Reklam filminde kendimle alay edip heykelimi yaptırdım ki üstüne güvercinler pislesin diye. Ama zannediliyor ki gerçekten heykelimi yaptırmak istiyorum. CMYLMZ olmak çok kötü bir şey değil, herkese tavsiye ederim! Çok kişinin yaptığın işle ilgilenmesi aslında insanın hedefidir, bir temennidir. Ama şu anda biraz gerginim.

0215-gora-filmi-ne-zaman-cekildi-2004-tempo-dergisi-cem-yilmaz-roportaji (1)
HABER: Çiğdem Kömürcüoğlu // FOTOĞRAF: Çağrı Kılıççı (2014, Tempo Dergisi)

Nihayet bu hafta gösterime giren G.O.R.A ve Cem Yılmaz iki yıldır gündemimizden düşmedi. Hele son günlerde Cem Yılmaz’la oturup Cem Yılmaz’la kalkıyoruz. Şu satırların yazıldığı sıralarda, ben atlamadıysam beş, altı dergi kapağı saydım. Bu dergi elinize ulaşana kadar daha da artacak. Yani “en çok kapak olan kişi” olarak yeni bir rekora daha imza atmak üzere Cem Yılmaz. Kendisi de iki yıldır bir iki reklam filmi ve kısıtlı sayıda gösteri dışında GORA’dan başka bir şey yapamamış. Onda sinema oyuncusu olma potansiyelini görüp beyazperdeye kazandıranlar, Filmacass’ın sahipleri Ömer ve Mine Vargı çifti olmuş. “Beraberce bir film yapalım, beraberce yazalım” demişler. Ardından “Her Şey Çok Güzel Olacak” ortaya çıkmış. Filme de ortak etmişler. “O sırada bu, neredeyse hiç yapılmayan bir şeydi. Hem de sinemada potansiyeli hiç tespit edilmemiş biri için çok olumlu bir çalışmaydı. O sıralar çok tecrübesizdim” diyor. “Çok güzel bir rol var, sen oynar mısın?” diye gelmiş Vizontele için teklif. Böyle bir teklif gelince motive olmuş. “Yılmaz Erdoğan’ın bitmiş işinde küçük bir roldü. Çok istediğim için oynadım. Seve seve, eğlenerek oynadım” diyor. Ve de senaryosunu yazdığı, iki başrol iki de yan rol oynadığı, setinde yattığı, müziğinden dekoruna her şeyiyle ilgilendiği, iki yıldır başını alıp başka hiçbir şeye bakamadığı GORA.

0215-gora-filmi-ne-zaman-cekildi-2004-tempo-dergisi-cem-yilmaz-roportaji (3)
Karikatüre olan ilgisi ve yeteneği sayesinde üniversite yıllarında Leman isimli mizah dergisinde çalışmaya başladı. İlk gösterisini dergide çalıştığı yıllarda, Leman Kültür Merkezi’nde gerçekleştirdi. Sonrasında Beşiktaş Kültür Merkezi’nde sahne almaya başladı ve burada düzenlediği gösteriler ile adını duyurmayı başararak günümüze kadar toplamda 4.000’den fazla kez sahneye çıktı. (Vikipedi)

Yeni bir rekor daha kırmak üzeresiniz. Bu kaçıncı röportajınız?
— Yoo, çok fazla değil valla. Üç, dört gibi.
Size en çok sorulan soru nedir?
— En çok sorulan demeyeyim de, içinden cımbızla çekeceğim bir tane var. O da şu; “Kaç kişi gelecek sizce?” gibi. Bizim milletin böyle bir hesap makinesi eğilimi var ya, “kaç kişi” falan gibi. Onunla çok haşır neşir oluyorum. Ama cevabı çok kısa: “Bilmiyorum.” İnsanlar izlesin diye yapıyoruz filmleri elbette. Kişi sayısı da çok önemli ama artık bu noktada sonra belki beklentiyi karşılşamak/karşılamamak gibi bir şeyle de karşılaşıyorum. Öyle bir gerilim de veriyorlar bana. Ama açıkçası ben işi bitirdim. O nedenle beklenti büyüse de o filmle ilgili pek bir şey yapamam artık. Bundan sonrası için, insana bir hazırlık oluyor. Benden ne bekledikleriyle ilgili bir fikir edinmiş oluyorum. Film izlendikten sonraki tepki tabii daha önemli. Çünkü tuhaf bir hadiseye dönüştü.

