Fatih Terim’in hayat çizgisi, her zaman önüne koyduğu hedeflere göre yönlendirdiği bir hırs ve yükseliş hikâyesi. Bugünlere gelmesi hiç kolay olmadı. “Deneyimlerim bana öğretti ki, uzatılan her el dost değilmiş. Bu nedenle bizlere destek olanları olmayanlala aynı kefeye koyamam” diyerek tecrübesini konuşturmayı bildi. Hep gerçekçi oldu. 48 yıla şöyle en tepeden baktığınızda görüyorsunuz ki, o büyük hayaline doğru, bütün taş koymalara ve savrulan çiçeklere uzaktan gülümseyerek ilerliyor. Avrupalı bir futbol takımının teknik patronluğunu yapacak ilk Türk teknik direktör olmaya.

fatih-terim-fotograflari-fatih-terim-futbol-kariyeri-2000-yili-tempo-dergisi-arsivleri (2) (1)
“Adana, hayatımın unutulmaz bir bölümü diyemiyorum, çünkü bir ayağım hep orada.” (2000, Fatih Terim)

Topraksız bir emekçi çocuğu
Filmi geriye sarsanız, kendinizi çok partili hayata ayak uydurmaya çalışan bir Türkiye’nin Menderesli yıllarında buluyorsunuz, 1953’te. Baba Talat Terim, oğlunun futbolcu olması için dualar eder. Terim ailesine Fatih’ten sonra iki yeni üye daha katılır, iki kız kardeş. Terim’in “Adana’nın göbeğinde, topraksız bir emekçi çocuğuydum” dediği günler. Altı yaşından itibaren, bir ayağı aksak olduğu için Topal Talat’ lakabıyla çağrılan babasıyla birlikte birçok ağır işte çalışır. Ayakta kalmanın yollarını küçük yaşında öğrenmeye başlar. Böylece ileride, meydan okumaktan usanmayan, kaybetme korkusu olmayan, gücünü sabrından ve çalışma hırsından alan Fatih Terim’in karakterinin temelleri atılır. Bir yandan da mahalle arasında futbol topunu ayağına değdirmeden yapamamaya başlar. Okul hayatı, meşin yuvarlak kadar cazip gelmez. İlk eğitiminin ardından babası Talat Terim’in okumasını istemesi üzerine Motor Sanat Enstitüsü’ne girer. Lise 2’de devamsızlıktan okulu bırakmak zorunda kalır. Adana Endüstri Meslek Lisesi Motor Bölümü’ne veda eder. Hayata 6 yaşında başlayan bir çocuk için normal, yaşıtları içinse fazla erken bir yükselişin ilk kramponuyla buluşur. Adanademirspor genç takımında kimseye para verilmezken, bir tek Fatih Terim maaş almaktadır. Maaşı 150 liradır ve diğer futbolcular görmesin diye bu parayı gizli gizli Fatih’e verirler. 1969’da, yani 16 yaşında formasını giymeye başladığı Adanademirspor’la futbol yaşamı başlar. Üç yıl içerisinde takımın kaptanlığına kadar yükselir. İlk kez kaptanlık bazubentini koluna geçirdiği andaki heyecanını hiçbir zaman unutmayacaktır. Takım çıkış tüneline geldiğinde, arkadaşlarına ‘bir kaptanın söylemesi gerekenleri söyleyerek’ sahaya son sürat koşar. Bir an duraksar, çünkü arkasında kimse yoktur: “Öyle hızlı koşmuşum ki kimse bana yetişememiş.” Altı yıl daha Adanademirspor formasını giyer.

fatih-terim-fotograflari-fatih-terim-futbol-kariyeri-2000-yili-tempo-dergisi-arsivleri (4)

Fatih Terim, bahriyeli olarak yaptığı askerlik fotoğrafı ile (altta).

fatih-terim-fotograflari-fatih-terim-futbol-kariyeri-2000-yili-tempo-dergisi-arsivleri (5)
“Adana’da sadece havalar değil, insanlar da sıcaktır. Ben bu özelliği taşırım. Her ne kadar birkaç kişi kabadayılığını taşıdığımı iddia etse de.” (2000, Fatih Terim)
fatih-terim-fotograflari-fatih-terim-futbol-kariyeri-2000-yili-tempo-dergisi-arsivleri (7)
“Sporcu, gerektiği gibi yaşamalıdır. İçki ve sigara buna dâhildir.” (2000, Fatih Terim)

Fatih Terim, Adanademirspor’dan Galatasaray’a her futbolcunun taşıdığı büyük umutlarını da beraberinde getirdi. 1 milyon 650 bin liraya transfer olan Terim, “zor yıllar” olarak tanımladığı ilk futbolculuk döneminde bile başarıyı yakalamayı bildi.

fatih-terim-fotograflari-fatih-terim-futbol-kariyeri-2000-yili-tempo-dergisi-arsivleri (8)
Fatih Terim, yıllarca beraber top koşturduğu takım arkadaşlarını hiç unutmadı. Şimdi onların çoğuyla birlikte çalışıyor ya da can dostu.

