Konya’da bir Mevlânâ Enstitüsü bile yok. Mevlânâ Tekvando, Şems Kasabı gibi isim çok. Mevlânâ Merkezi inşasına hâlâ başlanamadı. Konya’da önüne gelen sema ticareti yapıyor. Turistlere rakı sofrasında sema dönülüyor. Mevlevîlerin son kuşağı yaşam kavgasında. Tempo Dergisi’nin 2002 yılında foto-dosya olarak ele aldığı habere değiniyoruz.

0299-mevlevi-tarikatlari-sema-ayinleri-2002-tempo-dergisi (1)
HABER: Hesna Onbaşı • FOTOĞRAFLAR: Nurdan Sözgen (2002, Tempo)

ÇİVİLİ TAHTADA DÖNME EĞİTİMİ
Semada en önemli şey savrulmadan tek bir nokta üzerinde dönebilmek. Eğitime yeni başlayan semazenler, sema tahtası denilen bir zeminde bu eğitimi alıyor. Tahtanın tam ortasındaki çivi sol ayak başparmağı ile ve işaret parmağı arasına sıkıştırılıyor. Bu halde dönmeye başlayan semazen adayı yaklaşık altı ayda tek bir noktada dönmeye alışıyor.

0299-nokia-3510-reklami-connecting-people-2002-club-nokia
NOKIA 3510 — O bazen maskot, bazen fosforlu bir ışıltı, bazen oyun makinesi, bazen de bir müzik kutusu.

EĞİTİM MERKEZİ YOK
Sema eğitimi veren yetkili bir merci olmadığı için eski semazenler oğullarına bir nevi zanaat öğretir gibi semazenliği öğretiyor. Küçük Samet henüz altı yaşında olmasına rağmen semazen olan babası Ali Yümünnü denetiminde sema öğreniyor. Ağabeyi Ali’nin ise semazen olmaya pek merakı yok gibi. Baba Yümünnü, isteyenin gidip sema öğrenebileceği bir kurumun olmadığını söylüyor ve ekliyor:
— Samet, bizden görüp kendi kendine dönüyordu. İstidadı olduğunu görünce öğretmeye başladım. Benim gibi birçok semazen de evinde sema yapmayı öğretiyor. Samet’in daha altı aylık bir eğitim süreci var. Bu dönemde hemen her gün sema çalışacak. Bu çalışmalar aynı zamanda baş dönmesinin azalmasını ve zamanla kaybolmasını sağlayacak. Altı ay sonra hazır olduğunda o da babası gibi meydanlarda sema etmeye başlayacak.

0299-mevlevi-tarikatlari-sema-ayinleri-2002-tempo-dergisi (2)
Mevleviliğin gelişmiş bir adap ve kural sistemi vardır. Misal, ortak tabaktan yemek yeniyorsa kaşığın bir tarafı ile yemek alınır, diğer tarafı ile yemek yenir. Kaşığın ağza değen kısmının yemeğe değmemesine özen gösterilir. Ayrıca alemdeki tüm varlıkların Allah’ın birer parçaları olduğu varsayılarak onlara değer verilirdi. Örneğin; kaşık öpülerek yemeğe başlanır, sırtlarına giydikleri yelekler öpülerek giyilirdi. Mevlevilikte de diğer tarikatlarda olduğu gibi yün giyilir, bu da maddi ve özellikle manevi fakirliğin bir gösteriliş şeklidir. (Vikipedi)

MEVLÂNÂ NEDİR, NE DEĞİLDİR?
Türkiye’nin küresel dünyaya sunduğu en güçlü, en köklü hoşgörü simgesidir Mevlânâ. Son yıllarda dünyanın dört bir yanından insanlar Mevlânâ’yı keşfediyor, Mevlânâ’ya koşuyor. 13’üncü yüzyılda İslâm’ı hoşgörü şemsiyesi altında yeniden yorumlayan Mevlânâ Celaleddin Rumî, 21’inci yüzyılın insan odaklı felsefesinde yükselen değer durumunda. Mesnevî ise Batı dünyasında bestseller oldu.

Ancak Mevlânâ, Türkiye’de sahipsiz ve değeri bilinmiyor. Felsefesi ve geleneceği hak ettiği şekilde sürdürülmüyor. Sonuç içler acısı. Mevlevîlik tamamen ölmüş durumda. Tarikatın son kuşağından kalan birkaç isim çevresine toplanan birkaç mürit ve talebeyle adeta yaşam savaşı veriyor. Tarikatların 1925 yılında kapatılmasından sonra Türkiye Cumhuriyeti günümüze kadar geçen 77 yılda ne bir Mevlânâ enstitüsü kurabildi ne de Mevlânâ’nın şanına yakışır bir kültür merkezi inşa etti. Ayrıca ortalıkta tam bir Mevlânâ reklam enflasyonu var. Tabelalarda Mevlânâ Tekvando, Şems Kasabı gibi abukluklara rastlamak mümkün. Devrin Mevlânâ’ya gerektiği şekilde sahip çıkmayışı, günümüz rant anlayışı ile birleşince Mevlânâ kavramı biraz tuzağa düşmüş.

