KAPAK RESMİ: Michele Colberg // HAYAT Dergisi, okuyucularına 1972 yılı içinde 4 adet Murat 124 otomobil ve 32 adet Philips televizyon dağıtıyor. // DİKKAT: 3 numaralı kupon bu hafta arka kapağımızdadır. Lütfen kesip saklayınız.

Bizde ilk defa 1950 yıllarında kullanılmaya başlanan elektronik beyinler hızla gelişmiştir. Aslında «elektronik beyin» terimi biraz yanıltıcıdır. Bu makineler insan gücünün yaşantısını kolaylaştırmak için icat ettiği araçlardan biridir. Kendi kendilerine bir şey yapmaları, hele düşünmeleri asla söz konusu olamaz. Çünkü ne yapmaları gerektiği, onlara en küçük ayrıntısına kadar söylenilmelidir. Bu işi görenlere de programcı denilir. Ama elektronik beyinler de bazen illallah dedirtir insanlara.

Elektronik beyinlerin özelliği saniyenin binde, hatta milyonda biri kadar kısa sürelerde ışık hızı ile hatasız işlem yapabilmeleridir. Makineye verilecek bilgiler, özel bir dile çevrilerek «0» ve «1» sayıları ile ifade edilir. Bu sayılar açılıp kapanan elektrik anahtarları ile temsil edilir. Elektronik beynin içinde binlercesi bulunan bu anahtarlar, «alış», «hafıza», «kontrol», «işlem» ve «veriş» adlı beş ünitede gruplandırılmıştır. Genellikle delikli kartlar veya manyetik bantlar üzerinde verilen bilgiler, bu ünitelerde istenildiği gibi işlenir ve sonuçlar alınır. Bugün dünyada 90 bin kadar elektronik beyin vardır. Bunlardan 76’sına da ülkemiz sahiptir. 37’si Ankara’da, 30’u İstanbul’da, 9’u da yurdun diğer bölgelerindedir bunların. Türkiye’deki elektronik beyinlerin bir saatlik kiraları 800 ile 1500 lirayı bulmakta ve beyinler çeşitli alanlarda kullanılmaktadır.

0240-yetmisli-yillarda-turkiyede-bilgisayar-kullanimi-1972-hayat-dergisi-elektronik-beyin-ibm-700-serisi-ibm-7000-gorselleri (4)
RÖPORTAJ: Senan Bilgin // FOTOĞRAFLAR: Mehmet Sürenkök, Kutlu Ertuna (1972, Hayat Dergisi)

İNSAFSIZ BEYİN
Bilindiği gibi geçen yıl üniversitelerarası giriş imtihanına 99.692 lise mezunu katılmış, bunlardan ancak 72.574’ü okullarından mezun olabilmişti. Fakat yüksek öğretim kurumlarına sadece 26.000 öğrenci alınabilmişti. 46.000 genç ise açıkta kalmıştı.

Kimdir acaba gençleri üniversite kapılarından döndüran insafsız öğretmen (!) sandığınız gibi bir profesörler kurulu ya da test uzmanları değil, bir elektrik beyin ile iki kâğıt okuyan yardımcısıdır.

Her yıl temmuz ayının başında üniversitelere giriş imtihanı yapılır. Öğrenciler uzmalarca hazırlanan test sorularını cevaplandırır. Her cevabın beş ihtimalinden birini karalar. Cevap kâğıtları elektronik beynin okuyucu ünitelerine verilir. Bu üniteler saatte 1000 kâğıdı okuyup, puanları yazarlar. 1964 yılından beri uygulanan merkezi sistemin İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde bulunan elektronik beyni üniversite adaylarından az da olsa şikâyetçidir. Onun iddiasına göre bazı «açıkgöz» adaylar, kendini yanıltıp puan almak için bir cevapta birden fazsla kutu karalamaktadır. Ama bu durum beynin gözünden kaçmamaktadır.

0240-yetmisli-yillarda-turkiyede-bilgisayar-kullanimi-1972-hayat-dergisi-elektronik-beyin-ibm-700-serisi-ibm-7000-gorselleri

 Kaynak: 1972, Hayat Dergisi