Türk sinemasını, Yeşilçam’ı ve özellikle de kişisel bir tarih içeren anılarını yazmalıydı Metin Erksan. O çok özel saptamalarıyla “kendisini” yazmalıydı. Pandora Kitapevi’nin sahibi, yakın dostu Hüseyin Sönmez, yazması için çok büyük savaş vermişti. Anılarının adı da “kendisi” olacaktı. Ama yazmadı, yazamadı. Oysa Sedat Simavi, yazmak istediği kitaplarından biriydi ilk dönemlerinde. Erksan’a göre “Sedat Simavi, Türk sinemasının tek kurucusu, yaratıcısı ve büyük öncüsüydü.

0137-metin-erksan-filmleri-altmisli-yillarda-sinema-filmlerinde-sansur-turk-sinemasinin-marjinalleri-ve-orijinalleri-agah-ozguc (1)
AGÂH ÖZGÜÇ — Türk Sinemasının Marjinalleri ve Orijinalleri (Horizon International)

ADIMIZ METİNOMANİ’YE ÇIKTI
Metin Erksan’la yıllar öncesine dayanan çok özel bir dostluğumuz var. Kavgalarımızla, tartışmalarımızla birbirimize küstüğümüz yılları düşünüyorum da. O yıllarda ikimiz de keçi gibi inatçı, muhalif, umarsız ve dayatmacı olunca. Serde gençlik var ya! Kendimize göre “Doğrucu Davut”uz ya!

0137-refik-erksan-sevmek-zamani-fotograflari-altmislarda-ask-filmleri (2)

Ama yine de dargınlıklarımız, küskünlüklerimiz sabun köpüğü gibiydi. Fazla uzun sürmezdi, barışırdık sonuçta. O, her şeye, herkese muhalif, ben ise savunduğum her şeyin arkasında duran bir kişiliğe sahip olunca, nasıl kan çıkmasındı aramızda. Kaldı ki, haftalık Sinema Dergisi’nde birlikte çalıştığımız gazeteci dostum Hayri Caner’le tuttuğumuz Erksan, karizmatik kişiliğiyle ve sinemasıyla 1960 yıllarında vazgeçilmez idolümüzdü.

0137-metin-erksan-filmleri-altmisli-yillarda-sinema-filmlerinde-sansur-turk-sinemasinin-marjinalleri-ve-orijinalleri-agah-ozguc (2)
AGÂH ÖZGÜÇ — Türk Sinemasının Marjinalleri ve Orijinalleri

Elbette taraf olacaksınız. Doğru ya da yanlış. Çünkü insanınız. Bu kaçınılmaz bir olgudur. Ama kime? İşte asıl sorun burada. “Taraf” olmanın da aşırı duygusal abartılara yaslanmadan, kendi içinde bir tutarlılığı, bilinci olmalı. Bir sağlam nedeni olmalı. Yoksa yandaşlığın ve abartının tuzaklarına düşüp “bertaraf” değil, asıl kötüsü “yalaka” olmanız kaçınılmazdır.

0137-refik-erksan-sevmek-zamani-fotograflari-altmislarda-ask-filmleri (5)

Tüm tatsız bazı olaylardan sonra, bir yolunu bulup barıştığımız Metin Erksan’la ilk büyük çatışmamız bir yazı nedeniyle gerçekleşmişti. “Türk Toplumundan Kopmuşlar ya da Kaçış Sineması Üzerine” başlıklı sert bir yazıydı bu.

0137-refik-erksan-sevmek-zamani-fotograflari-altmislarda-ask-filmleri (1)
AKİS Dergisi — Sevmek Zamanı film tanıtım haberi (1965)

Eleştiri hedefi yalnızca Erksan değil, “Yalnız Rıhtımı”yla Lütfi Ö. Akad, “Denize İnen Sokak” ile Atilla Tokatlı, “Kızgın Delikanlı” ile Ertem Göreç, “Kalbe Vuran Düşman” ile Atıf Yılmaz, “Soluk Gecenin Aşk Hikâyeleri” ile Alp Zeki Heper’di. Sözkonusu yazı, aynen şöyle noktalanıyordu.

0137-metin-erksan-filmleri-altmisli-yillarda-sinema-filmlerinde-sansur-turk-sinemasinin-marjinalleri-ve-orijinalleri-agah-ozguc (3)
AGÂH ÖZGÜÇ — Türk Sinemasının Marjinalleri ve Orijinalleri (Horizon International)

Eğer Batı sinemasını, tiplerini Türk Sineması’na aktarıp yerli olamıyorlarsa, bu yönetmenler ya kendi insanlarını tanımıyorlar ya da “yenici” görünmek için blöf yapıyorlar. Türkiye’de özüyle, biçimiyle yabancı film yapmanın bir gereği yok. Çünkü Antonioni, Losey, Bergman ve ötekiler kendi ülkelerinde, Türkiye’de özenilip yapılmak istenenlerin en babalarını ortaya koyuyorlar. Biz Türkiye’de yaşıyoruz. Lütfen blöfü, gargarayı, göstermelik ilericiliği, aşırma biçimciliğini bir yana bırakıp kendi içimize kendi toplumumuza dönelim beyler.

