1970 yılında İstanbul’un dört lisesini dolaşan «SES Liselerarası Müzik Kervanı» bu yıl ders kesimine kadar Türkiye’nin çeşitli liselerini dolaşacak, liseli öğrencilere moral verecek, onlara Türkiye’nin en ünlü topluluklarını kendi çatıları altında dinletecektir. «SES 1972 Liselerarası Müzik Kervanı» 20 Ocak günü hareket etti. İlk olarak İstanbul’da, Atatürk Kız Lisesi’nde konakladı. Burada 1700 öğrenciye ilk moral konserini verdi. Kervanın üç de şöhretli konuğu vardı: Müjdat Gezen, Selda Bağcan, Cem Karaca ve Kardaşlar.
1970 yılının ayazı bol bir Mart gününde, Atatürk Kız Lisesi’nin şimdi yerle bir olan eski binasında, bir konser verilmişti. Konseri düzenleyen derginiz SES’ti. «SES Liselerarası Müzik Kervanı» beraberinde Erol Büyükburç ve orkestrası olduğu halde Cağaloğlu’ndan yola çıkmış, Atatürk Kız Lisesi’nde konaklamış, salonu iğne düşmemecesine dolduran öğrencilere kolay kolay unutamayacakları bir gün yaşatmıştı. O konser için çok şey yazıldı, çok şey söylendi. Ama o «muhteşem» konseri en iyi anlatan Atatürk Kız Lisesi’nin 12 yıllık emektar kapıcısı oldu. Konserden sonra SES ekibine şöyle demişti babacan tavırlı kapıcı:
— Bugüne kadar burada birçok konser yapıldı ama kızların bugünkü kadar coştuklarını görmedim. Konserde konserdi ha! Neyse bu da bir rüzgardı işte, geldi geçti. Bundan böyle ne böyle bir konser dinleriz, ne de bir şey.»
Evet, emektar kapıcı iki yıl önce aynen böyle demişti. Demişti ya, iki yıl sonra ne kadar yanıldığını anladı. Atatürk Kız Lisesi bir kez daha «muhteşem konsere» sahne oldu. Hem de birincisinden daha «parlak» bir konsere.
SES LİSELERARASI MÜZİK KERVANI 1972
Atatürk Kız Lisesi öğrencilerine, Barbaros Bulvarı’ndaki yeni binalarında bu konseri iki yıl önce olduğu gibi yine SES düzenlenmişti. 1971 yılını kış uykusunda geçiren «SES Liselerarası Müzik Kervanı» 22 Ocak 1972’de Cağaloğlu’ndaki idarehanesinden hareket etmiş ve saat 14.30’da Atatürk Kız Lisesi’nin yeni binasında konaklamıştı. Kervanın üç de popüler misafiri vardı. Sahnelerimizin ünlü ismi Müjdat Gezen, 1971’in sürpriz sesi Selda Bağcan ve günümüzün en güçlü topluluklarından biri olan Cem Karaca – Kardaşlar.
KERVANIN GAYESİ
Bildiğiniz gibi «SES Liselerarası Müzik Kervanı» harekete 1970 yılında geçmişti. Gayesi, lise öğrencilerine kendi çatıları altında Türkiye’nin en popüler yıldızlarını dinletmekti. Konserden toplanan geliri okula bırakarak, okullara karınca kararınca yardım etmekti. Nihayet derslerden bunalan öğrencilere moral vermek, onları bir an olsun kitaplarından uzaklaştırarak, gelecek güç günler için enerji depolamalarını sağlamak ve günün Türk pop müziğini liseli gençlere tanıtmak, sevdirmekti. 1970 yılında «SES Liselerarası Müzik Kervanı» beraberinde pop dünyamızın en şöhretli isimleri olduğu halde İstanbul’un dört lisesini dolaşmıştı. Özdemir Erdoğan, Çamlıca Kız Lisesi’nde, Rasim Ulusman, Ritm 68 ve Moğollar, İstanbul Erkek Lisesi’nde; Erol Büyükburç, Atatürk Kız Lisesi’nde ve Durul Gence de Amerikan Lisesi’nde öğrencilere kolay kolay unutamayacakları saatler yaşatmışlardı. Sonra bahar gelmiş, dersler başlamış, kervan da istirahata çekilmişti.
