Üç kıtada bir devlet kurmuş büyük bir imparatorluktu Osmanlı İmparatorluğu. Son dönemlerinde zayıf düştü ve imparatorluğun bulunduğu topraklarına göz koymuş ülkelerin hedefi oldu. Her biri bir parça toprak elde edebilmek için planlar yapıyorlardı. Eski gücünü yitirmiş Osmanlı İmparatorluğu onların emellerini gerçekleştirmeleri için çok uygundu. Ama unuttukları bir nokta vardı. O da Türk Milleti’nin inancı, kendine olan güveni, mücadeleden yılmayan özgürlüğüne kimsenin el uzatmasına izin vermeyececek bir millet olduğuydu. Nitekim 1. Dünya Savaşı’ndan yenik çıktıktan sonra yapılan antlaşmalar hep toprakların parçalanması, aralarında pay edilmesi biçimiyle Türk milletini topraklarından etme gayelerini gerçekleştirme imkânı buldular.

0850-cumhuriyet-64-yasinda-1984-yilinda-cumhuriyet-bayrami-kutmalari (2)
Fransa’nın Sevr kentinde yapılan antlaşma ile yurdumuz Yunanistan, İngiltere, Fransa, İtalya ve Rusya arasında paylaşıldı. Güçsüz kalan Osmanlı Devleti bu ağır şartlara boyun eğip bir zamanlar Asya’dan Avrupa’ya uzanan topraklarını yitirmiş durumda ortada bir yere sıkıştırılmış kaldı. Ama bu duruma Türk Milleti daha fazla tahammül edemeyip milli mücadelesini ne yapıp ne edip verecekti. Sonunda dünya milletlerine örnek olacak, hayretler içinde bıraktıracak bir mücadele vererek yepyeni bir devlet kurmayı başardı. Yok olduğu gözüyle bakılan bir millet yok olmadığını tam tersine çok daha güçlü olarak varlığını koruduğunu dünyaya kanıtladı.

0850-kartopu-yun-markasi-seksenlerde-kazak-ormek-oren-bayan-eski-reklam

Türk milletini bir araya toplamayı başaran Mustafa Kemal, «YA İSTİKLÂL YA ÖLÜM!» diyerek milli mücadeleyi başlatır. Tüm Türk halkı bir ölüm kalım savaşına girişir. Bu savaşa girişilmeden önce Mustafa Kemal (Atatürk) yeni bir devlet kurar. Bu devlet Türkiye Cumhuriyeti’dir. Türkiye Büyük Millet Meclisi 23 Nisan 1920’de kurulmasıyla birlikte yeni Türk devleti de kurulmuş olur. Artık iş kurulmuş olan bu devletin sesini dünyaya duyurmak, işgal edilmiş toprakları yeniden kazanmak, bağımsız ve özgür bir devlet olarak dünyadaki yerini almaya gelir. Ve bu uğurda çarpışmalar başlar. Doğu, Batı, Güney, Trakya bölgesinde ayrı ayrı mücadele verilir. Kadını, kızı, çoluğu-çocuğu, genci, ihtiyarı, vatanı, milleti ve özgürlüğü uğrunda kanlarını seve seve dökerler.

1. İnönü, 2. İnönü ve Dumlupınar Sakarya Meydan Muharebesi’nin getirdiği başarılar ve ardından Büyük Taarruz’un gerçekleşmesi, Kurtuluş Savaşı’nın son aşaması olan Büyük Taarruz ve bunun ardından Başkumandanlık Meydan Muharebesi, düşmanların yurdumuzdan temizlenmesi ile Türk gücünün neler başarabileceği, varlığı dünyaya gösterilmiş oldu ve bunun sonucu olarak da eski Osmanlı İmparatorluğu’nun yerine kurulmuş olan Türkiye Büyük Millet Meclisi ve hükümeti varlığını göstererek itilaf devletleriyle anlatşama yapmak üzere bir masaya oturabilmeyi başardı. Her şeyden önemlisi artık özgür ve bağımsız bir devlet olarak bütün işgal edilmiş topraklarını geri alıp yeni sınırları içinde pırıl pırıl, dinamik, inançlı yarınlarda güvenle bakarak dünyadaki yerini sağlamlaştırdı. 29 Ekim 1923, Cumhuriyet ilan edilir. Bu noktaya gelene kadar Türk milleti binbir güçlüğü aşmayı başarmış, Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde, onun ilke ve devrimleriyle yepyeni bir kan, yepyeni bir can, yepyeni bir devlet olmanın gururu ve kıvancı içindedir artık.

0850-hayat-dergisi-arsivleri-1984-yilinda-dergiler

 Kaynak: 1984, Hayat Dergisi