0137-refik-erksan-sevmek-zamani-fotograflari-altmislarda-ask-filmleri (3) – Kopya

1969 yılında yazılan bu eleştiri aslında, Sinematek Derneği’nin aylık dergisi Yeni Sinema için kaleme alınmıştı. Onat Kutlar nedense basımınına izin vermemiş ve yeniden gözden geçirilmesini istemişti. Kutlar’ın basımına izin vermediği yazı, Hayri Caner’in As Dergisi – Akademik Sinema’da yayınlanınca en büyük tepki Metin Erksan’dan gelmişti. Orhan Günşiray’ın Tünel’deki film şirketinde karşılaştığımızda, çılgın bir öfkeyle saldırıya uğradığımı, şemsiyesiyle üzerime yürüdüğünü anımsıyorum. Günşiray, araya girip bizi ayırmıştı.

0137-metin-erksan-filmleri-altmisli-yillarda-sinema-filmlerinde-sansur-turk-sinemasinin-marjinalleri-ve-orijinalleri-agah-ozguc (4)
AGÂH ÖZGÜÇ — Türk Sinemasının Marjinalleri ve Orijinalleri (Horizon International)

İkinci çatışmamız ise Beyoğlu Aslı Han’daki sahaf Halil Bingöl’ün dükkânında gerçekleşmişti. Sahaflar Çarşısı’nda olan olayın nedeni, “Türk Film Yönetmenleri Sözlüğü”ndeki Erksan’la ilgili biyografisiydi. Oysa sinemasal özelliklerini içeren övgü dolu bir biyografi çalışmasıydı bu. Ne var ki, çok farklı bir kültür altyapısı olmasına karşın, Erksan’ın da diğerleri gibi en küçük bir eleştiriye asla tahammülü yoktu. İşte bu kez Nijat Özön’ün “Sevmek Zamanı” filmiyle ilgili şu saptamasını biyografisinin sonuna eklemem, Metin Erksan’ı iyice hırçınlaştırmıştı. Aynen şunları yazmıştı bir yazısında Özön:
— Halk sineması örneği diye öne sürülen bu filmde Batı’nın son örneklerine özenme var. Resnais’den, Antonioni’den, Visconti’den, Fellini’den bir sürü esin var. Biçim özenmeleri var.

0137-refik-erksan-sevmek-zamani-fotograflari-altmislarda-ask-filmleri (4)

OYUNCULAR AŞAĞILIK YARATIKLAR MI?
Ve ne ilginçtir ki, yönetmen ağabeyi Çetin Karamanbey’e (1922-1995) inat, soyadını Erksan olarak değiştirdiği söylenir. Bir ömür boyu süren küskünlüğün faşizan bir yansımaydı bu. Kaldı ki Karamanbey, aile dışı birey değil, özbeöz ağabeyi idi Erksan’ın. Et tırnaktan ayrılır mıydı? Hiç unutmam, birkaç kez “Çeitn’in kardeşi olduğumu yazma lütfen” diyerek beni uyardığını dün gibi anımsıyorum.

0137-metin-erksan-filmleri-altmisli-yillarda-sinema-filmlerinde-sansur-turk-sinemasinin-marjinalleri-ve-orijinalleri-agah-ozguc (5)
AGÂH ÖZGÜÇ — Türk Sinemasının Marjinalleri ve Orijinalleri (Horizon International)

Ya yeğeni görüntü yönetmeni Mengü Yeğin? Erksan’dan “Sevmek Zamanı”nın afişini arşivime koymak üzere istediğimde, afişin alt bölümünü keserek vermişti. Şaşkınlığa uğramıştım. Birlikte çalıştığı yeğenine, bilemediğimiz bir nedenle kızdığı için, afişin altındaki “görüntü yönetmeni: Mengü Yeğin” yazısını makasla nasıl uçurmuştu.

0137-metin-erksan-filmleri-altmisli-yillarda-sinema-filmlerinde-sansur-turk-sinemasinin-marjinalleri-ve-orijinalleri-agah-ozguc (6)
AGÂH ÖZGÜÇ — Türk Sinemasının Marjinalleri ve Orijinalleri (Horizon International)

Ve bir başka ilginç yanı ise, Erksan’dan bir fotoğraf istediğinizde, eğer o karede sevmediği ya da sorunları olan bir kişi varsa, hemen yüzünüzü-gözünüzü guvajlıyarak o kişi yok edip, öyle verirdi. Bu konularda hiç acıması yoktur. Nereden bakarsanız bakın Metin Erksan, kendine özgü bir “olay adamıydı”. Tartışmalı bir kişiliği vardı. Sansür kurulu ile sürekli başı derde mi girmiyordu? Gaza geldiğinde ya da gaza getirildiğinde tartışmalar mı yaratmıyordu? Kendisiyle yapılan söyleşilerde, tepki çeken konuşmalarında verip veriştirdikten sonra söylemlerinin arkasında durmuyor ve “Bunları ben söylemedim” diyebiliyordu.

0137-horizon-yayinlari-turk-sinemasinin-marjinalleri-ve-orijinalleri-agah-ozguc-kitap

 Kaynak: Türk Sinemasının Marjinalleri | Agâh Özgüç