1930 — Bugün millî hakimiyete kavuştuğumuz gündür. Bütün memleket kurtuluşun yıl dönümünü hararetle tes’ide hazırlandı.
1930 — Gazi Mustafa Kemal Paşa, dün Macar Başvekilini kabul ettiler. Kont Bethlen şerefine ziyafetler ve bir suvare verildi.
1930 — Ankara’daki geçit resminde misafir Başvekiller de hazır bulunacak.
1931 — Cumhuriyeti Kuran Büyük Gazi’yi Hürmet Ve Tazimle Selâmlarız!
1931 — Bugün Cumhuriyeti kurduğumuz günün sekizinci yıl dönümüdür. Bugünü sevinçle tes’it edeceğiz. Ankara’da Gazi’mizin huzurunda büyük geçit resmi yapıulcaktır.
1931 — İsmet Paşa, dün bir öğle ziyafeti verdi. Akşam Rus sefaretinde bir ziyafet evrildi.
1932 — 29 Teşrinievvel: Cumhuriyeti Kurduğumuz Gün.
1932 — Cumhuriyet Bayramı bütün memlekette heyecanla ve büyük tezahüratla tes’it olunacaktır. Bayram hazırlıkları dün her tarafta tamamen ikmâl edilmiştir. Şehrin birçok taraflarında taklar kurulmuş, yeşillikler, bayraklar ve elektriklerle süslenmiştir.
1932 — Bu sabah vilâyette bir kabûl resmi yapılacak, merasim geçişi de saat 11’de Beyazıt’tan başlayacaktır. Bu akşam Cumhuriyet Halk Partisi tarafından büyük bir balo düzenlenecektir.
1932 — Gece her tarafta fener alayları yapılacak, büyük meydanlarda mızıklara çalacaktır. Bugün bütün müessese ve dükkânlar kapalı bulunacaktır. Bayram vesilesiyle, Türk Matbuat Cemiyeti, Beyoğlu’nda pastalı çay tertip etmiştir. Millî Türk Talebe Birliği de arzu edenleri, bu sabah Darülfünun konferans salonuna davet etmektedir.
1933 — Cumhuriyetimiz 11 Yaşına Bastı. Büyük Gazi, Büyük Türk Milleti, Büyük Bayramınız Kutlu Olsun!
1933 — Türkün kulağına akseden ses: Kalk, kurtulacaksın!
1933 — Cumhuriyet Bayramı şerefine bugün gazetemiz ilâvesi ile beraber 64 sahifedir. Bu sayımız 10 kuruştur.
1933 — Cumhuriyet için can veren şehitlere bin hürmet!
1933 — Cumhuriyeti kuran Ulu Gaziye bin şükran!
1935 — Kutlu bir gün: Cumhuriyetin on ikinci yıl dönümü.
1935 — Türk milleti, Cumhuriyet rejiminde kendi yüksek yaradılışına lâyık olan idareyi bulmuştur. Milletimiz en büyük dehasını Başbuğunun sevk ve idaresi altında böyle bir idareyi bulup ortaya çıkarmakla ve ona sımsıkı sarılmakta göstermiştir.
1935 — Bayram her yerde dün saat 1’de başladı. Aziz cumhuriyetimizin 12’inci yıl dönümünü bugün kutluyoruz. Bayram dünden itibaren başlamış, mektepler ve resmî daireler tatil edilmiştir. Şehrin her yanı bayraklar, çiçekler ve elektriklerle süslenmiş bulunuyordu. Bayramın ilk günü münasebeti ile dün Eminönü Halkevi’nde parlak bir tören yapılmıştır. Tören saat 16’da başlamıştır. Salon hıncahınç doluydu. Halkevi idare direktörü Burhan Bey bir söylev ile töreni açmıştır. Hemen ardından Halkevi reisi Agâh Sırrı Bey kürsüye alkışlarla gelmiş ve bir söylev vermiştir. Agâh Sırrı eski bayramların, cülus günlerinin milletle hiçbir alâkası olmadığını ifade etmiştir.