0215-gora-filmi-ne-zaman-cekildi-2004-tempo-dergisi-cem-yilmaz-roportaji (2)
CEM YILMAZ: “Hiç gece hayatım yok, yemin ederim.” (2004, Tempo Dergisi)

Bir film yaptım başıma neler geldi diyor musunuz?
— Filmler kolay yapılan şeyler değil. Çok dallı budaklı bir konu olduğu için bir sürü şey olabilir de. Bu filmin tabii bazı özel durumları da oldu. Ama film yapma sırasında birçok kişinin başına ekonomik, fizikî, manevi bir sürü şey geliyor. Hadiyeyi o anlamda çok da büyütmüyorum.
Yeni bir film için enerjiniz kaldı mı?
— Yeni bir film için enerjim bir yana uzun zamandır film setlerinde olmamaktan dolayı özlemim var. İşi yaparken alınan zevk başka bir şeye benzemiyor. Zaten ona meraklıyım ben. Bu işin içindeki birçok kişinin de bağımlılığı vardır film setine, ışığına. Hatta arkadaşlarımızın işlerini ziyaret ettiğimiz zaman hemen acaba “arkadan geçen adımı oynayayım mı?” gibi bir duygu gelir! İlla başrol olmasına gerek yok! Öyle bir merakım yok. Açıkçası kıskanırım.
Cem Yılmaz’ı taşımak nasıl bir şey? Herkesin gözünün üstünde olduğu biri olmak nasıl?
— Valla Cem Yılmaz olmak kötü bir şey değil, herkese tavsiye ederim! Çok kişinin yaptığın işle ilgilenmemesi aslında insanın hedefidir, bir temennidir. Ama şu anda biraz gerginim. Neden böyle yaşıyorum bilmiyorum da, şu anda belki benim cevaplarım böyle. Neden olduğunu tam bilmiyorum ama pozisyonumla ilgili gerginim açıkçası.

0215-gora-filmi-ne-zaman-cekildi-2004-tempo-dergisi-cem-yilmaz-roportaji (4)
G.O.R.A. / Bir Uzay Filmi // Yönetmen: Ömer Faruk Sorak // Görüntü Yönetmeni: Veli Kuzlu // Sanat Yönetmeni: Bahattin Demirkol // Müzik: Ozan Çolakoğlu // Yapımcı: Necati Akpınar, Nuri Sevin (2004, Tempo)

Dışarıdan bakıldığında arabalar, güzel kadınlar, mankenler..
— Yok öyle bir şey. Bunu kim yarattı onu da tam bilmiyorum. Benim alay mettiğim şeyin ben olduğumu zannediyorlar. O çok tuhaf. Hani bir lâf vardır ya, “şakadan anlamamak” diye. “Hiç şakadan anlamıyor” denir. Ne yazık ki bunu dillendirenler, şakadan anlamayanlar. Çünkü benim kendi seyircimle hiç problemim yok. O kadar açık ki herkesin kafası. Her şeyin kıymeti neyse o kadar kıymetini biliyor. Yerine koyuyor. Açıkçası ben bir reklam filminde şöyle bir imza atmayı başarıyorum. İşimle ilgili, kontrolüm değil de sahip çıkma söz konusu. Bir arabayla kızları tavlayabileceğim nasıl düşünülebilir! Ya da bununla ilgili bir gösteriş merakım olduğu nasıl düşünülebilir? Yazı yazarken bunları düşünmeyen bir kitler var. Ve bunları yazı yazma imkânları olan insanlar.

0215-gora-filmi-ne-zaman-cekildi-2004-tempo-dergisi-cem-yilmaz-roportaji (5)
GORA Film Müziği tanıtıcı broşür (Beşiktaş Kültür Merkezi, 2004, Doğan Müzik Company)

GORA BAYRAM ŞEKERİ GİBİ
Beşiktaş Kültür Merkezi tarafından 2 milyon dolar + KDV’ye satın alınan ve toplam maliyetinin 4 milyon doları bulduğu öne sürülen filmin müzikleri Ozan Çolakoğlu’na, kostümleri Canan Göknil’e, set tasarımı da Ertan Altınok’a ait. GORA gezegeni Antalya’nın Çandır stüdyolarında inşa edildi. 24 farklı mekân yaratıldı, görkemli uzay dekorları hazırlandı. 2 ve 3 boyutlu görsel efektler, yabancı bazı uzmanların denetiminde tamamen Böcek Yapım tarafından gerçekleştirildi. Cem Yılmaz, GORA’nın görsel efektleri, kostüm, mekân ve dekorlarıyla “birçok ilki bünyesinde barındıran, Türk uzay filmi olarak” tanımlanmasıyla ilgili olarak, “filmin öyle bir ûnvanı var, ancak insanlar filmi izledikten sonra görecekler. uzay filmi ûnvanı biraz alaycı, ‘uzay filmi’ ne demek bir kere, tanım zaten komik” diyor. Yılmaz senaryoyu yazarken kendisini kaptırıp gitse de, ne kadarını yapabilirizi hep göz önünde tutmuş. Yıldız Savaşları, Matrix ve Uzay Yolu gibi dizi ve filmlere göndermeler yapan uzay filmleri parodisi GORA’da Cem Yılmaz hem iyi hem de kötü adamı oynuyor. İyi olanı uyanık Türk tüccar Arif, kötü olanı da uzaylı komutan Logar.






0215-gora-filmi-ne-zaman-cekildi-2004-tempo-dergisi-cem-yilmaz-roportaji (6)

Kaynak: 2004, Tempo Dergisi