1986-87 mevsiminde Müjde Ar, cinselliğe dayalı üç filmle yine başta. Bu yıl Hülya Koçyiğit’li, Türkan Şoray’lı filmler yok. Bu kuşaktan yalnız Fatma Girik’in oynadığı “Yılanların Öcü” adlı filmi izleyeceğiz. Tabii sansür kurulunun şartlı olarak izin verdiği bu film, kesintisiz oynayabilmek için Danıştay’dan çıkarsa.
Bunalım yalnız Türk Sineması’nda mı? Ülkemizde her beş kişiden dörtü bunalımlı. Günümüz insanının sorunları artarken Türk Sineması’nın da sorunları bir türlü bitmiyor. Örneğin sinema salonları birbiri ardına kapanıyor, filmler iş yapamıyor. Devlet sinemaya yardım elini uzatmaya bir türlü yanaşmıyor. Sinema yasası çıktı, ortada hâlâ yönetmelik yok. Buna karşılık güvencesiz bir sinema ortamında, gene de “güvenle” filmler yapılıyor. Hem de büyük bir inatla, sabırla. Türk Sineması ülkemizde yerlerde sürünürken, bir avuç yönetmenin, yapımcının çabalarıyla yurt dışında “zaferler” kazanıyor.
Evet, ne varsa sinemaya tutkun bir avuç yönetmende var. 1986 yılının başından mayıs sonlarına kadar süren yerli sinema sezonunda İstanbul sinemalarında “birinci vizyon” tam 49 film izledik. Bir yığın kötü filmin yanında iyileri de vardı. Tüm bu iyileri özellikle de “Uluslararası Sinema Günleri ’86” programında izledik. Bir “Züğürt Ağa”yı, bir “Adı Vasfiye”yi, bir “Kuyucaklı Yusuf’u” bir “Dul Bir Kadın”ı, bir “Kupa Kızı”nı , bir “Ölmez Ağacı”nı, bir “Kurşun Ata Ata Biter”i, bir “Güllüşah”ı, bir “14 Numara”yı, bir “Bir Avuç Cennet”i. Bu filmlerden beşinin yapımcısı da Kadri Yurdatap.
Video filmlerinin yozlaştığı ve sinema salonlarının sinek avladığı bir dönemde, iflasla burun buruna gelip hâlâ savaş veren yılın yapımcısı kim? Bu elbette ki Kadri Yurdatap. Bu “dürüst sinemacı” kendi olanaklarıyla kavrulurken, devletin yapamadığını yapıyor. Adları “büyük yapımcı”ya çıkanlar pes edip video filmlerinde yönelirken, Yurdatap yalnızca “sinema” yapıyor.
TÜRK SİNEMASINI KİM KURTARACAK?
1986’da Türk Sineması’na dışarıdan büyük bir sermayenin girdiğini görüyoruz. Kuşkusuz, sinemaya dıştan gelen her yatırım “gizli amaçlar” taşımadığı sürece yararlı bir girişimdir. Bu yıl sinema dünyasına adımlarını atan bu yeni yapımcı, fındık tüccarı Lokman Kondakçı’dır.
Kondakçı adı, 12 Eylül sonrası MHP davasında olduğu gibi İstanbul’un gece yaşamında da bilinir. Yeşilçam’a bir düzen getirmeye çalışan Kondakçı’nın beyin takımında görev alan danışmanları da başta Attila İlhan olmak üzere Refik Erduran, Metin Erksan ve Tuncer Cücenoğlu’dur.
★
Hızlı bir yapım politikasıyla işe başlayan Lokman Kondakçı, bunalım geçiren Türk Sineması için gerçekten bir taze kan mıdır? Elbette bu sorunun yanıtını zaman ve daha çok yapacağı projelerin kalitesi verecektir. Sinemaya girer girmez, ikisi büyük paralar dağıtarak Yeşilçam’da yeni bir “tröst” kurmaya çalışan Kondakçı, henüz dişe dokunur bir film yapmış değildir. Ama kurduğu şirket Varlık Film adına elinde en azından 52 film vardır. Ne var ki depoladığı bu filmlerin büyük çoğunluğu devşirme, yani sağdan soldan topladığı video filmleriyle, 35 mm’lik sinema filmleridir. Kondakçı adına ilk kez büyük bir bütçeyle çekilen İbrahim Tatlıses’in ticarî amaçlı “Sarhoş”u bir yana bırakılırsa, genç yönetmen İsmail Güneş’in “Gün Doğmadan” adlı filmi belki yeni ses getirebilir. Güneş’in bu ilk 35 mm’lik ilk denemesinde başrolleri Necla Nazır, Kenan Kalav ve Fikret Hakan oynuyor.
1985 yılı Türk sineması, cinsel ağırlıklı bir “Müjde Ar” yılıydı. “Dul Bir Kadın”, “Adı Vasfiye” ve “Kupa Kızı”ndan sonra 1986-87 sezonunda oynayacak filmlere topluca bir baktığımızda gene iddialı üç tane Müjde Ar’lı film görürüz. Atıf Yılmaz’ın “Ahh Belinda”sı, Halit Refiğ’in “Teyzem”i ve Başar Sabuncu’nun “Asılacak Kadın”ı. Üçü de cinselliğe dayalı kadın filmleri. Sokaktaki adamla, entelektüel seyirciyi sinemada buluşturan Müjde ar, özellikle “Ahh Belinda” ile olay yaratıp, cinselliğe kapalı çevreleri bir hayli rahatsız edecek. Demek ki bu durumda gene Türk Sineması bir “Müjde Ar” yılı yaşayacak.
Bu yıl Hülya Koçyiğit’li, Türkan Şoray’lı filmler yok. Bu kuşaktan yalnız Fatma Girik’in oynadığı “Yılanların Öcü” adlı filmi izleyeceğiz. Tabii sansür kurulunun şartlı olarak izin verdiği bu film, kesintisiz oynayabilmek için Danıştay’dan çıkarsa. Türk Sineması’nın en iyi oyuncularından biri olarak dikkati çeken Nur Sürer’i de bu filmde Serpil Çakmaklı ile birlikte izleyeceğiz. Filmin erkek oyuncusu ise Kadir İnanır. Ünlü aktör bu sezona film yetiştirmek için durmadan çalışıyor. İşte Şerif Gören’in yönettiği “Dönemeç” ve “Umut Sokağı”, “Yılanların Öcü” gibi Kadir İnanır’lı filmler. Bu sezon izleyeceğimiz Kadir İnanır’lı bir film daha var. Yaşar Seriner’in yönettiği “Erkek Sözü”. İnanır bu filmde Harika Avcı ile birlikte oynuyor.
Kaynak: 1986, Erkekçe Dergisi
