Filiz Akın, hazırlanmakta olduğu bir film için pazar yerinde alışveriş yapıyor. Filmde giyeceği kıyafetleri büyük bir özenle seçiyor. <Yapacacağım her şeyin, en ince teferruatına kadar aslına uygun olmasını istiyorum. Filme başlamadan önce her şeyimle rolünü oynayacağım kızın havasına bürünmeliyim> diyor.

0247-filiz-akin-gencligi-1973-yilinda-degisen-turk-sinemasi-1

DEĞİŞEN TÜRK SİNEMASI
Tam 11 yıldır film çeviren ünlü sinema yıldızı, Türk sinemasının bu süre içinde geçirdiği değişiklikleri, gelişmeleri ve özelliklerini yetkili ve yeterli bir dile anlatıyor.
– <On bir yıl önce girmiştim sinemaya> diye anlatmaya başladı Filiz Akın. <Dile kolay, tam on yıldır Türk sinemasının içindeyim. Neler gördüm bu on yıl içinde. Ama şunu kesinlikle söyleyebilirim ki, filmciliğimiz sinemaya başladığım günden bugüne kadar çok aşamalar geçirdi. Ayağa kalkan Akın, salondaki kütüphanenin yanına gidip, kitaplardan bir bölümünü gösterdi:
– Bu bölümde Türkiye’de sinemayla ilgili yayınlanan kitapları görüyorsunuz. Yirmi kadar kitap var burada.Bunlardan sadece ikisi ben sinemaya girmeden önce çıkmış. Gerisi tamamen geen on yıl içinde yayınlandı. Bu sinema yayınlarından da anlayabilirsiniz. Türk sinemasının on yılda aşamayı. Sonra bir de festivaller var. Türkiye’de şimdiye kadar yapılan en uzun ömürlü festivaller bu on yıl içinde düzenlendi. Bu festivaller bir yerde Türk sinemasına sanat filmlerini, iyi niyetli yapımları getirdi.

0247-tekel-buzbag-sarap-reklami-1973-yilinda-alkollu-ickiler-hosbag-buzbag-guzbag-narbag-trakya

SANAT FİLMLERİ TERCİHİMDİR
Eliyle kütüphanenin yanıbaşında duran Altın Portakal’ı gösterdi Filiz Akın. Minyatür bir Venüs’ü andıran o küçük heykelciğe baktı bir süre:
– Ankara Ekspresi filmimle ‘Altın Portakal’a layık görüldüğüm zaman kesin kararımı verdim. Artık sadece iyi niyetli yapımlarda oynamaya karar verdim. Arkasından ‘Umutsuzlar’ filmini yaptım. Film tahminimden de başarılı olmuştu. Artık hissediyordum iyi bir şeyler yapabileceğimi. 1972-1973 sezonuna her zamankinden azimli ve bilinçli olarak girdim. Bu sezon yapacağım filmler için en iddialısı “Utanç’tı”. Bir işçi kızı oynayacaktım filmde. Şimdiye kadar çok oynamıştım işçi kızını ama bu defa tıpkı Batı’da olduğu gibi hiç abartmadan, doğal haliyle canlandırmak istiyordum. Bu filmde ilk kez makyajsız göründüm. Başarmak için bütün gücümü harcadım. Sonuç bana göre olumlu geldi ama inşallah herkes beğenmiştir.

0247-filiz-akin-gencligi-1973-yilinda-degisen-turk-sinemasi-0

Filiz Akın’ın sözünü İlker kesti. Konuşarak odaya girip annesinin yanına oturdu. Elinde bir yığın defter ve kitap vardı. Elindeki defterlerden birisini annesinin eline tutuşturdu.
– Anne bak bakalım üçlerin çarpımlarını ezberleyebilmiş miyim? Üç kere iki altı, üç kere üç dokuz, üç kere dört…
+ Yaptığınız, yapacağınız filmlerden söz ediyordunuz.
– Aa, evet. Ama iyi film yapmak isteyen sadece ben değilim. Birçok arkadaşım iyi şeyler yapmaya çalışıyorlar şimdi. Artık aramızda fiyat olarak değil de sanatçı olarak bir rekabet başlamasının zamanı geldi de geçiyor bana kalırsa.
+ Renkli filmin Türk sinemasına etkileri ne oldu?
– Ben de sözü buraya getirecektim zaten. Türk sinemasını on yılda gelen en büyük yenilik “Renkli Film”dir.

0247-filiz-akin-gencligi-1973-yilinda-degisen-turk-sinemasi-2

BATIYA AÇILAN PENCERE
Bir dakika kadar durdu, önündeki meyve suyundan bir yudum aldı. Hemen arkasından anlatmaya başladı tekrar.
– Siyah-beyaz filmlerde maliyet 160-250 bin lira arasında değişirdi. Renkli filme geçildikten sonra en düşük maliyet 500 bin liraya çıktı. İyi bir film ise 700-800 bin liraya mal oluyordu. Hatta “Battal Gazi”, “Kara Murat”, “Kezban Roma’da” gibi bazı filmler bir milyondan fazlaya mal oldu. Maliyet bu kadar yükselince prodüktörler de yapacakları filme daha dikkat eder oldular, iyi yönetmenlerle çalışmaya başladılar. Bu arada renkli filmle birlikte seyircide de bir artış oldu. Burada bir noktaya temas etmek istiyorum. On yıl içinde Türk sinemasında her geçen yıl film sayısı arttı. Fakat seyirci sayısındaki artış, film sayısıyla aynı orantıda olmadı. Film sayısı öylesine çoktu ki, filmciler artık yaptıkları filmi çıkarmak için salon bulamaz oldular.

0247-ILK-SUTUN-YAZILACAK-ZUMRA-AYCAN-YAZMANA-GEREK-YOK-3

+ Peki, batı ile alışveriş oldu mu bu on yıl içinde?
– Tabii. Önce doğuya, sonra da Filipinlere kadar batıya dört yüz kadar film satıldı geçen yıllarda. Önümüzdeki yıllarda bu sayı muhakkak daha da artacak. Hele şu günkü hızla gidilir, iyi film yapmak için devamlı böyle çaba gösterilirse.





0247-ses-dergisi-1973-yili-arsivleri-filiz-akin-gencligi

Kaynak: 1973, SES Dergisi