1936 — On üç yıl sonra büyük bayramı kutluyoruz. Millet, cumhuriyette inkişafının en kuvvetli mesnedini bulmuştur. (ANKARA28, Telefonla)
1936 — Sevgili Türkiyemizde cumhuriyet rejiminin kurulduğu günden bugüne kadar geçen zaman, hesapca bugün on dördüncü yılına ayak basıyor. Ancak buna cumhuriyet rejimin resmen ve ifade ve ilân edildiği günden itibaren demeli. Çünkü hakikatte bizim cumhuriyetimiz Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açıldığı 1920 yılının 23 Nisan’ından başlar. Hakimiyet kayıtsız ve şartsız millete icra ederek onun bütün kudret ve selâhiyetini kendinde toplayan Meclis, ilk açıldığı günden itibaren memlekete cumhuri bir idare tesis etmiş oluyordu. O idarenin şefi de gene Atatürk idi.
1936 — Atatürk, muhterem misafir M. Stoyadinoviç’i kabul etti. (Ankara28, Telefonla)
1936 — Reisicumhurumuz Atatürk bugün saat 15.30’da dost ve müttefik Yugoslavya’nın sayın Başvekili Dr. Stoyadinoviç’i kabul buyurmuşlardır. Atatürk, kıymetli misafirimizi iki saat alıkoymuştur. Bu kabulde Hariciye Vekili Dr. Tevfik Rüştü Aras hazır bulunmuştur.
1936 — Bir Amsterdamlı kadının pek samimî bayram tebriği:
«Dudaklarımız, sizinle birlikte Millî Marşınızı söylüyor.»
1937 — Önemli yıl dönümünde cumhuriyetin mazisine ve istikbâline bakış.
1937 — Yeni Türkiye, modern ve müebbed Türkiye. Yalnız ve yalnız Cumhuriyet Türkiyesi. Hatta sadece cumhuriyet demektir.
1937 — Başvekilimiz Celâl Bayar, Türk gençliğine hitaben mühim bir nutuk söyledi.
1937 — Ulu Önder Atatürk bu sabah Ankara’da tebrikleri kabul edecek.
1937 — Dün radyoda bir hitabe irad eden Dahiliye Vekili, Türk Cumhuriyeti’nin ve inkılâplarının yüksek mâna ve mahiyetini izah etti.
1937 — ATATÜRK’E:
Gökler kararır, herkesin ufkunda söner gün,
Yalnız senin akşam tanımaz bir seherin var.
Dağlarda, güneş, tahtını kurmuş gibi her gün,
Nurunda yanan başların üstünde yerin var.
★
Bir göz ve gönül kalmadı yurdunda ateşsiz,
Nurun bize aksettiği günden beri, eşsiz.
Bir mevsimimiz geçmiyor âlemde güneşsiz,
Her gün nice bin gonca veren bahçelerin var.
★
Bir taze çınarsın ki baharlar filizindir,
Gün yüzlü nesiller kara toprakta izindir,
Her gördüğümüz dalga bir engin denizindir,
Her vardığımız yerde birer şaheserin var.
FARUK NAFİZ
1938 — Daima büyük işler başarmış olan Türk milleti devlet mekanizmasını kendi elleriyle çevirmeğe başladığı günden itibaren ancak büyük eserler yaratacaktı. Ve işte yaratıyor.
1938 — Ankara’daki dünkü merasimde Büyük Şef’in abidesi altında bütün gençlik and içti ve büyük geçit resmi yapıldı. Devlet merkezi bir nur içinde çalkalanıyor, bugünkü merasim çok azametli olacak.
1938 — Bugün müvezzilerden isteyiniz! Cumhuriyet 15’inci yıl ilâvesi. Dikkat: ilâvemiz parasızdır, ayrıca satılmaz.
1938 — ON BEŞ SENE EVVEL
Yıldızları indirdi, karanlıkları attı,
Dünyayı yıkıp başka ufuklarla yarattı,
Hem bir kocaman pençe değil, on beş sene evvel.
Yurdundur, ışık ülkesi olmuş duruyor, bak,
Nurun koşarak, çıldırarak öptüğü toprak,
Artık diridir, dipdiridir taze kan ile,
Yok nispeti mazideki toprak yığın ile.
