Müjde Ar, birbirini kovalayan film çalışmaları yüzünden evde oturacak zaman bulamadığını söylüyor. Öylesine hasret ki evine, fırsat buldukça rahat koltuğuna gömülüyor. Bazen yeni bir senaryo çalışıyor, bazen de mutfağa girip ev kadınlığına özeniyor. Ve ancak ayda bir kez yemek pişirebiliyor.
— Dedikodu, dedikodu, dedikodu! Bir türlü anlamıyorum. Neden? Kim çıkarıyor bu kadar lâfları? Müjde Ar kocasından ayrılacakmış, sinemayı bırakıyormuş, seks filmi çevirecekmiş, soyunacakmış. Ve daha neler neler! Bunlar aslı astarı olmayan şeyler. Altı aylık sinema hayatımdaki büyük başarım demek ki bazılarını rahatsız etti.
+ Bu süre içinde kaç filmde oynadınız?
— Altı filmde. «Aşkı Memnu», «Baldız», «Köçek», «Batsın Şu Dünya», «Babacan» ve «Pisipisi».
+ Söylenenlerin hepsi yalan mı?
— Hepsi yalan! Neden kocamdan ayrılayım? Hele hele, sinemayı bırakmama ne gerek var? Soyunuyormuşum. Sorarım size, bikini giymek, soyunmak mıdır? Veya her bikini giyen, seks filmi mi çevirir? Ben artistim. Bir artist, rolünün gerektirdiği biçimde hareket etmeye mecburdur. Aranılan insan oluşumun en büyük nedeni de bu bence. Prodüktörlere ve rejisörün karşısına birtakım kısıtlamalarla çıkmıyorum.
+ Kaç yaşındasınız?
— 21! Televizyonun şöhret yaptığı yıldız diyeceksiniz değil mi? Bakın anlatayım. Televizyon benim ün yapmama etken oldu, kabul ediyorum bunu. Fakat ben sahne çalışmalarıma sekiz yaşındayken başladım. Liseyi tiyatro çalışmalarım ile birlikte bitirdim. Tabii bunların hiçbiri bilinmiyor. Suat Ebrem nasıl Müjde Ar oldu. Onu sorun bana siz.
HEM ÖĞRENCİ, HEM TİYATRO SANATÇISIYDIM
— Suat Ebrem benim asıl adım. Öğrenciyken sahnede Müjde Ar ismini kullanıyordum. Çok sıkıntılı günler geçirdim. Açlık da vardı tabii. Annem tiyatro sanatçısı idi. Hatta tiyatroda doğdum diyebilirim. Annem bana yedi aylık hamileyken sahnede oynuyormuş. Doğdum ve gözümü kuliste açtım. Sonra turneler başladı. Sekiz yaşındayken ilk kez Oraloğlu tiyatrosunda sahneye çıktım. Lise birinci sınıftayken artık tam bir tiyatro sanatçısı olmuştum. Gündüz okula, gece tiyatroya gidip oynuyordum. Derslerime gece yarısından sonra çalışıyordum. Makyaj artıklarıyla sınıfa giriyordum. Fakat yine başarılı bir öğrenciydim.
— Belki inanmazsınız diye getirdim. İşte benim okuldaki teşekkür ve iftihar belgelerim. Bu belgeleri ben o şartlarda, yani gece iki, üç saat uykuyarak aldım. Size küçük bir anımı anlatayım.
BİR ANI
— Balıkesir’de bir oyunumuz vardı. Okuldan formamla saat 13’te çıktım. Tiyatronun arabası beni kapıda bekliyordu. Arabaya bindim ve sekiz saat yolculuktan sonra Balıkesir’e vardık. Hemen kostüm değiştirdim, makyajımı yaptım ve sahneye çıktım. Oyun gece bitti. Sabaha karşı saat 1’de yola çıktık. Sekiz saat daha yolculuk. Sabah sınavım vardı. Yol boyunca ders çalıştım. Uykum geliyor, başıma su dökerek uyutmuyorlardı. Saat 8.15’te okuldaydım. Sınava girdim ve sonra bütün gün arka sırada uyukladım.
SAMİM DEĞER EŞİ HAKKINDA NELER DEDİ
— Biz demokrat bir aileyiz. Ailemizde eşitlik vardır. Karım sinema oyunculuğunu seviyor. Sinema oyuncusu, rolünün gerektirdiği gibi oynamak zorundadır. Öpüşmesi gerektiğinde öpüşebilir. Soyunması gerektiğinde soyunur. Bir iş ya olur, ya olmaz. Benim ona sonsuz güvenim vardır. Fakat her şeye rağmen evinde oturup sadece benimle olmasını arzu ederdim.
Kaynak: 1976, Hayat Dergisi