GELELİM KONSERE
O sabah SES idarehanesinde tatlı bir telâş vardı. SES ekibi iki kola ayrılmış, biri kervanın yıldızlarını, binlerce lira değerindeki enstrümanları ile birlikte konser salonuna getirme görevini yüklenirken, diğeri de okul içinde karargâh kurmuş, konser salonunun düzenlenmesi işini üzerine almıştı. Saat 13.00’te bütün hazırlıklar tamamlandı. Atatürk Kız Lisesi’nin henüz tamamlanmamış kocaman spor salonunun İstanbul’un iki ses düzencisinden bir olan Yervant, 50 bin lira değerindeki ses düzeniyle donatmış, sahne hazırlanmış, Kardaşlar’ın enstrümanları sahneye yerleştirilmiş ve Selda Bağcan, Cem Karaca – Kardaşlar sahnede prova yapmışlardı. Provalarını bitirdikten sonra onlar heyecanla konser saatini bekleyedursunlar, bahçede binlerce lisesi kapıların açılmasını, o insanın yüzünde şaklayan soğuğa, ayaza rağmen heyecanla bekliyorlardı. Derken kapılar açıldı. Tam 1700 öğrenci salonun dört bir yanını iğne atmamacasına doldurdu. Pencereden öğrencilerin akın akın konser salonuna girişini gören Selda Bağcan, âdeta panik içindeydi:
— «Hayatımın en büyük konserini burada vereceğim. Allahım sen benim yüzümü kara çıkarma» diyor, başka bir şey demiyordu.
MÜJDAT GEZEN’DEN SELDA’YA
Nihayet beklenen saat geldi çattı. Saatler 14.30’u gösterirken konseri SES’le birlikte düzenleyen Mezunlar Cemiyeti Başkanı mikrofona geldi ve konserin başladığını öğrencilere ilân etti. Ardından mikrofonu Müjdat Gezen’e bıraktı. Gezen sahnede fazla uzun kalmadı. Kalamazdı da. Film setini yarıda bırakıp SES’in konserine koşmuştu. Sayılı dakikalarını sahnede harcadıktan sonra setin yolunu tutacaktı. 1700 öğrenciyi kahkahadan kırıp geçiren fıkralarından sonra, konserin ilk solistini takdim etti: SELDA BAĞCAN.
Üzerinde siyah bir pantolon elbise vardı Selda’nın. Heyecandan yüzü sapsarıydı. Dudakları titriyordu. Ağır ağır sahneye geldi, oturdu. Kendisine büyük ün sağlayan gitarını kucağına yerleştirdi ve ilk şarkısını anons etti: «Yalan Dünya» Bu, Selda’nın sanat hayatında verdiği dördüncü konserdi. İlk konserini ilkokul birinci sınıfta, üçüncü konserini «Selda» olduktan sonra, geçen Aralık ayında Fitaş’ta ve şimdi de «SES Liselerarası Müzik Kervanı» ile.
O incecik his dolu ses, koca salona yayıldığı zaman, öğrencilerin gürültüsü yavaş yavaş kesildi ve yerini insanın tüylerini diken diken eden bir sessizliğe bıraktı. Diğer dersleri bilemeyeceğiz ama, Atatürk Kız Lisesi öğrencileri daha ilk anda müzik dersinden 10 numara almışlardı.
CEM KARACA VE KARDAŞLAR
Konserin birinci kısmı başarıyla sonuçlanmıştı. Şimdi öğrencileri coşturmak, öğrencilere moral vermek sırası Cem Karaca – Kardaşlar’daydı. Dinleyici selini yararak, koşa koşa geldiler ve sahneye hiç vakit kaybetneden programlarına başladılar. «Kirpiklerin Ok Ok Eyle» Cem Karaca ve Kardaşlar ünlü türküyü batının en gelişmiş pop anlayışıyla çalıp söylüyorlardı. Cem, gençliğinin verdiği coşkun heyecanı, geniş volümli sesiyle olduğu gibi, hareketleriyle de belli ediyor, folk danslarına karıştırdığı her hareketi öğrenciler tarafından çılgınca alkışlanıyordu. Mor kadife pantolon, kahverengi çizme ve Anadolu işi işlemeli bir cepken giymişti Cem. Kardaşlar da onun gibi, modernize edilmiş Anadolu folklor kıyafetlerine bürünmüşlerdi. Bir ara Cem Karaca ve davulcu Hüseyin Sultanoğlu öğrencilerin arasına atlayarak onlarla birlikte çalıp söylediler.
Seyirciler coşmuş, Cem coşmuş, dinleyiciler coşmuştu. Öğrenciler baterist Hüseyin Sultanoğlu’nun 6 buçuk dakika süren muhteşem davul solosunu çılgınca alkışlıyor, zaman zaman mikrofonu bırakarak, sahne kenarında oturup «Askaros Deresi», «Demedim Mi?» ve «Dadaloğlu»nu söyleyen Cem’i çılgınca alkışlıyordu. Ve hava kararıyor ve konser Cem Karaca – Kardaşlar’ın sahnedeki dev buketlerdeki çiçekleri dinleyicilere atışıyla öğrencilerin bu çiçekleri çılgınca kampasıyla, Atatürk Kız Lisesi müdiresinin «SES Liselerarası Müzik Kervanı»na teşekkürü ve bir müjdesiyle noktalanıyordu. Müjde şuydu: Bundan böyle Atatürk Kız Lisesi’nde seri konserler verilecek ve bu konserlerin şeref misafiri de SES olacaktı.
Kaynak: 1972, SES Dergisi