★
Artık bölemezler onu sultanla, padişahla,
Milyonla adam tek pazıdır, tek adaleyle,
Artık ona toprak diyemezler vatanımdır,
Artık ne siyaset denilen saf satanındır,
Artık ne tesadüf denilen hâdisenindir,
Artık bu vatan sade senin, sade senindir,
Taşdır deme, en körpe kemiklerle örüldü,
Toprak deme uğrunda kadınlar bile öldü.
MİDHAT CEMAL
1939 — Cumhuriyetimiz 16 Yaşında.
1939 — Dr. Refik Saydam dün bir nutukla bayramı açtı. Memleketin her tarafında Cumhuriyet Bayramı büyük bir neş’e ile kutlanıyor.
1939 — Memleketimizin her tarafında olduğu gibi, dün şehrimizde de saat 12’den itibaren bayramın kutlanmasına başlanmıştır. Daha bir gece evvelinden, tecrübe mahiyetinde olmak üzere birçok yerde ışıklar yakılmış bulunuyordu. Hazırlanmakta olan taklar ve muhtelif tenvirat dün öğleden sonra ikmal edilmiştir. Mekteplerin çoğu dün saat 12’de tatil olunmuştur. Bayram, pazartesi günü akşamına kadar devam edeceğinden mektepler salı sabahı açılacaktır.
1941 — Rejimimiz on sekiz yaşında.
1941 — Şenlikler başvekilin veciz bir nutku ile dün 12.50’de başladı.
1941 — Dr. Refik Saydam dedi ki: «Dünyanın karışık hali ümit verici olmaktan uzaktır. Yarının getireceği hâdiseleri millî birlik ve yurtseverlikle yeneceğimize inanıyor ve ona göre hazırlanıyoruz.»
1942 — Her şeyi Cumhuriyet rejimine borçluyuz.
1942 — Kurtuluş harbimizin engin ve rengin sahifelerini bu rejime borçlu olduğumuz gibi, Türk milletine medenî âlem arasında müstesna bir yer veren inkılâp başarılarımızı da gene ona borçluyuz.
1942 — Şükrü Saracoğlu: «Yapmaya hazır olduğumuz fedakârlıklarla önümüzdeki yılın çetin zorluklarını behemehal yeneceğiz.»
1942 — Şükrü Saracoğlu: «Bütün dünya biliyor ki, Türk milleti her ihtimale karşı hazırdır. Atatürk yaşıyor. İnönü’ye candan bağlıyız.»
1945 — Büyük Bayram Kutlu Olsun! Bu mutlu günümüzde aziz yurdun manzarası, 22 yıl önceye nispetle her göğsü iftiharla kabartacak kadar değişmiştir. 29 Ekim bize geriye bakmak tarafı verdiği kadar ilerisi için de yeni bir hamle oluyor.
1945 — Başbakan dün söylediği nutukla bayramı açtı. Ankara’da yurt gençliğini temsil eden izciler Zafer Anıtı’na çelenk koydular ve Atatürk’ün kabrini ziyaret ettiler.
1945 — İstanbul büyük bayramı heyecanla kutluyor. Taksim’de bugün büyük bir geçit resmi yapılacak ve şehitlik ziyaret edilecek.
1946 — Büyük Bayram Kutlu Olsun!
1946 — Başbakan dün bir nutuk söyledi. Recep Peker, alınan tedbirlerin hayatı pahalılandırdığı iddialarına cevap verdi ve tarifle zamlarını anlattı. «Günler geçtikçe ve alınan tedbirlerin tesirleri görüldükçe yüzümüzün her gün biraz daha güleceğine inanıyoruz.»
1946 —Bayram şenlikleri dün 13’te başladı. Ankara’da Zafer Anıtı önünde gençlik adına büyük ve içten bir tezahürat yapıldı.
1946 — İsmet İnönü dün bir rahatsızlık geçirdi. Doktorlar birkaç gün istirahat etmesini istediklerinden, cumhurbaşkanı bugünkü törende bulunmayacaklar.
1947 — Büyük Bayram Kutlu Olsun!