0299-e-kolay-internet-paketleri-2002-norton-antivirus-reklami
E-KOLAY.NET — Hayatın bir tık önünde!

ÇİLEHANEYE GEREK YOK, HAYATIMIZ ÇİLE
Mevlevîlikte mutfağın büyük önemi var. Tekke ve zaviyelerin kapatılmasına kadar derviş adayları, 1001 gün, mutfakta 18 farklı görev yaparak tekkeye hizmet ederlermiş. Bu süre içinde dinî eğitim de alan derviş adayı 1001 günün sonunda derviş olurmuş. Fakat günümüz Mevlevîleri böyle bir çile doldurma sürecinden geçmiyor. Konyalı Mevlevî Dedesi Şerafettin Balevi bu konuda şöyle söylüyor:
— Artık insanların hayatı çile dolu. Gerek var mı tekkede çile doldurmaya?

0299-mevlevi-tarikatlari-sema-ayinleri-2002-tempo-dergisi (3)
MEVLÂNÂ CELALEDDİN RUMİ — Kim olursan ol yine gel. İster mecusî ol, ister putperest. İstersen bin kere bozmuş ol tövbeni. Ümitsizlik dergâhı değil bizim dergâhımız. Kim olursan yine gel.

MEVLÂNÂ A.Ş. İŞ BAŞINDA
Konya’nın hemen her tarafında yüzlerce işyeri Mevlânâ ismini taşıyor. Neler yok ki bunların arasında. Sürücü kursları, berberler, kasaplar, oteller. Bir de her köşe başında karşımıza çıkan Mevlânâ hediyelik eşyaları satan yerler eklenince bu kervanda Konya tam bir Mevlânâ ticarethanesine dönüşüyor. Fakat işin en acı tarafı “sema” gibi Mevlevîliğin en can alıcı yönünün, ehil olmayan herkes tarafından bir nevi meslek gibi para karşılığında icra edilmesi. Otellerde, restoranlarda yemek eşliğinde sema izleniyor. Bir de bu insanlar derviş olduklarını iddia edince, Mevlânâ’nın “Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol” sözünün değeri bir kez daha anlaşılıyor.

0299-mevlevi-tarikatlari-sema-ayinleri-2002-tempo-dergisi (4)
Konya’da her köşe başında bir yatıra rastlamak mümkün. Tabii her yatırın başucunda dua eden birilerine de. Mevlânâ’nın ölüme karşı duyduğu büyük sevgi ve isteğin tesiri midir bilinmez ama Konyalılar bu yatırları hayatlarının bir parçası haline getirmiş.

SAMBA İZLENİYORSA SEMA DA İZLENİR
Konya Tasavvuf Musikîsi Topluluk Müdürü Mehmet Öztorun’un söyledikleri turist beklentisini destekliyor. Öztorun, “Bizi başka ülkelerde sema yapıp turistlerin gelmesini engellemekle suçluyorlar. Teşbihte hata olmasın ama her yerde samba yapılır. Fakat yine de insanlar Rio Karnavalı’na akın ediyor. Neden sema izlemek için Konya’ya gelmesinler ki?” diyor.

0299-mevlevi-tarikatlari-sema-ayinleri-2002-tempo-dergisi (5)
İslam felsefesi olarak da bilinen tasavvufta mevlana ve mevleviliğin önemi büyüktür. Mevlevilik insan odaklı olup hoşgörüye, güzele ve ihlasa yöneliktir, pes etme yoktur pişman olma ve affetme vardır. (Vikipedi)

DERVİŞİN ASLI GECE BELLİ OLUR
Şerafettin Balevi, 63 yıllık hayatını Mevlânâ’ya vakfetmiş bir Mevlevî. Şimdilerde 18 tane müridine Mevlânâ ahlakını öğretiyor. “Bizler için önemli olan gece yapılan ibadettir. Mevlevî gündüz işiyle gücüyle ilgilenir, gece ise halvete (insanların gözü önünde olmamak, gizli olma hali) çekilir. Gün içinde yaptıklarının vicdan muhasebesini yapıp ibadet eder” diyor Balevi. Fakat o da Mevlevîliğin her geçen gün biraz daha kaybolmasından ve değerlerin yitirilmesinden şikâyetçi.

0299-aria-isteyin-yeter-2002-aran-bataria-is-tim-reklamlari
ARIA — Ayda 200 kontörlük konuşana 50 kontör hediye! 200 kontörlük daha konuşana 100 kontör daha hediye! GSM 1800 • AriaMerkez 444 1 555, aria.com.tr “İsteyin yeter.”



0299-mevlana-haberleri-mevlevi-dergahlari-2002-tempo-dergisi

  Kaynak: 2002, Tempo Dergisi