Geçtiğimiz haftalarda Orhan Gencebay’ın da yer aldığı arabesk konusunda bir açık oturum yapıldı. Uzun yıllar Türkiye’nin gündeminden düşmeyen bu konuya TRT’nin de kapılarını açmış olması gerçekten yerinde bir davranıştı.
Ekranlardaki sınırlı saatler içerisindeki programda Orhan Gencebay, arabeski savunmaya çalışırken diğerleri ise karşıt görüşler ileri sürdüler. Ancak hemen şunu belirtelim ki, Timur Selçuk’un «Ben Orhan’ı da dinlemem, arabesk müziği de sevmem» demesi hiç hoş karşılanmadı. Müziğin evrenselliği açısından bu sözler ünlü bir müzik otoritesi olan Timur Selçuk’a pek yakışmadı.
Orhan Gencebay ise arabeskin yoz müzik olmadığı görüşünde. Yıllardır bu savını ileri süren sanatçı arabeskin halka malolmuş bir müzik şekli olduğunu iddia ederken, tarihten bazı örnekler de verdi.
Küçük Emrah Arabesk Prensi
Sanatçının kasetleri on binler satarak rekorlar kırıyor. Emrah adı bugün özellikle genç kızların dilinden düşmüyor. Küçük Emrah kendi yaşındaki arabeskçiler içinde en popüler olanı. Ona arabeskin prensi diyorlar.
★
Gülden arabesk kraliçesi
Gülden Karaböcek’e arabeskin kraliçesi diyorlar. Kendi türünde ve rakipleri arasında öncü olan Karaböcek, güçlü isimlerden. Gülden Karaböcek’in kasetleri adeta kapışılıyor.
TV dizisine olumlu cevap
Televizyonun sinemaya olumsuz etkileri uzun yıllar tartışıldı, gündemden düşmedi. Ancak aradan zaman geçtikten sonra görüldü ki, televizyonun sinemaya katkıları artık inkâr edilemez bir duruma geldi. birçok sinema sanatçısı dizilerle yeniden şöhrete kavuşurken bazıları da televizyon sayesinde şöhret olup filmlerde rol aldı.
Bugüne kadar aklınıza kim gelirse hepsi üç aşağı beş yukarı televizyon dizilerinde oynadı. Şimdi sıra Türkân Şoray ve birkaç isimde. Ancak Türkân Şoray uzun süredir direniyordu. Fakat artık o da bir dizi teklifini kabul etti. Etti ama sadece bir koşulla. Diziyi kendi adına yapmak istiyor. TRT ilgilileri de bu şartı kabul edince anlaşma sağlandı. Türkân Şoray yakında ekibini kurup televizyon için kamera karşısına geçecek.
★
Modern Evliya Çelebi
Pazar günleri ekranlara gelen «7’den 77’ye» adlı program herkesin ilgisini çekmeye devam ediyor. Barış Manço’nun hazırlayıp sunduğu programda çeşitli konulara yer veriliyor, çeşitli isimlerle röportajlar yapılıyor ve çeşitli yöreler tanıtılıp görüntüleniyor. Barış Manço yakında bu program için taa Amerika’ya gidiyor. Bir Belçika firması tarafından finanse edilen bu geziye Barış Manço’nun dışında 20 kişilik bir TRT ekibi de katılıyor. Amerika Birleşik Devletleri’nden başka Venezuella ve Kanada ile Uruguay’a da gidecek olan sanatçı bu ülkelerde röportajlar yapacak ve Unesco adına düzenlenen bir toplantıya katılıp bazı ünlü isimleri TRT ekranına getirecek.
Anlayacağınız Barış Manço tam bir Evliya Çelebi. Çat kapı orada çat kapı burada. Lisan avantajını da kullanan sanatçı hayli güzel programlar yaparak nice profesyonel yapımcılara taş çıkarıyor.
Mihmandar Nilüfer
Yaz ayları başında Türkiye’ye gelecek olan İtalyan televizyon kanalı RAI’ye İstanbul’u tanıtıp çeşitli gezdirecek olan Nilüfer, RAI tv kanalı için de üç şarkı seslendirecek. Çok iyi İtalyanca bilen Nilüfer’in söz konusu programda tercümanlık yapacağı da belirtiliyor. Sanatçı bu nedenle kendisine bazı giysiler diktiriyor.
★
Türk motiflerinden eşlemelerin yer aldığı elbiseleri program sırasında giyip İstanbul’un güzelliklerini sergileyecek ve şarkı söyleyecek.
Sunuculuğu deneyecek!
Daha önce televizyona dizi film çekeceği söylenen Gülşen Bubikoğlu, bu projeden vazgeçerek şimdi ekranlara sunucu olarak gelecek. Ses kontrolü yaptıran sanatçı yetkililerden hayli olumlu puanlar aldı, sesinin mikrofonik olduğu söylendi. Bubikoğlu, diğer sinema arkadaşlarının sunucu olarak televizyonda görev yaptığını ve başarı kazandığını, kendisinin bu konuda iddialı olduğunu söylüyor. Sanatçının ilk çekimleri önümüzdeki haftalar içinde gerçekleşecek. Böylece o da ekranlara gelerek, kendisini gösterme fırsatı bulacak.
Gerçek süperstar benim!
İstanbul Belediye Şehir Tiyatroları tarafından sahnelenecek olan bir müzikalin tartışmaları ve oyunda başrolü kimin oynayıp oynamayacağı konusu çeşitli polemiklere yol açmıştı. Aylar boyu herkes kafasından birtakım isimler ortaya atıp duruyor, çeşitli tahminler yürütüyordu. Ve nihayet dünyaca ünlü «Evita» müzikali için başrol oyuncusu belli oldu: Zuhal Olcay.
Bu müzikalede yalnız oyunculuğunu değil, sesini de sergileyecek olan Olcay, müzikalde birçok şarkıyı seslendirecek. Oysa «Evita» için daha önceleri Ajda Pekkan’ın adı geçiyordu. Ancak son anda bu önemli rol Ajda Pekkan’dan alınıp Zuhal Olcay’a verildi.
★
Önce telif hakları!
Sanatçıların öteden beri sorunu olan ve sıkça gündeme getirdikleri bir konu var: “Telif Hakları.” Henüz tam olarak rayına oturamayan telif hakları sorunu bazı yazal düzenlemelerle çözümlenmesine rağmen yine de aksaklıklar söz konusu. Yıldırım Gürses, «Telif hakları konusundaki savaşımız devam edecek. Ancak her şeyden önce sanatçıların güçbirliği içinde olması gerekir» diyor.
Kaynak: 1989, SES Dergisi