Tanzimat fermanının 1839’da okunuşundan I. Meşrutiyetin 1876’da ilanına kadar süren dönem, Osmanlı Devleti’nin siyasal, toplumsal ve ekonomik yapısını batılı anlamda düzenleyen bir dizi reforma tanık oldu. Sultan Abdülmecid, babası Sultan II. Mahmud’un yenileştirme girişimlerini devam ettirdi. Saltanat sürdüğü 1839-1861 arasında yönetim ve eğitim alanlarında önemli gelişmelere imza atmakla kalmadı, yenilikçi bir kültür atmosferinin serpilmesine olanak tanıdı. Sultan Abdülmecid’in bir yandan İstanbul’un çeşitli camilerinde levhaları bulunan bir hattat, öte yandan Ferik İbrahim Paşa’ya batılı anlamda poırtresini devlet adamı kimliği, bu dönemde Osmanlı Devleti’nin geleneklere bağlı kalarak girdiği yenileşme sürecinin aynası gibidir.

OSMAN HAMDİ BEY
İbrahim Edhem Paşa’nın en büyük oğlu olan Hamdi Bey İstanbul’da doğdu. Babası tarafından hukuk eğitimi almak üzere Paris’e gönderildi. Osman Hamdi Bey, Paris’in canlı sanat ortamından etkilenerek resim sanatına yönelir. Gustave Boulanger’in öğrencisi olan Osman Hamdi, Géerome’un etkisiyle oryantalist konulu resimler yaptı. Aile üyelerinin ve yakın çevresindeki kişilerin natüralist portrelerine yer verdi. Paris’ten 1869’da dönen Osman Hamdi Bey, 1881’de Müze-i Hûmayun’u (İstanbul Arkeoloji Müzesi) gerçek kimliğine kavuşturdu. Osman Hamdi Bey, Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Edhem Eldem’in dedesidir.

Zeybek Portresi, tarihsiz
TUVAL ÜZERİNE YAĞLIBOYA

 

Beyaz Vazoda Çiçekler, tarihsiz
TUVAL ÜZERİNE YAĞLIBOYA

 

Kokona Despina, 1906
TUVAL ÜZERİNE YAĞLIBOYA