1947 — Cumhuriyetin 24’üncü yıl dönümü şenlikleri dün Başbakanın radyoda söylediği nutukla açıldı. Başbakan dünkü nutkunda cumhuriyetin 24 senelik bilânçosunu yaptıktan sonra iç ve dış durumu kısaca anlattı.
1947 — İsmet İnönü de bugün bir hitabe irad edecek.
1948 — Cumhuriyetimizin 25’inci Yıl Dönümü.
1948 — Şenlikler yurtta dün öğleden sonra başladı. Başbakan radyoda söylediği bir nutukla bayramı açtı. Ankara’da toplanan izciler büyük bir geçit töreni yaptılar. İstanbul’da kurulan 500 takın hazırlıkları dün geç vakit bitti.
1948 — Gazetemiz bugün 10 sahife! Gazi Mustafa Kemal, rejimin değiştiğini Meclis’e nasıl haber verdi? Cumhuriyet ile yaşıt bir gencin notları.
1949 — Büyük bayram Türk milletine kutlu olsun. Cumhuriyetin 26’ıncı yıl dönümü şenlikleri dün Başbakanın bir hitabesi ile başladı: «Şahsî kinleri ve husumetleri bırakarak el ele yürüyelim!»
1949 — Başbakan: «Demogojik ve sinsi usûllerle halk arasına güvensizlik sokmak gayretlerinin akamete uğrayacağına şüphe etmiyoruz.»
1950 — Türkiye Cumhuriyeti bugün kuruluşunun 27’inci yıl dönümünü kutluyor. Birkaç ay önce hür seçimlerle başarılan iktidar değişikliğinden sonra bu bayramın mânası üzerinde bir daha dikkatle durmak gerekir. Küçük politika adamları dar görüşlü olurlar. Karşı dağların ardını bilmeyen cahil çobanlar gibi kâinatı kendi ufuklarından ibaret sanmağa meyillidirler. Tarih onlarla başlamıştır ve ancak onlarla yürüyecektir. Bu gibiler, medeniyet zincirinin temel halkasını kimseye vermek istemezler.
Dört beş yıllık ileri demokrasi hamlelerimiz sırasında yakın geçmişimizi şiddetle inkâra kalkışan birçok ağızlar dinledik. Politika tartışmalarının sinir bozucu hararetine kapılanlar hücum ve müdafaalarında bir aralık sınır tanımaz oldular. Karşılarındaki belli icraatları göze batan kusurlarını ortaya koymak varken 27 yılımızı toptan kötülemek yoluna saptılar. Bunu yaparken de inkılâpla beraber, belki ondan ziyade kendilerini hırpaladıklarını fark edemediler.
Bu, onlara mahsus bir kusur değildi. Daha önce, büyük Atatürk’ün ölümden sonra şahit olduğumuz değişiklikler sırasında da o zamana kadarki geçmişimiz azımsanmak istenmiş, tarihimizde de bir fazilet devrinin açıldığı uzunboylu ilân edilmişti.
Utanç verici bir şekilde reklamı yapılan bu fazilet devrinin ne istediğini millet son seçimlerde verdiği reyle göstermişti. Bundan dünkü, bugünkü ve yarınki politikacılarımız için alınacak dersler vardır. Filozof tabiatlı bir vatandaş bir gün şöyle demiştir:
— Atatürk’ün ölüsü, düşmanların canlısını yeniyor!
Bu sözlerdeki gerçeklik payı, Atatürk sevgisinin sonsuza dek yaşadığını göstermek bakımından kuvvetlidir.
27 yıl önce bugün Atatürk’ün şahsında ilk ifadesini bulan Türkiye Cumhuriyeti bundan böyle daima onun adı ile yürüyecek, serpilecek ve gelişecektir. Cemiyetimizi medenî milletler seviyesine ulaştırmak, insanlığın değeri ve önünde yürüyen bir uzvu olmak için neye muhtaç isek, fikir ve prensip olarak bunların tümü Atatürk’ün eserlerinde vardır. Nesiller boyunca onlarsız edemeyeceğimizi iyi bilmeliyiz. Cumhuriyetimizin 27’inci yıl dönümü Türk gençliğine kutlu olsun! NADİR NADİ
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi (1930-1950)