1972 yılında Türkiye’de sosyal alanda da değişimler sürerken, Fatih Terim bu rüzgarın yeşil sahalarda esen örneklerinden biri olur. Santrfor Fatih, futbol otoritesi Fatih Somer ve Genç Milli Takım Antrenörü Gündüz Tekin Onay’ın dikkatini çekmekte gecikmez. Milli takıma çağırılır. Futbolculuk döneminde hayatını değiştiren en önemli maç ise Adanademirspor’un Galatasaray’ı 1-0 yendiği maç olur. Doksan dakika boyunca sergilediği futbolla göz doldurur. Milli takımla birlikte gittiği Romanya maçı sonrası yıldırım hızıyla nasıl Galatasaraylı olduğunu şöyle anlatır:
— Romanya milli maçından İstanbul’a dönmüştük. Galatasaraylılar havaalanından alıp beni kulübe götürdüler. Bu arada Adanademirsporlular araya girmek istediler ama ben kararımı vermiştim. Galatasaray’a gönülden “EVET” dedim. Galatasaray Kulübü’ne 1 milyon 650 bin liraya transfer olan Fatih Terim, büyük şehrin renkli yaşantısını üzerine çeker. O artık Galatasaraylı Fatih’tir.

fatih-terim-fotograflari-fatih-terim-futbol-kariyeri-2000-yili-tempo-dergisi-arsivleri (11)

Galatasaray taraftarı Fatih Terim’den memnundur. Formasının hakkını verir, başarıya kodlanmış hırsını sarı-kırmızılı renkler için döktüğü terlerle akıtır. On bir yıl boyunca Galatasaray’da şampiyonluğun tadı damağında nasıl yer ede bilemez. 1976’da Galatasaray kaptanı olarak bir Fenerbahçe maçına çıktığında “libero” olarak oynamaktadır. Fenerbahçe o yıllarda sarı kırmızılı takıma karşı bariz bir üstünlük kurmuştur. Ve maç başlar. Fenerbahçe, solbeki Selahattin’in sağdan gelip attığı bir golle 1-0 öne geçer. Bütün Galatasaraylı taraftarlar sessizliğe gömülmüştür. Ve birden sağdan Şevki bir orta yapar. Gelen topa yükselen Fatih öyle bir kafa vurur ki, Fenerbahçe’nin kalecisi Yavuz topla beraber içeri girer. Arkadan iki gol daha atan Galatasaray, maçı 3-1 kazanır. Tüm başarılı oyununa karşılık, yıllar sonra “Galatasaray’da hiç şampiyonluk yaşamadınız” cümlelerinden bıkacak hale gelecektir.

fatih-terim-fotograflari-fatih-terim-futbol-kariyeri-2000-yili-tempo-dergisi-arsivleri (20)
“Futbol oynarken çok sinirliydim. Haklı ya da haksız olayım, her şeye tepki gösterir, hemen kavga çıkarabilirdim.” (2000, Fatih Terim)

Milli takımın da yıldızıydı
Ardında bıraktığı rakamlar, bir “Fatih Terim Yeşil Sahalarda” serisinin en sağlam göstergesi. 51 kez milli formayı giyer. A Milli Takımı’nda oynama rekorunu 1984 yılından 1995’e kadar elinde tutar. İlk milli maçına İsviçre ile deplasmanda 1-1 berabere kalınan 20 Nisan 1975 tarihinde çıkar. Son milli maçının skoru da yine bir beraberlik olacaktır. 4 Nisan 1984’te oynana Türkiye-Macaristan maçı golsüz berabere bitecektir. 6 Eylül 1995’te İstanbul’da Macaristan’a karşı oynadığımız Oğuz Çetin bu rekoru eline geçirir. Fatih Terim ise 1995’te teknik direktör olarak ay-yıldızlı takımın başına çoktan geçmiş olacaktır. Yani rekorunun takımda yer verdiği bir futbolcusu tarafından kırılışına tanıklık edecektir.

fatih-terim-fotograflari-fatih-terim-futbol-kariyeri-2000-yili-tempo-dergisi-arsivleri (10)
“Ayaklarınızı yere basmak ve şımarmamak zorundasınız.” (2000, Fatih Terim)

Fatih Terim ile birlikte 1996 Avrupa Futbol Şampiyonası elemelerinde milli takımımız çok başarılı oldu. Milliler topladıkları 15 puanla futbol tarihimizde ilk defa şampiyona finallerine gitmeyi başardı. Ve bunda da en büyük katkı, şüphesiz takımın teknik direktörü Fatih Terim’e aitti. Avrupa Şampiyonası’na gitmek, Fatih Terim’in futbol dünyasının ilahlarından biri olma sürecinin ilk adımıydı.

fatih-terim-fotograflari-fatih-terim-futbol-kariyeri-2000-yili-tempo-dergisi-arsivleri (21)
Fatih Terim’in en büyük silahlarından biri kuşkusuz Hakan Şükür’dü. Hakan, hocasına olan inancını birçok kez dile getirdi. (2000, Tempo Dergisi)

Fatih Terim’in Kupa Karnesi (1975-2000)

fatih-terim-fotograflari-fatih-terim-futbol-kariyeri-2000-yili-tempo-dergisi-arsivleri (31)

➤ ➤➤ Detaylı haberler ve diğer görseller (17MB) ➤➤➤

fatih-terim-fotograflari-fatih-terim-futbol-kariyeri-2000-yili-tempo-dergisi-arsivleri (1)

Kaynak: 2000, Tempo Dergisi